dinlendikçe güzelleşen bir radiohead klasiği.
klibi dikkatli izlendiğinde; klipteki her kişi ve nesnenin yer çekimine, hatta zamana karşı koyduğu açıkça görülür. sanırım bu karşı koyma yeteneklerini de sokak ruhuna bağlıyorlar.
ayrıca klipteki karavan ile de sokak ruhu betimlenmiştir.
bir radiohead başyapıtı. Defalarca dinleseniz bile aynı duyguları duyabiliyorsunuz. Kullanılan enstrumantel teknikler zayıf olmasına rağmen, içindeki ritmik uyum bu şarkıyı güzel yapar. Çalması kolay ve bu kadar güzel olan başka şarkı var mıdır bilemem?
en kalabalık yerlerde bile dinlendiginde tek sıgınagın ille de kendin oldugunu olesiye hissettiren, gecmişi dusununce sızı aglatan, ıcınızı sızlatan, bır anda güçsüz bırakan, nefes aldırmayan sarki. **
insanı etkileyen şarkılardan biri. camı açıp kendini atası gelir insanın. depresyon öncei, sonrası, anı kesinlikle dinlenmemelidir. insan kendine zarar verebilir zira..
böyle sakin sakin, uyuşuk uyuşuk bir şarkı.. "feeeeeeyyyyyddd aaaaaaavvvtt" derken saniyeler geçmeyecekmiş gibi gelir. çok durgun ama baymaz da.. radiohead'in mucizesi olsa gerek o da..
street spirit olarak adlandırılması daha hoş duran radiohead şarkısının diğer adı! sözleri şöyledir:
rows of houses
all bearing down on me
i can feel their
blue hands touching me
all these things into position
all these things will someday take control
and fade out again
and fade out again
this machine will, will not
communicate
these thoughts
and the strain i am under
be world child
form a circle
before we all
go under
and fade out again
and fade out again
[choir part]
cracked eggs dead birds
scream as they fight for life
i can feel death can see its beady eyes
all these things into position
all these things will one day swallow whole
and fade out again
and fade out again
[choir part]
immerse your soul in love
immerse your soul in love
iyi bir ruh halinde dinlendiğinde hemen ruh halinizi kötüye cevirebilecek, kötü bir ruh halinde dinlendiğinde ise direk intahara sürükleyebilecek muhteşem bir klibe sahip,muhteşem radiohead şarkısı..
turkiyede araklara alışık olsak da ışın karaca nın da bu şarkının klibinden arak yapması beni üzmüştür...
elif şafak ın araf adlı kitabını okurken çok fazla dinlediğimden dinlerken hep, bir arada kalmışlık, bi araf durumu hissettiğim süper radiohead şarkısı.klipteki köpekte pek bir güzeldir korkunç olmakla birlikte..
sadece oturup dinlemek gerek.hiçbişi düşünmeden, hiç bişi hissetmeden.zaten o gerekli olan fikri ve hissi size getirecektir.sarkı bitinceyse dünyaya geri döndüğünüze bin pişman olup başa saracaksınız başka çıkar yolu yok.bu şarkı dinlenirken içki içmeye gerek yok, sarhoşluk peşinen gelecek.kendinizi kaybederken dövdüğünüz dizleriniz mora dönecek.bu şarkıyı dinlerken sizle aynı hissi duyduğuna inandığınız biri varsa tutun onu kolundan bir ömür boyu bırakmayın.o sizin yoldaşınız, ruhdaşınız..
yalniz ve uykulu oldugunuz bir an açılırsa ağlamakla yetinemeyeceğiniz bir şarkı.açık balkon kapısının size güldüğünü farkedersiniz.sizi çağırır ve bu şarkının uyuşturduğu beyin mutlu bir şekilde kapıya doğru gider.gökyüzüne bakarsınız.Kendi zavallılığınızı,mutsuzluğunuzu sevdiğiniz insanlara bulaştırmaktan korkarsınız.ölüm o kadar caziptir ki artık.aşağıya bakarsınız,sorunlarınızdan kurtulmanın tek yolu oraya ölü ulaşmak olarak görülür.geçmişte yapabildiğiniz güzellikleri,yaşadığınız tatlı anları,gördüğünüz aşkları,hissettiğiniz sevgileri bir anda görürsünüz ki o görüntü gözlerinizin önünde bir an havada kalır.ona ulaşmak için bir adım hayatınızı elinizden alacaktır.o adımı içinizdeki nefret sağlamıştır.sonra dersiniz ki"uyan,herşey böyle güzel değil,bu kadar değil".Sonra içinizde öyle bir nefret kasırgası eser ki,"neden insanlar birbirlerinin arkasından işler çeviriyor,neden yalan söylüyor,neden anlamaya uğraşmıyor." gibi düşünceler beyninizi yiyip bitirirken bir bakmışsınız uyanmışsınızdır.Hayattan nefret ederek uyanmışsınızdır.Artık,gerçek dünyada bütün kötülükleri,tüm çıplaklığı ile görmektesinizdir.Ve nefretiniz sonsuzluk gibi hiç durmadan büyümektedir.sonra yatağınızdan kalkıp,bu iğrençliğe devam edersiniz.
simsiyah bir gecenin ortasına bağdaş kurup elinizi etiğini zamandan çekmenize sebebiyet verecek kadar buhranlı bir şarkıdır öyleki odanızın umarsız duvarından , yanı başınızda yatan miskin kedinizden , sokakta yalnız bir başına ıslık çalan sokak lambasından , çalmayan mına kodumun telefonundan , filitreye değen közden bir haber getirir bu şarkı ... ve yalnızlık gelip baş köşeye oturur ...