bir grande white chocolate mocha olsun lütfen, şöyle güzel bir koltuk da bulayım kendime, ohh... apple macbookumu da açtım, iphoneum da masanın üzerinde duruyor, statümü herkes görsün, şu halimle bile milyarlar ediyorum.
arabamın anahtarını da iphoneumun yanına koyayım, dört dörtlük bir insan olduğum uzaktan bile anlaşılsın, takım elbisemin ceketini de çıkardım, markası üstte görünecek şekilde karşıdaki koltuğa koydum, ee kolay mı bu devirde bu markayı giyebilmek, aldım giyiyorum, herkes görsün.
white mochamdan bir yudum aldım ve 3g modemimle bağlanıyorum internete, millet kontör diye ağlarken, benim faturalı hattım dışında bir de 3gli hattım olduğunu anlarlar tabi eşek değiller ya!...
açtım uludağ sözlüğü, ve entrymi giriyorum, çok mutluyum bangkok biletlerimi de aldım yaz için, otelimi de ayarladım, konfirmasyon maili gelmiş ona sevindim biraz önce, maaşıma zam da yaptılar, primlerimiz de tam yattı hatta martın ilk haftası ispanyaya iş seyehatine gidiyorum, ne güzel hayat, benden mutlusu yoktur heralde varsa bile çok çok az bu devirde.
evet sözlük, starbucksta entry girmek budur, en azından benim bakış açımdan size anlatmaya çalıştım durumumu ve statümü...
ve errare humanum yoldaki simitçiden aldığı simiti ısırırken ve ayranı yudumlarken, internet saatinin dolmasına 2 dakika vardır, zaten internet cafe de kalabalıklaştı oldukça, şimdi önce metro sonra metrobüs sonra dolmuş ve 15 dakikalık tabanvay ile kirada oturduğu evine yollanacaktır yavaş yavaş. Starbucks mı??? o da yanımda oturan kızın elindeki bardakta yazıyordu...
bi aralar yapardım.evde intrenet olmadığı için giderdim.starbucks'ın kapısından hızlıca girer köşede yada alt katta bi yer oturur saatlerce internete bakardım.bi eksiklik var.kahve almazdım.*
bunlara zengin piçi zübbe concon tiky şerefsiz denilmesi gerekir ama sözlük formatı nedeniyle denilemiyor.
hava atmak için laptopunu almış starbucksa gidip entry giren yazardır.
