on yaşlarımdayken zevkle oynadığım, şimdi ise son derece dandik bulduğum dövüş oyunu şeysi. tekken varken yüzüne bile bakılmamalı bence. mortal combat bile daha iyi be!
muhteşem bir çocukluk oyunudur. günleriniz hep bu oyunun kritiğini yapmakla geçer o yıllarda hatta ekstra hikayeler yazarsınız karakterle hakkında...
makinenin başında saatlerce bekleyip, babamın kulağımdan tutup eve götürmesine sebebiyet vermiş akabinde sağlam bir tokat yemişliğim de vardır... zira; atariye girdiğimde saat 4 falandı eve geldiğimizde 8 küsur... ve oynayamamıştım amk! orospu çocukları kaç jeton almışlarsa bitmiyordu! ama o tokada değerdi...
en güzel versiyonu da; sanırım 8 karakterin seçilebildiği... bu sagatlar falan alınamıyor ve kombo aduket, oryuket çekemediğiniz sade oyun...
tabi ki adamım ken...
yalnız şöyle bir durum var; aduket ya da oryuket çekmeden de oyun bitirilebiliyor.
ama illa aduket çekeceğim diyorsanız; kolu * hilal şeklinde çevirip hilalin bittiği anda aparkat'a ya da herhangi bir yumruğa basacaksın...
oryuket için; hilalden biraz daha 3/4 daireye yakınlaştırıp yine yumruklardan birine...
taktakduket* içinse yanlış hatırlamıyorsam ters hilal yapıp tekmeye basacaksın...
şimdi adamımız ken; kimle nasıl dövüşeceksiniz?
ryu: eğer oyunun ilk başlarında geldiyse kolay lokmadır. her neyse; bu göt sürekli aduket atar! yapacağınız şeyse çok basit; bu aduket atınca üzerinden atlayıp havadayken nara'ya basıp (nara deniyordu sanırım kung fu da o tekmeye, biz karateciyiz bilmeyiz her neyse 3 tekmenin göze en hoş geleni) kafasına tekme atıp akabinde eğilip yine narayla çelme takacaksınız. sonrasında yine geri çekilip bu ibnenin aduket atmasını bekleyeceksiniz.
zangief: bu da narayla yenilebilecek bir karakter. sol en köşeye gidin; kolu yukarı doğru sabit tutun ve ken sürekli zıplasın. akabinde zıplarken tekmeye basın! zangief malı hep yer bunu! havada tekmeyi vurunca yine ryu'ya yaptığınız gibi alttan çelme atın. zangief'ten raundları perfect almanız çok kolaydır.
dhalsim: şimdi bu götü narayla yenmek isterseniz biraz zorlanırsınız. ha yolu yok mu? tabi ki var; yine üzerine zıplayarak tekmeyle giderseniz yenersiniz ama bu göt kolunu bacağını uzatıyor arada, havada göt gibi kalıyorsunuz. buna tekme yemediğinde; uzaktan aduket atın üzerinden zıpladığında ise siz de uçan tekmeyle üstüne gidin. kolaydır bu da.
honda: yine yenmesi en kolaylardan biri. olduğunuz yerde sabit durun, üzerinize gelirken aduket atın ama muhtemelen korumaya alacaktır akabinde üzerinize yürümeye devam edecek bu sefer yine narayla çelme takın, ya da yüzüne yapıştırın tekmeyi.
chun li: en sevdiğim, baldırlarına hasta olduğum bebişim benim. chun li'yi yenmek için; üzerine narayla ya da aparkatla yürümeniz yeterlidir. başka bir şeye gerek yok. aduket oryuket falan bunlar bayana yapılmaz.
guile: bu pezevenk hem tarak çeker hem de alexpuuu yapar... ben en çok eforu bunda harcardım bir de birazdan anlatacağım blanka'da. şimdi bu göt için yapılacak şey; uzaktayken oryuket çekip bunun tarak çekmesini sağlamak ama bu beyinsiz yetişemeyeceği için ve siz indikten sonra bu havada olacağı için tekrar oryuket çekip havada avlayacaksınız.
blanka: en sinir olduğum karakter. bilmiyorum uyuz oluyorum... bunun da taktiği; en küçük yumrukla hatta dirsek kaldırıyor gibi bir şey orada... onunla blanka'nın üzerine gideceksiniz, dibinde onu yapacaksınız, o da üzerinizden atlamaya çalışacak ve siz de atlarken oryuketi patlayacaksınız...
yıllar sonra bir atari gördüğünüzde de hemen içeri girip sorarsınız bu oyunu... ve saatlerce oynarsınız 10 yaşındaki veletlerin bakışlarına aldırmadan...
efenim bu oyun gençlik yıllarımın oyunudur. aduuket falan filan diye diye yemiştir ömrümü. ryu vardı ken vardı. blanca vardı elektrik çarpardı. bi de eli kolu rahat durmayan bir hint bozması dhalsim mi ne vardı. eğlenirdik biz. joystik le iki sağ bir sol yapınca özel hareket yapardı bunlar.
atari salonunda nam salmış bir üstadın karşısına, bir tıfıl olarak jeton atmak, m. bison'un kendi etrafında dönme hareketini defalarca, seri ve başarılı şekilde yapmak ve rakibi alt etmek. rakibin iyice hırsa bağlaması ve atarinin etrafındakilere kimse jeton atmasın diye restini çekip, jetonu kapıp geldikten sonra ken'i seçip, shoryuken'lerle m. bison'un ağzını burnunu kırması, az önceki galibiyetten sonra kalkan götünüzün yeniden yere inmesi, yenilmeye doyamamak ve street fighter'ın başka bir versiyonuyla, başka bir karakterle mücadeleye devam etmektir.
dünya tarihinin en güzel ve en popüler oyunudur.türk gençleri için yeri bir başkadır.bir nesil(80lerin sonu 90ların başı)bu oynlar büyümenin gururunu yaşar.bilgisayarda oynayarak anlaşılamaz,çünkü street fighter bu nesil için bir kültür olmuştur.
hazırlıktayken, okulundan elemanlarla oynadığım oyundu. milletin uydurduğu efsaneler falan çok süperdir. örneğin karşılıklı dövüşen iki kişi de ken'i seçerse, ken'lerden biri mavi biri kırmızı oluyordu, "mavi ken daha iiymiş la" şeklinde söylemlerde bulunanlar ve buna atlayan sazanlar hiç eksik olmamıştır. bunun yanında hazırlıktayken yeni ingilizce öğrendiğimizden kelli, orada karaterlerin dediği şeyler de direk uydurmasyon algılanırdı.
Misal, guile " sonic boom " dediğinde bu tarafımızdan " aleks puuu" olarak adlandırılır "la aleks puu atsana" türü söylemlerde bulunmamıza neden olurdu.