türkiye'nin en önemli uluslararası ilişkiler uzmanlarından biri olan ahmet davutoglu'nun alanında ikinci bir örneği olmayan kitabı. türkiye'nin stratejik bağlantılarını ve bölgesel politikalarını açıklarken kitaptaki en önemli vurgu stratejik konumlanmaların jeokültürel boyutlardan ayrı düşünülemeyeceğidir.
bir devlet ne kadar derinse o kadar güçlü bir devlettir. türkiye ye uygulanan politikaların ne kadar tesadüfden uzak ve derin olduğunu bunlarla başa çıkmak için o kadar derin politikalar üretmemiz gerektiğini anlatan kitap.
ahmet davudoğlu'nun türkiye'nin dış politikasında izlemesi gereken stratejileri anlattığı kitabıdır.kitabın oldukça uzun olması ve bir cümlenin beş altı satıra kadar uzatılması kitabın anlaşlmasını zorlaştırmaktadır.yine 11 eylül döneminde yazılmış olması önemli bir eksikliktir.kitapta türkiye'nin izlemesi gereken politikanın daha etkin ve "komşularla sıfır sorun" politikası olması gerektiği vurgulanmıştır.ancak önce "van minut" başlayan ahmet davudoğlu'nun dışişleri bakanı olmasından sonra da giderek kötüleşen türk-israil ilişkileri "komşularla sıfır sorun" teziyle çelişki halindedir.
bir umut var. türkiye düşmanlığı, yaşanan başkaldırı ve kaos oyunları, vücut bulmuş kötülük ve kanla beslenen vahşi batılılar ile bunların kıçını yalayan iç odakların saldırganlığı gerçeği anlatıyor. büyüyen, derinliğini keşfe çıkan, kültürel ve dinsel birlikteliğe soyunan bir türkiye var.
bu gerçeği görüp korkan köpekler hırlamaya başladı, görebilirsiniz bunları. itler ürür hep, yola devam...
ahmet davutoğlu' nun yazmış olduğu ve 2013 şubat ayında 83. baskısı yapılan kitaptır. başka bir türk dış politika uzmanının bu denli geniş kapsamda bir kitabı olmadığı için alanında tek denilebilir. kitapta türk dış politikasının içe kapanık olmasından çok dışa açılmasının gerekliliği vurgulanır. ahmet davutoğlu bu kitabında bir nevi bana dokunmayan yılan bin yaşasın şeklinde bir dış politika uygulamasının türkiye gibi bir ülkenin zararına olacağını ima eder. kitabı okurken yanınızda bir dünya haritası * bulundurmanız faydalı olacaktır. okunması güç bir kitap olduğu kadar okunması gereken de bir kitapdır.
kim ne derse desin ahmet davutoğlu bu güne kadar cumhuriyetin gördüğü en büyük stratejik beyindir ve bu stratejik beyni de derinliğe dönüştürmeyi başarmıştır.
on yıllarca içine kapanmış, arap toprakları ve balkanları unutmuş, batının kanat gücü haline getirilmiş bir ülkenin nasıl şahlanabileceğini göstermiştir bu kitap. arap baharına kadar da başarılı dış politkamızın ana kaynağı olmuştur.
siyaset bilgisi kahvehanede konuşan muhtar mehmet emmi kadar olmayan beyinsizlerin,
"adam ne kitap yazmış bea, bu adam bu işi biliyor" diyerek ülke yönetiminde dış işleri bakanlığı gibi önemli bir görevi ahmet davutoğlu'na vermelerini sağlamış kitap.
kitap güya,ülkemizin başta komşularıyla olmak üzere yabancı ülkelerle nasıl ilişkiler kurması gerektiğini anlatmaktadır.
bu gün bakıldığında ise kitabı yazan insanın, dış ilişkiler konusunda ne kadar boş olduğunu "komşularımızla sıfır sorun" deyip komşularımızla ilişkilerimizi sıfırlamasından net bir şekilde anlayabiliyoruz.
memkeketin anasını belleyen derinlik. yazarın danışmanlığıyla başlayan dış politikadaki zavallılıklar silsilesi, aynı şahsı dış işleri bakanı yapınca tavan yaptı. çapsız derinlik tir aslında fazlası değil.
safsatalar bütünlüğü bir kitap. pratikte hiçbir işlevi işlevselliği yok. ahmet davutoğlu'nun dışişleri bakanlığı boyunca ne kadar başarısız olduğu bunun açık bir göstergesidir. sadece davutoğlu'nun hayal dünyasını içeren başarısız bir teori.
güya, osmanlı'dan gelen köklerimiz nedeniyle yeni politikalarla başta ortadoğu'da olmak üzere bölgeye hakim olacaktık. bırak hakimiyeti, her taraftan iflas ettik. bakın suriye, ırak, mısır, sınır komşularımız hepsi ile problem var olmakla beraber hiçbir politika tutmadı. "ey esed", "van münit" diyerek liderlik olmaz.
öyle bir derinlik(!) oldu ki, dün menfaat için desteklenip silah ve para yardımı yaptıkları enikler şimdi ülke için tehdit oldu.
Ahmet Hakan'ın da yazdığı gibi ABD Ortadoğu'da Türkiye'ye alan açmazsa hiçbir işe yaramaz davutoğlunun teorisi. Bekleyip görelim. Bakalım davutoğlu ne yapacak?
pkk sorunu konusunda
ahmet davutoğlu: bize verilen hiçbir söz yerine getirilmemiş olmasına rağmen çözüm sürecini kararlılıkla sürdürdük...
geçen sene 30 eylülde bile bize verilen sözler yerine getirilmediği halde demokratikleşmeden hız kesmedik. neydi bize verilen söz? silahlarını bırakıp çekileceklerdi. silahlarını bırakmadılar, çekilmediler. http://www.milliyet.com.t...detay/1957549/default.htm
kıbrıs sorunu konusunda
kıbrıs rum tarafı bu kaynakları tek taraflı olarak bunları kullanmak için çaba sarfetti. biz bunun mümkün olmayacağını söyledik. biz buna rağmen türkiye'den gidecek olan suyun rum kesimi tarafından da kullanılabileceğini belirttik. http://www.gazetevatan.co...l-talimati-689433-gundem/
hep yüce gönüllü olarak / almadan verilerek insan ilişkilerinde belki bir şeyler kazanılabilr ama devletler arası ilişkiler böyle yürümüyor!
konuyla alakasız ama genel geçer doğa yasası: donunu sıyırır domalırsan doğuda da siken çıkar batıda da!
edit: bu da cünyır davutoğlu açıklaması
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da yaptığı açıklamada, Kobani'de IŞiD'le savaşan PYD'ye yapılan silah yardımına değindi, bu yardımın tekrar etmeyeceği konusunda ABD'den söz aldıklarını söylemiş ve "Sözünde durması gerekir, ama bunun garantisini biz veremeyiz" dedi http://www.gazetevatan.co...n-gidecek--689526-gundem/
işimiz abd'nin sözünü tutmasına kaldıysa daha çoookkk yaraklara geliriz!