iki mânâsı vardır, daha doğrusu, "kullanımı" vardır.
* status quo, ingiliz bir rock grubunun adıdır. grup, altmışlarda alan lancester ve francis rossi tarafından kurulmuştur. makul bir parlama döneminin ardından, "makul" bir saman alevi gibi sönmüştür (kişisel kanaâtim)
* status quo(*1), türkçemize statüko şeklinde soktuğumuz bir latince terimdir. var olan, etki dahilinde olan durumun / halin / ahvâli delâlet eder. statükonun sağlanması, her şeyin önceki durumdaki gibi devam etmesi demektir. türkiye'nin siyaset sahasındaki ilk kullanıcısı anap'ın genel başkanı mesut abimizdir. statüko, örnek vermek gerekirse; günümüzdeki Kemalist bir chp'dir. reagan yönetimindeki amerikadır (günümüzdeki chp'nin Kemalistliğini tartışmaya açmaya hacet yok, cevabını biliyoruz. ifade örnek amaçlı sadece).
sakın bu terimi muhafazakârlıkla karıştırmayınız. sakın!
status quo diplomatik bir terimdir ve aslen, savaştan önceki durum manâsında kullanılır. fakat, günümüzde sadece daha üstte belirttiğim manada kullanılır.
bu durumda bir alt durum daha ortaya çıkar:
statüko, sadece eski şampiyon tekrar şampiyon olduğunda sağlanır.
diğer düzenleri göz ardı etmek de, yeni düzenin şartlarındandır.
tavşanlar falan. kovalasınlar! laf aramızda, statükocu, "eski düzenin devamını isteyen" demektir.
(*1: statu quo, ingilizce'de merriam collegiate ve oxford sözlüklerinde "status quo" olarak geçmektedir. lütfen "don't try to be smart ally"* ve "please go on"*)
(bkz: status quo)
lat. mevcut durum
Aslında bir diplomasi terimi olarak da kullanılır.iki devlet sonuçsuz kalan girşimlerden sonra daha önceki mevcut durumu korumak istediklerinde kullanılır.*
politik konsept olarak bizde statüko/ statükocu zihniyet biçiminde; düzenin çarklarını döndüren, düzeni savunan insanları tanımlamak için kullanılmıştır.
hep "in the army"den başka şarkıları olmadığını sandığım ama fena halde yanıldığım grup. 2010 tarihli quid pro quo albümü harika bir rock'n roll geçidi, bu türü seven illa ki bi dinlesin.