ağırlığı 385 kg olan stardust uzay aracı, 1999 yılında NASA tarafından uzaya gönderilmiştir. wild-2 adlı bir kuyrukluyıldıza doğru yol almaktadır.kuyrukluyıldızın çekirdeğini çevreleyen toz bulutunun içinden geçip bu maddelerden örnekler toplayarak dünya'ya geri dönecek..
sonu haddinden fazla kolpa bir film. e$ek kadar olmamiza ragmen o kadar masal dunyasinin icine sokmayi ba$arip, sonunu gudikce getirmek ciddi anlamda hayal kirikligi yaratiyor.
belki kendisini en iyi anlatan cümle "masal izlemek".. filmi kitabına yakışan ender yapımlardan birisi. kesinlikle ayırdığınız 130 dakikanın her birini hakediyor.
ayrıca rule the world'den daha harika bir kapanış olamazdı.
"music sounds better with you" adlı parçaları ile çıkış yapan ( bu çıkış en az 7 - 8 sene önceydi tabi) elektronik müzik grubu. 3 tane parlak kıyafetli uzaylı adam maket uçak mı uçuruyordu yoksa bunlara dünyadan küçük bir çocuk uçak mı atıyordu öyle bir şey . sanırım bu çarpıcı betimleme klibi aklınıza getirmiştir.hala dinlerim arada çok güzel bir şarkıdır , daft punk a benzer müzikleri.
Büyükler için bir masal.Ama bir sinemaseveri de kolay tatmin edemeyecek bir film.Çizgi romanı ve sonrasında romanı çok daha başarılı ve doyurucuydu.
Yine de ünlüler resmi geçidi.Ama robert De Niro babanın yumuşak tiplemesi çizdiği sahnede içiniz acıyabilir.
süprizli bir film. zira uzun zamandır ortalıkta görünmeyen rupert everett kralın oğullarından biri olarak yer almıs filmde. tabi onu film sonuna kadar yamuk burunlu görmek bayan hayranlarını üzmüş olsa gerek. gerçi rupert everettin eşcinsel olması da bayan hayranlarını çok üzmektedir. (bkz: ben) filmin bir diğer süprizi ise robert de nironun canlandırdığı hoş karakter.
efendim, neil gaiman amca çok sevdiğimiz bir insandır. yazdığı çizgi roman senaryosuyla dünya fantazi edebiyatı ödülü alan başka da insan yoktur zaten. ben, tam bir eşşeğe yakışırcasına, kitabı daha okumadım. ama filmdeki küçük küçük ayrıntılar, çok zekice espriler neil abinin imzası gibi olmuş. neil'in elinden çıkma her ayrıntı, ben burdayım diye bağırıyordu.
film, öncelikle bir aşk filmi. ama tabii ki, kısır-klişe bir aşk filmi değil. neil abi, aşkı anlatırken de dengesizliğini yapmış ve küçük bir aşk hikayesinin arkasını çok büyük bir fantazi dünyasıyla kaplamış. tabii, hayranı olduğum, ingiliz tarzı mizah da filmin bir diğer olumlu tarafı. bu ingiliz olasıcalar, sarcasm denilen haltı çok iyi beceriyor kardeşim. ve ben de çok gülüyorum.
efendim ben filmi beğendim. şu aralar odun modunda takıldığım için hayran olmadım ama eğer romantik romantik takıldığım dönemlerden birine denk gelse hastası olurdum. sevgilisi olan sözlük yazarlarına (yani çok küçük bir gruba) tavsiyem, tutun yengeyi elinden, gidin sinemada izleyin efenim bu filmi. öyle güzel olur bence.