nam-ı diğer crocodile hunter* olan ünlü avustralyalı zoolog. discovery chanell'ın mehmet ali erbili. her programı bu sunuyordu. timsahları yakalar, acayip örümcekleri poşet gibi sallardı ki ben örümceğin her çeşidinden tırsarım o derece. bir keresinde de bebeği kucağında bir timsaha yem atmış kendisi baya bir kınanmıştı. ama noldu, sen gel o kadar timsahın götünün dibinden geç, örümcek yala yut, yılanlarla seviş, adamı bugün bir sualtı belgeselinde zehirli bir vatoz sokmuş, ölmüş. takdir-i ilahi işte.
daha geçen gece timsah avcısı* adlı filmi kanal d'de yayınlanmış bir adamdı bu. filmin cast'i akarken "steve irwin - himself" yazısını görünce vay be harbiden belgeselciymiş discovery'de bu adam demiştim. bu sabah da kimdir bir bakayım derken öldüğünü öğrenince pek bir dumur oldum. cenabet miyim neyim... *
her nedense amerika'yi derin bir yasa bogan adam. avustralya'daki havayi kestiremiyorum bile.
tamam cesur bir insan evladidir. hic olmesindir, hep yasasindir. hatta kalbimizde yasasindir da. niye bu kadar yikti bu gidis bizi. hergun tv'de "gitti caanim adam" icerikli programlar izlemekten rahatsiz olmus bunyem huzur ariyor artik. gidenin yolu acik olsun. kalan bizlere alllah selamet versin. hatta tahrik edip durdugu hayvancagizlara da allah selamet versin. bundan boyle daha sakin bi hayatlari olacak..*
larry king live'da karısı ve kızı kendisini anlattı bugün. ailecek deliymişler, bir tek o anlaşıldı. belgesel kıstasları varmış, görüntülerin en fazla %20'sinde çekenler yer almalıymış. demek ki belgeselci falan değildi adam. onlar kendilerini hayvanlı showcu olarak tanımlıyorlarmış.
ölenin arkasından konuşmak gibi olmasın ama, haylaz ve cesaretini herkese göstermeye çalışan gıcık bebeler gibiydi bu adam. timsahların üzerlerine oturur, yılanlara sataşır illet ederdi hayvanları ve hayvan severleri.
ama o kadar timsahın dişinden kurtulup bir paluğun iğnesiyle yabancısı olduğu ortamda ölmek de ironik. bildiğin manyaktı rahmetli.
hayatımda izlediğim en iyi belgeselleri çekmiş, her türlü hayvanı sevmemi sağlamış, avusturalyalı -sanırım- sürüngenbilimci. timsah avcısı diye bilinir. -ki timsahları yakalamasının amacı onları daha iyi bir yere götürmek ya da iyileştirmektir, zevk olsun diye yapmaz.- 2006 yılında su altında çekim yaparken irina balığının zehirli kuyruğunu göğsüne batırması suretiyle ölmüştür. üzüldüğüm nadir şeylerdendir.
ölümü konusunda kim ne derse desin, belgesellerini izleyen insanlar bilir. kaşınmıştır yıllarca. sonra da fena kaşınmıştır. haa bilim dünyası için büyük bir kayıp, ancak kendisini mefta eden arkadaş şu an hayvanlar aleminin kralıdır o ayrı.
hayvanlara karşı olan süper sevgisiyle kalbimde yer etmiş yüce merhum. insanların insanlara bile tahammül edemediği, nefret duyduğu dünyamızda, hayvanlara karşı yaklaşımı ve sevgisiyle cennete gitmeyi hak ettiğini düşündüğüm zat-ı muhterem.
hayvanlarla içli dışlı olurken; eğer bir gün ölürsem bu benim suçum olur diyen belgeselci.
zaten en tehlikeli timsahtır, ben de timsah avcısıyım. güçlü, kuvvetli, eğlenceliyim diye geziniyordu ortada. zehirli vatos öldürsün seni. doğanın işi işte.
gerçi herif sevilmeyen hayvanları koruyormuş. insanlar korkuyormuş hayvanlardan bu ordan alıp başka yere götürüyormuş falan, bunların da yaşamaya hakkı var diye. işte timsahların şirin olduklarını göstermeye çalışıyor insanlara. hayvan işte diye. avcı denmesi ise bir ironi "ben olsaydım insanları taşımaya çalışırdım hayvanı rahatsız etmeyin diye" diyenler anlasın diye. güzel adam yani.
Hayatım boyunca hiçbir zaman wildlifela ilgili belgesel izlemeyi sevemedim ama bu adamın olduğu belgeseller hariç,bu adamdaki wildlife tutkusu anlatırken ki çoşkusu kimsede yoktu bi belgesel bir başlardı 50dk ne ara bitti hani yenisi derdim bazen timsah ölürdü timsaha sarılır hüngür hüngür ağlardı öyle bi adamdı hayat enerjisi çok yüksek,çılgın türünün nadir örneklerinden bi abimizdi sonra bi hain bi vatoz soktu öldü,kendisi hayvanlara o kadar güvenirdi ki hiçbi zaman ölümünün onların elinden olabileceğine inanmazdı,ölmeden önce de son sözü arkadaşına bakıp “ım dying” olmuş.