steve jobs katolik bir aileye yeni doğmuşken evlatlık verilmiştir. yani öz annesini babasını tanımamıştır. yahudileri, onların ağını ya da kültürlerini de tanımamıştır. hatta hindistana tanrısını aramaya giden bir insandır. öz ailesi yahudidir.
zaten hemsehrim gibi bakiyordu.. bilsem daha cok sahiplenirdim lan.. emmioglu olurdum, kardesi olurdum.. bizzat evladi olur nufusuna gecerdim lan.. sirf kendini garip hissetmesin diye.. bunu da yapardim yani rahmetli icin.
steve jobs fetullah ın elini öpmüş, üfürüğünü yemiş ya vakti zamanında elmayı işte o zaman ısırmış!
nurcuymuş lan, steve.
son nurcu.
nasıl olsa konuşamaz ya, nurcu da yaparlar adamı yakında.
türkiye'de yaşasaydı zamanında çıkabileceği en üst mertebe elektronik tamirciliği olacaktı bu adamın. ülke gelişim karşısında öyle bir baraj kuruyor ki üstünden atlasan diğer taraf uçurum. her türlü öleceksin.
(bkz: steve jobs kadar kafanıza taş düşsün)
yakında "steve jobs' un son peygamber olması" şeklini alacak olan cümlelerden sadece bir diğeridir. kabak tadı verdi artık. daha geçen yıla kadar adını bir kere ağzına almayan adamlar, şimdilerde steve aşağı, steve yukarı... şöyle iyi adamdı, böyle yenilikler yaptı diye konuşur oldu.
komşumun eniştesinin kirvesinin mahallesindeki kasabın oğlunun nişanlısının japon olduğu gerçeğinden hareketle benim tokyo nüfusuna kayıtlı sayılabilmem kadar mantıklı durumdur.
bu arada meşhur bir amerikalının hayatının sikimtronik bir yerinde türkiye ile bir şey geçtin mi nasıl gaza geliyoruz... nasıl yeni gelinin y.rağa sarıldığı gibi gazetelere haber yapıyoruz, herifi türk ilan ediyoruz; anlamak mümkün değil. sonra elin gavuru küçümseyince, s.klemeyince; "e türk'ün türk'ten başka dostu yoktur". h.siktir ordan.
evlatlık olan jobs'un üvey annesinin dede tarafından malatya kökenli ermeni olması ile ilgili teori. aynı mantık ile bakarsak:
benim bir iş arkadaşım newyork'ta teyzesi oturuyor, onun bir komşusunun üvey oğlu kenya'lı. bu bağlantıya göre ben obama ile akrabayım.