stoacılık antik yunan ve roma’da gelişmiş bir felsefedir. 'stoik' sözcüğü ise 'acıya dayanıklı' anlamında kullanılmaktadır. peki neden? nasıl? nasıl beceriyorlar acıya dayanmayı?
öncelikle, stoacılar başlarına gelen kötü olayları ya da edindikleri kötü tecrübeleri kendilerini geliştirmek için birer fırsat olarak görürler. bu konuyla ilgili epiktetos şöyle söylemiş: “ıstırap yaşamdaki olaylardan değil, onları değerlendirme biçimimizden ortaya çıkar.”
ve bunun sonucunda şöyle bir ters psikoloji geliştirmişler: mesela insanlar canları sıkkın olduğunda ve işler kötü gittiğinde, "her şey yoluna girecek, her şey düzelecek" diye teselli eder ya kendini, stoacılar öyle yapmıyor. onlar bu avuntuların insanı sadece oyaladığını düşünüyor ve "her şey düzelecek" yerine, "her şey daha kötü olabilir, daha da zor günler gelebilir" diye düşünüyorlar.
yalnız dikkat, burada kötümser olmaktan bahsetmiyorum, o bambaşka bir şey. bu daha çok, gerçekçi ve hazırlıklı olmak gibi bir şey. stoacılar bu şekilde kendilerini en kötü durum senaryolarına hazırlayarak, aslında karşılaşabilecekleri her türlü trajedi için önceden hazırlanmış oluyor ve dayanma, karşı koyma güçlerini geliştiriyorlar. ayrıca ne kadar kötü bir vaziyette olursa olsunlar, böylece an’ın tadını çıkartmaya da devam edebiliyorlar.
stoacıların görüşlerine göre, “olan her şey, öyle olması gerektiği içindir.” hem, kontrol de bir yanılsama değil midir zaten? her an her şeyi kontrol edebilir miyiz gerçekten? yani hayatı biraz da akışına bırakmak daha güzel olmaz mıydı? zaten her şey dört dörtlük olsa bile -ki bu çok sıkıcı olurdu- illa ki bir şey (bkz: covid 19) çıkıp tüm planlarımızı alt üst etmez mi?
Ana temsilcileri şunlardır; Zeno ( MÖ 334-262), CLEANTHES ( MÖ 303-233), MARCUS AURELIUS (121-180), EPICTETUS ( 60-117).
temel düşünceler iSE ŞUNLARDIR :
Tanrı tüm doğada bulunan mantıklı bir varlıktır.
Evrensel bir doğal yasa ve kardeşlik bulunmaktadır.
Kendini kontrol etme ve metanet yıkıcı duyguların üstesinden gelmede önemlidir.
Sakin bir şekilde bize verilen rolleri oynamalıyız. Tutularımız bizim kontrolümüz altındadır kaderimizi değiştiremesek de.
inayet, bilgiden, erdemden ve kontrol edilemeyen şeylerin kabulünden gelir.