- biri sosyete yeridir, diğeri anadolu insanının yeridir.
- kıraathanede kahvenin yanında adam gibi su verirler, bu starbucks'ta tarçınlı mıdır nedir artık boktan şeker verirler..
- adam gibi kahve kıraathanede 50 ykr iken starbucks'ta 10-15 ytl'dir
efendim ikisi de, birbirinden dünya ile venüs ya a jüpiter kadar farkları olan iki adet olgudur. bir kere, kıraathaneye, allah'ın selamı ile girdikten sonra, -özellikle sabah girildiyse- üzerinde, sizden bir önce oturanın kahvaltı yaptığını belli eden susamların olduğu masaya oturur,
- ismail abi, açık bi çay koysana bana, bugünün gastaları gelmedi mi daha yahu?! gibilerinden bir diyalog yaşayabilirsiniz.
halbuki starbucks'da bu tarz bir diyaloğun yaşanması sizin, ''kıro'' olarak fişlenmenize sebebiyet verebilir. sanki oraya gidenlerin anaları, babaları da zamanında starbucks'larda takıldılar, oralarda oyun oynadılar, hiç aile çay bahçesi'nde takılmadılar, bankların üzerinde oturup, annelerimiz başlarını babalarının omuzlarına koymadı, herkesin annesi babası, ''özenle hazırlanmış starbaks kofisi'' içerken aşklarını itiraf etti, ya da evlenme tekliflerini söylediler, de annelerini babalarını geldiği yerleri bilmeyen yurdum gençliği, bu tarz muhabbetleri pek bir banal bulur, bu tarz muhabbetlerin yerini, yapay marka muhabbetleri, ya da
- sen arabaya hangi parçayı taktırdın hacı; geçen gün bi hatun gördüm var ya, karı süt süt $erefsizim.. gibi aktivitelerin içinde bulunduğu geyikler alır.
kıraathanede ise, her türlü kafa adam bulabilirsiniz, hacı dayı da gelir, çayını içer, muhabbetini yapar, ayşe teyze'den dert yanar, siz de gelir, mahallenin ama abileri, ama delikanlıları ile
- ne olcak bu milletin hali yahu? işler çok kesat geçim sıkıntısı çekmeyen adam yok? gibilerinden konuşmaların içerisine girersiniz.
starbucks'ta ise, bu dertlerin yerini kişisel dertler yer almıştır. ''vah zavallım vah, yarın sinemaya gidicekmişmiş de tikigül ile, hangi lacoste'sini giyseymiş daha yakışırmışmış, ya da yeni bi tane alsaymış, kartı olan var mıymış, kendi kartının limiti dolalı 20 gün olmuş''... oha lan sizin fezada, aylar 45 gün herhalde.. aynı şekilde, starbucks tarzı yerlerde çalışanlarda da, bir yapay zorlama naziklik vardır ki sormayın gitsin; bunun aksine kıraathane'de, eğer samimi iseniz ''staff ya da boss'' ile, kokpite girebilir, çayınızı kendiniz alabilirsiniz, böyle zorlama olaylar yoktur, konuşmalar da pek bir doğaldır, pek tasvip etmesek de küfürlü konuşmalar, geyikler gırla gider...
kahvede herhangi bir masaya selamun aleykum diyerek oturabilir, hatta kendinize çay bile söyletebilirsiniz. starbucks' ta bu hareketiniz pek hoş karşılanmaz, ya manyak sıfatı yersiniz, yada *iktir git.
kahvede oyun esnasında adrenalin salgılama ihtimaliniz vardır, rıfkı veya son iki her an size patlayabilir, starbucks' ta salgılayacağınız tek adrenalin sevgilinizle kapışırken olur.
eşli oyunlarda kahvede şansın dönsün diye masada yerleri değişebilirsin, starbucks' ta sürekli 4 kişi bir masa etrafında dönse alay konusu olursunuz.
kahvede veresiye defteri vardır, starbucks' ta yoktur, birinde peşin para geçer, diğerinde kredi kartı.
kahveye dışarıdan yemek getirip yiyebilirsin, batak veya king oynarken köfte ekmek yemenin zevkine varırsın, starbucks' ta dışarıdan yemek getiremezsin.