nerede aklıma gelse(evde, işte, okulda), zaman mekân ayırt etmeksizin beni osbir çekmeye teşvik eden âfet-ûl dilber. çeke çeke testislerim nohut gibi oldu ama onu tanıdığım ilk günkü şehvetimden hiçbir şey kaybetmedim. kendisini porno sektörüne kazandıran yetenek avcısı pezevenk şüphesiz iyi hayır duası almıştır. hatta aklıma gelmişken...
bir insanın hayatında görüp görebileceği en açık tenli dilberdir kendileri. sırp-iskoç kırması olmasının, bu denli açık tenli olmasında kuşkusuz büyük payı var(hatta sırf bu yüzden). bu haliyle götürüp musalla taşına yatırsan. ölü sanıp, götüne pamuk tıkar, dört kolluya bindirirler allah muhafaza.
filmlerini izleyenler bilir, seyircinin damağında belgesel tadı bırakır genellikle. dikkatli izlenirse zaten iç organları net bir biçimde görülebilir. organların çalışma prensipleri olsun, vucut içinde konumları olsun, her bişeyini açıkca görebileceğimiz, gizlisi saklısı olmayan bir insandır en nihayetinde.
henüz 23 -yazıyla "yirmi üç"- yaşında gelecek vaad eden genç yetenek olması münasebetiyle, en az bir 20 sene daha sektöre, dolayısıyla biz abazanlara hizmet verecek olması, onu tanıyan nesil adına gurur vericidir.
yüzlerce filmini seyretmiş bir hayranı olarak fark ettiğim diğer bir husus, mal olması. evet bildiğimiz mal. sen bu kadar güzel ol, sonra git porno filmlerde oyna. olacak iş değil. bir de mallığından olsa gerek, lezbiyen temalı filmlerinin neredeyse tamamında, şamar şaplak dayak yiyor oluşu. insan bu kadar mı pasif karakter olur. bulmuşlar sırtı yumuşak eşeği semer vuran çok olur tabi. hayır ne karşılık veriyor ne itiraz ediyor. zaten bembeyaz teni var, sırf bu yüzden filmleri pancar gibi vucutla tamamlıyor. şahsen ben bu durumu içime sindiremiyorum.
kendisine olan tutkumu bir türlü gizleyemediğim porno kişisi. eğer bu entrymi okuyorsa sözlüğe hemen kayıt olmasını rica ediyorum. gelsin bir 10 entry girsin zaten küt diye yazar olur. beyaz camın arkasından onu takip edebilmek, libidosu yüksek bir insan için son derece zor olabiliyor. daha önce bir entryim de kendisine mal dediğim için de ayrıca özür dilediğimi belirtmek isterim.
yörsan'ın yağsız beyaz peynirleri gibi bir teni, hint keneviri görmüş nijeryalılar gibi gülüşüyle insanı şâir edebilecek derecede güzel olan amerikalı eşyıldız.
uzunca bir süre(üç gün) osbir çekmeye geçici olarak ara verdiğim için burnumda tüten âfet-ül elfkızı. sanatsal yönü ağır basan bir sefa pezevengi olduğumdan dolayı genellikle filmlerini; videonun sesini kapatıp, çaykovski'den pezzo capriccioso dinleyerek seyir eyliyorum. yakın çevremde osbir komasına girip ölen arkadaşlarım olduğu için filmlerini kimseye tavsiye etmem.
her gördüğümde ya da izlediğimde desem daha doğru olacak, "nesin sen ya" dediğim beyaz peynir hatunu. böyle bir ten hiç bir kadında görmedim. ama nasılda yakışıyor sözlük, iliklerime kadar yerim ben onu.* http://stoya.deviantart.c...b-coulter-06-nyc-66611955
edit: ayrıca ben böyle bir kız görsem sokakta metal dinleyen bir kız imajı oluşur kafamda.
casino filminde robert de niro'nun canlandırdığı ace isimli karakter, sevdiği kadın olan ginger hakkında ''seks yaptıktan sonra bile arzuladığım tek kadın'' der. işte, öyle bir kadındır stoya..
iyidir güzeldir de neresi gerçek olamayacak kadar güzeldir, anlaşılamamıştır.
bu kadar mı azdınız olm? bir de böyle güzelliğin porno sektörüne düşmesi anlaşılmıyormuş falan... hangi çağda yaşıyorsunuz ki abi, güzel olan onu kullanıyor. sanki çirkin olanlar porno sektörünü ele geçirdi de güzel birisi olunca garipseniyor.