öncelikle filme 6.8 veren imdb ye ve azimle filmi yer altında tutmayı başaran amerikan film camiasına küfürlerimle başlıyorum bu entrye.
ewan mcgregor'un kötü filmi olmaz-olamaz genellemesini bir kez daha doğrulayan, ryan goslingin muhteşem henry letham oyunculuğuyla bitmesin istenilen harika film. sountrackiyle, sonunda sizi ters köşeye yatırmasıyla (6.8 almışssa klasik sondur diyorsunuz lakin) donnie darko'yla beraber bir diğer göz ağrım.
belki de herkesin bilmediği-sevmediği şeylere ilgi duyuyorum fakat bu filmden etkilenmeyen adamın alnını garışlarım, orası ayrı.
edit: jacob s ladder adlı filmi izledikten sonra neden bu filmin puanı düşük diyenler cevap bulabilirler. şahsen büyük hayal kırıklığına uğramış durumdayım..
Geçen gün izleme şansı bulduğum Marc Forster imzalı 2005 yapımlı film.
Kendime bu filmi daha önce neden görememişim ben diye kızmadımda değil. Allahtan Naomi Watts hastası bi insan olarak .... ulan bu hatun başka neleri yaptıki lan acaba...
derken bu filmi bulup izleme şansım oldu. çok çok çok sıkı bir yönetmenlik sergilenmiş. o kamera geçişleri ,soundtrack kullanımı nedir arkadaş. Birde şunu anladımki bi daha izlemek şart !
You did not dare say a single word
Tek bir kelime bile söylemeye cesaret edemedin.
I did not dare ask for something more
Bense daha fazlasını soracak cesareti bulamadım.
I've kept my questions secret deep inside
sorularımı içimde, derinlerde bir yerde sakladım.
But I wish I could have let you know about
A time when I would have said
fakat keşke sana bunları söyleyebileceğim zamanın geleceğini söyleseydim.
Wait, and please stay
bekle, lütfen kal
Did you mean to push me away?
beni uzaklaştırmak mıydı niyetin?
Please wait and just stay
lütfen bekle ve sadece kal
Did you want it to be this way?
bu şekilde mi olmasını istedin?
Would you want to know what I've been through?
(Through all this time... all this time)
bütün bu zaman boyunca ne halde olduğumu bilmke ister misin?
Would you want to know I have missed you too
(And I have you on my mind)
benim de seni özlediğimi ve her zaman aklımda olduğunu bilmek ister misin?
And you've been and you will be a part of me
(That I can't find)
öyleydin ve her zaman da bulamayacağım bir parçam olacaksın.
And you've been forgiven for your silence
sessiz kaldığın için bağışlandın.
All this time when I would have said
söyleyebileceğim bütün bu zaman boyunca
Wait, and please stay
bekle, lütfen kal.
Did you mean to push me away?
beni uzaklaştırmak mıydı niyetin?
Please wait and just say
lütfen bekle ve sadece kal.
Is there a way that could replace
The times you never said
hiçbir zaman söylemediğin zamanları değiştirmenin bir yolu var mı?
How've you been?
nasıldın?
Do you need anything?
bir şeye ihtiyacın var mı?
Want you to know I'm here?
burada olduğumu bilmek istiyor musun?
Want you to feel me near?
beni yakınında hissetmek istiyor musun?
Yeah...and I hope
evet, ve umut ediyorum.
I hope that you will find your way
bir gün yolunu bulacaksın umuyorum.
Yeah...and I hope
evet, ve umut ediyorum.
I hope there will be better days
daha iyi günler olacak inanıyorum.
Please wait, and just stay
lütfen bekle, ve sadece kal
(Please stay)
lütfen kal
Did you mean to push me away?
beni uzaklaştırmak mıydı niyetin?
Please wait, and just stay
lütfen bekle ve yalnızca kal
(Wait, just stay)
bekle, sadece kal
Did you want it to be this way?
böyle mi olmasını istiyorsun?
Wait, please say
bekle, sadece kal.
(Yeah, and I hope)
evet, ve umut ediyorum.
I hope that you will find your way
umuyorum ki yolunu bulacaksın.
Please wait, and just stay
lütfen bekle ve yalnızca kal.
(Wait, and I hope)
bekle, ve inanıyorum.
I hope there will be better days
inanıyorum; daha iyi günler gelecek.
Hey hey...
Wait
bekle.
Please stay
lütfen kal.
Just stay
sadece kal.
Please wait.
lütfen bekle.
yaklaşık yirmi kere izlediğim hala da izlemeye can attığım marc forster'in en önemli filmlerinden biri. listemde bir numara olması hayalimde olan sahnelerin bir çoğunun çekilmiş olmas olabilir lakin her sahnede, hatta her bir karede filmin içine ve dışına sarkan onlarca gönderme mevcut. tam anlamıyla bir sanat eseri. filmde bahsedilen tristan reveur o kadar güçlü bir insan olarak anlatılmıştır ki; birçok insan bu ressamın gerçek olduğunu düşünüp hakkında yorumlarda bulunma cesaretini göstermiştir. senaryo ve görüntü yönetmenliğinin hakkını verirken forster'i es geçmemek lazım. özellikle filmin açılış sahnesinde ters gördüğümüz köprüyü filmin sonunda ryan abimizin gözlerine öyle bir bağlamıştır ki bütün mevzu bir anda çözülüveriyor. ayrıca forster'in müzik ve efekt kullanımına söz söylemek terbiyesizlikten başka bir şey olmaz sanırım. roll captionla birlikte başlayan cold water bütün o gerilimin ardından yüreğinizi dinlendirir.
son olarak tristan reveur'la başbaşa bırakıyorum sizi;
"zarif bir ölüm, sanatın en yüksek mertebesidir..."
2005 yapımı bir Marc Forster filmi.
filmde Ewan McGregor, Ryan Gosling ve naomi watts oynuyor. yönetmen her ne kadar filmi farklı çekim teknikleriyle süslemeye çalışmışsada filmin içeriği, tabiri caizse boş. ilk yarım saat iyi hoş ama sonra...
ewan mcgregor ın(psikiyatrist rolünde) film boyunca giydiği kısa pantolonu (yada pantolanları) insanı sinir ediyor.
o ne montajdır.. o ne soundtracktır.. o ne oyunculuktur.. o ne sondur.. sadece duygusal desen değil.. macera desen değil.. beklenmedik son desen değil... yok artık ya..
yıllardır defalarca izlediğim, ve sanırım yıllarca izlemeye devam edeceğim muhteşem film. her seferinde boğazında bir şeylerin düğümlenmesine neden olsa da, ilk kez izliyor olma arzusuna sebep olan, ilk yarım saatteki o çok iyi kurgulanmış hazırlık süreci dikkatle atlatılırsa, izleyeni dumurlardan dumurlara koşturan filmdir. filmdeki planlar, geçişler, detaylar o kadar ince düşünülmüştür ki her izleyişinizde başka bir ayrıntı yakalarsınız.
if this world is wearing thin
and you're thinking of escape
i'll go anywhere with you
just wrap me up in chains
but if you try to go alone
don't think i'll understand
stay with me
stay with me
in the silence of your room
in the darkness of your dreams
you must only think of me
there can be no in between
when your pride is on the floor
i'll make you beg for more
stay with me
stay with me
you'd better hope and pray
that you make it safe
back to your own world
you'd better hope and pray
that you'll wake one day
in your own world
coz when you sleep at night
they don't hear your cries
in your own world
only time will tell
if you can break the spell
back in your own world
stay with me
stay with me
stay, stay with me
stay, stay, stay, stay, stay
stay with me
çok ilginç, ve inanılmaz iyi bir film olmasına rağmen, yapımcısına 47 milyon dolar zarar ettirmiş film. 50 milyona mal olmuş ve gişe başarısı yalnızca: 3 milyon?!
bu amerikan izleyicisine, zekasına göre şeyler çekmek ve göstermek lazım. muhtemelen anlamayan dangalaklar her gördükleri yerde kötülemiş.
sonunda dün alıp izlediğim film. onlar çekim hatası mıydı diye düşündürten, frame atlayan, bir sürü ikizin dolaştığı film. sanırım beyninizin size oyun oynadığını düşünün diye yapılmış, bilmiyorum. ryan gosling'in de ewan'in de ne kadar iyi oyuncular olduğunu bir kere daha anladım. hayır yani zaten daha önceden 10 kere ikna olmuştum ama, bir kez daha "helal olsun!".
dram hastası biri olarak gördüğüm en iyi filmlerden biri. hani bazı filmler vardır haberinizi olmaz ama izlettirir. bitince kötü yanlarına bakmassınız çünkü sizi içine almıştır. en çok ryan gosling konuşulur filmde. bu adama yakışıyor böyle roller.
ewan mcgregor ve ryan gosling gibi sevdiğim iki oyuncuyu içinde barındıran, çok iyi bir dram filmi. filmdeki geçişler ayrı güzelliktedir ve filmi her izleyişinizde mutlaka gözünüzden kaçan bir detayı farkedersiniz.
ayrıca massive attack'in angel parçasına klip olabilecek en iyi sahneye de sahiptir. böylece snatch filmindeki karavanın yanma sahnesini 2. sıraya düşürmüştür.
filmde 3 boyut, görüntüyle değil, bunun gibi ekrandan bir el uzanıp sizi boğuyormuş gibiyse gerçeğe ulaşır. ryan gosling'i burda izledikten sonra, oyuncu hamurunun kalitesini görememek çok zor.
kısa pantolon paçaları, birbirinin aynı insanlar, yoğun jacob's ladder etkisi ancak onun kadar olamayan bir film.
ilginçgillerdendir.
--spoiler--
yüz kişilik arka fonda yürüyen figüranlar, aynı kişilerden, aynı kıyafetlerden oluşur bu filmde. çoğu kişi fark etmez bile.
--spoiler--
rihanna'nın son albümü unapologetic'ten sakin, mükemmel bir şarkı.
http://soundcloud.com/rih...9-rihanna-stay-feat-mikky
rihanna:
All along it was a fever
A cold sweat with hot-headed believers
I threw my hands in the air I said show me something
He said, if you dare come a little closer
Round and around and around and around we go
Ohhh now tell me now tell me now tell me now you know
Not really sure how to feel about it
Something in the way you move
Makes me feel like I can't live without you
It takes me all the way
I want you to stay
Mikky ekko:
It's not much of a life you're living
It's not just something you take, it's given
Round and around and around and around we go
Ohhh now tell me now tell me now tell me now you know
Not really sure how to feel about it
Something in the way you move
Makes me feel like I can't live without you
It takes me all the way
I want you to stay
Ohhh the reason I hold on
Ohhh cause I need this hole gone
Funny you're the broken one but i'm the only one who needed saving
Cause when you never see the lights it's hard to know which one of us is caving
Not really sure how to feel about it
Something in the way you move
Makes me feel like I can't live without you
It takes me all the way
I want you to stay, stay
I want you to stay, ohhh...
rihanna'nin 7. albumu unapologetic'teki en saglam sarkilardan biridir. mikky ekko ile duet olup son derece slowdur. rihanna'dan gelen twite gore albumun ikinci teklisi olacak ve yakin bi zamanda kliplenecek.