sadece bizim gibi 3. dünya ülkesinde daha doğrusu sadece bizim gibi ülkelerin sohbetlerinde, sosyal mecralarında tartışılan gidenlerden bir kısmının övündüğü ( zira ben övünene denk gelmedim) gitmeyenlerin " gitmiyorum gitmeyecem " diye kendini yırttığı aptalca olan bir tartışma olup bu aptallığı belki söylersek bir nebze düzelir dediğim durum.
ulan gerizekalı kafana göre bir profil belirlemissin
a bak bu entel takılıyor
a bak bu kızlara bakıyor
a bak bu 50 kuruşluk kahveye 10 lira veriyor
böyle ucuz bir polemik olabilir mi
evet olur bizde olur.
Hangi ortamda olursanız olun, konusu açıldığında küçük çapta infial uyandıran kahve mağazaları zincirinin yol açtığı ikilem.
Birine Starbucks'a gittin demek hakaret tandansında algılanmaya başladı. Ortamlarda -ve tabi sözlükte- starbucks'a hiç gitmemiş insan başlığı, ısrarla gitmediğini, starbucks'çı olmadığını çılgıncasına kanıtlamaya çalışanlarla dolu.
işte kollektif bilinçaltına işlemek böyle bir şey. Kimse Kahve Dünyası veya diğer -yabancı kökenli olsalar dahi- mekanlarda bu kadar isteriye kapılmazken, Starbucks, Musa'nın kızıldeniz'i ikiye ayırması gibi insanları ayırıyor: Gidenler ve gitmeyenler, iki grup da birbirine küçümser gözlerle bakıyor.
ilginç. işte Amerikan emperyalizmi böyle bir şey: Bir şekilde toplumların bilinçaltına yerleşmek. Gerçi Starbucks şimdi artık Kuveytli sanırsam ama değerleri hala ABD değeri.
işte bütün mesele bu. gözü dönmüş talihin sapanına, oklarına katlanmak mı daha soylu yoksa bir dertler denizine karşı son vermek mi onlara?
ölmek... uyumak... hepsi bu.
Gidenlerin kendilerini yeryüzünün en "cool" insanı, gitmeyenlerin de en "milliyetçi" hadi daha fazlası "dindar(!)" olarak nitelendirdikleri ve bitmek bilmeyen bir polemiktir.
Gereksizdir.
Lüzumsuzdur.
Kahvelerin lezzeti oldukça güzeldir.
Gidince vatan haini falan da olunmuyordur. Mideniz bayram ediyordur.