dünün dünyası isimli kitabı elinizin altında bulunması gereken hümanist yazar. birinci dünya savaşını, öncesini ve sonrasını avrupalı bir hümanistin penceresinden okuduğunuzda dehşete kapılıyorsunuz. umarım bu büyük acılar ww1 ve ww2 ile sınırlı kalır. ve yine umarım ki yeni stefan zweig'lar dünün dünyası'nı yeniden yazmak zorunda kalmaz.
Sabırsız yürek diye bir kitabına başladım şahsen hiç akıcı değil. Gereksiz betimleme yapıyor bence ya. Kaç gün oldu elime alıp okumuyorum yarıda bırakasım var.
dostoyevski dickens ve balzac 3 lusunu ustad ve dunyanin en iyi 3 yazari olarak nitelendirmis komik yazar. bi ara bakicam kendisine de su ara jack london ile mesgulum.
şuan satranç isimli kitabını okuduğum yazardır. genelde kahraman bakış açısı ile anlatımları betimlemiş. bir çok karakteri derine inmeden sadece vurgumalaması gereken yerleri açıklamış ve bununla da yetinmemiş her karaktere de ufak tefek anektotlar vererek karakterin özellikleri hakkında da bilgi, ön yargı edinmemizi sağlamış.
Satranç kitabı ile bilinen bu yazar, satrancın sadece bir oyun değil, strateji ve öngörü kabiliyetinin önemini karakterler üzerinden güzel bir şekilde anlatmıştır. Ayrıca kibirin insanın düşmanı olduğunu da.
Satranç kitabını başta yavaş yavaş sindire sindire okumak istedim. Ama bu gece çok da başarılı olamadım tek oturuşta bitirilen ama üzerine günlerce düşünmeyi gerektiren bir kitap bence. Şakaklarını zorlayacak kadar düşünmek, boşluk ve hiçlik. Okurken aynı şekilde yer yer hırslandım, çokça düşündüm, çaresiz hissettim.
Ölümden hep korkan bir insan oldum belirsizlik fikri beni hep ürküttü. Sonunda cennete gideceğimi bile bilsem ölmek isterim diyemedim. Kitap entelektüel ölümü anlatıyor. üzerine de düşününce rahat bir şekilde entelektüel ölüm yerine toprak olmayı tercih ederim diyebiliyorum.Vücudum çürürken Bakterilerin beni içten yok etmesini, dışarıdan da et sineğinin gözüme ve burnuma larva bırakmasını, yiyecekleri bitene kadar yaşamalarını, Daha sonra da ölen bu sinekleri yemek için başka böceklerin gelmesini yeğlerim. Entelektüel ölüm sonrasında Geriye bedenimi kontrol edemeyeceğim, düşünemeyeceğim korkunç bir boşluk kalacaksa kemiklerim kalana kadar bu doğal istilanın devam etmesini daha rahat kabul edebilirim. en azından doğal bir süreç. Ve doğa hiçbir insan kadar acımasız değil, adaletini de sorgulamaya ihtiyaç duymuyoruz.
kendisini yıllar boyunca yurtsuz saymış, naziler ile arasındaki negatif elektrikten ötürü avrupa' dan yıllarca uzak yaşamış, 1942 yılındaki intihar mektubunda kendisine kollarını açan aydın ülke brezilya' ya teşekkür etmiş, satranç kitabında ümitsizliğini sergilemiş, en bilinen eseri amok koşucusu olmuş, 1881 ile 1942 yılları arasında yaşamış ünlü avusturyalı edebiyatçı.
Stefan zweig'ın 22 Şubat 1942’de hayatına son vermeden önce yazdığı veda mektubu yayınlanmış.
"Özgür iradem ve açık bir bilinçle bu yaşamdan ayrılırken, son bir sorumluluk yerine getirilmeyi bekliyor: Bana ve işimi yapmama huzurlu bir ortam sunan harika ülke Brezilya’ya içten teşekkürlerimi sunmak. Her yeni günle bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim, ruhsal anavatanım Avrupa kendi kendini yok ettikten ve ana dilimin dünyası yok olduktan sonra, dünyanın hiçbir yerinde hayatımı bu kadar severek yeniden kuramazdım. Ama altmışıncı yaştan sonra tam anlamıyla yeniden başlamak çok özel bir güç gerektiriyor. Ve benim gücüm yıllar süren vatansız yolculuklardan sonra iyice tükendi. Bu nedenle hayatımı doğru zamanda ve doğru bir şekilde sonlandırmamın iyi olacağına inanıyorum. Ki hayatım boyunca tinsel uğraşım en büyük haz kaynağım ve kişisel özgürlüğüm en yüce değerim oldu. Bütün dostlarımı selamlarım! Hepsine uzun geceden sonra gelen tanın kızılllığını görmek nasip olsun! Ben, her zamanki sabırsızlığımla önden gidiyorum.”
sene 2004 üni son sınıftayım. siyasal düşünceler tarihi hocamın yanına gittim dedim "hocam ben kitap yazacağım". "peki bir çalışman var mı nasıl bir kitap yazmayı düşünüyosun" dedi. rahmetli gümüşbabamın hayatını yazacaktım. "biyografi" dedim. "o zaman ilk olarak kendi hayatının şiirini yazanlar kitabını oku nasıl yazılıyor biyografi ucundan köşesinden biraz fikrin olsun" dedi. aldım okudum. zweig hoca ile tanışmamız o yıllara denk gelir. biyografi üzerine dünyada bir eşi daha olduğunu düşünmüyorum.
kitabı yazdım mı? sene 2017 hala bitmedi ama epey yol katettim. ölmeden o kitabı çıkaracağım.
bazı yıkımlar gerçekten de ilginç şeyler ortaya çıkarabiliyormuş. sanırım 2. dünya savaşı ve adolf hitler mezaliminden sonra ortaya çıkan dehalardan bir tanesi daha.
çok geç tanıştım kendisi ile evet.
satranç her ne kadar başyapıtı olsa da, bilinmeyen bir kadının mektubu isimli kitabı da şaheser gibidir. üstelik çok fazla detaylı kitap okuyamayanlar için okumayı bile sevdirebilir.
Bir Bipolar olarak satranç adlı öyküsü bana hiç yabancı gelmedi. oykudeki kahraman gibi ben de nietzsche ' nin böyle buyurdu zerdusttunu bir manik atak dönemimde anladım. Tabi oykudeki kahramanımız satranci anlıyor. Keşke satranç kitabı yerine böyle buyurdu zerdust 'ü bulsaydi paltonun cebinde.
Biyografik eserleri kurgusundan çok daha başarılı olan yazardır.
Biyografisini yaptığı yazarların kendileri bile onun kadar iyi anlatamazdı kendilerini fikrimce. Dostoyevski ve stendal biyografisi ağlatır insanı adeta.