dün başıma gelmiş ve beni insanlardan uzaklaştırarak sinirden 31 çekecek, yastıklara sürtecek hale getirmiş vahim olay. yani evveliyatına koyduğumun dünyasında bıktım ahlaksızlarla mücadele etmekten. her şey dün gece rüyamda eşcinsel olduğumu görmem ile başladı. ya 29 yaşına girdim böylesini görmedim inanır mısınız. ulan arkadaş hep bana denk geliyor, kafam bozuk bugün. açtım ankaralı namık'tan kafam bozuk dinliyorum.
dediğim gibi her şey sabah uyanıp gece eşcinsel olduğumu görmem ve izmir'e ahlak operasyonu çerçevesinde gönderilmem ile başlamış rüyamda. dönüş yolunda gaspediliyormuşum, yol parasını çıkarmak için sokak süprüntüsü olup orospuluğa başlıyormuşum töbeler töbesi. neyse böyle rüyanın tam orta yerinde kan ter içinde uyandım hamdolsun ki. soğuktan hbbia25dmrli'mın hbbia8dmrli olmasını da saymıyorum bakın.
korkudan 2-3 saat yatakta kendime gelemedim. peluş oyuncağıma sarıldım da öyle dinginleştim birazcık. ama bu olay bilinç altı rüyası mı yoksa başıma geleceklerin habercisi miydi bilemedim. bu yüzden bu olayı istişare etmek adına pideci rahmet abinin yanına, oradan da kafamı dinlemek adına starbucks a gideyim dedim. odamdan çıkmamla yatalak valideciğimin örümceğe binip salonda çocuklar gibi şen kahkahalarla dolaşmasını izledim, güldüm. evde bayağı soğumuş, yatalak valideciğim ile kömür sobası kurmuştuk. çekil dedim ben yakayım şunu, cıss sobayı elleme yatalak anneciğim.
ben çingene kıçı pandiklemişim, yani öyle derler. sobayı anında yakarım. çıkardım zippomu önce uzun parliament'imden yaktım, sonra da sobayı tutuşturdum. o arada yatalak valideciğim adonis kasımdan öperek, inceldin ipe döndün oğul, azcık şişkolaş heğri diyerek ağzıma dolma fırlattı. sigaramı da içemedim sonra fırlattım attım kenara.
hülasa, pideci rahmet abinin yanına uğradım. paltom 1.000 dolar, hatemoğlu'ndan almıştık. öyle güzel süzülüyor ki rüzgarda. kızlar balkonda hey seksi leydi şarkısı söyleyerek tempo tutuyor, namımı bilen kemalist teyzeler çay kaşığı fırlatıp püü ipne dindar nidalarıyla dulcaryn fırlatıyor falan.
hay dedim lanet olsun sizin gibi insanlara. paltomu da kirleteceksiniz. neyse girdim bir starbucks a kafamı dinleyeyim. bir kahve söyledim, hemen getirdiler. arkadaşlar öyle, bana self servis değil. garsonlar fırdöndü oluyor peşimde. aldım safahat'ı açtım, kahvem geldi laptopumu da açtım. bir yandan sözlük okuyor, bir yandan da kahvemi yudumluyorum. önümde de safahat var. müthiş eser, tavsiye ederim.
neyse tam o esnada iki-üç masa önümde balık bıyıklı bir arkadaş gördüm. üsturuplu biçimde oturmuş kuran okuyor, tesbih çekerek erdoğan erdoğan diye haykırıyordu sanki. o esnada ezan okunmaya başladı ve hemen kahvemi yudumlamıştım boğazımdan mideme geçmesine izin vermedim. durdum öyle.
şefasendenyarabbbi diye haykırdım içimden ve paçalarımı sıvayarak wc ye doğru koştum. cami uzaktı arkadaşlar. tedariksiz yakalandık. tabii seccadem yanımda ama. wc ye abdest almak adına koşarken az evvel gördüğüm genç ile kapıda karşılaştık. damarlı ve gayet seksi başparmağına sahipti. beni buyur etti sakalımdan ötürü. buyur sevgili akpli abiciğim dedi ve sımsıcak damarlı elleriyle elimi okşadı.
teşekkür ederim kardeşim diyerek kulak memesinnden elimi kaydırarak boynunu okşadım. mis gibi de kokuyordu. o esnada tuvaletteki laik olduğu her halinden belli olan kız çıkarak; ne var be pis yobazlar, sıçarım gaganıza, defolun yane, burası sıtarbeks dımam mı? diyerek bizi rezil etmeye çalıştı.
saçından tutup duvara yapıştırdım ve sus ırısbı diyerek ağzına verdim tesbihimi. girdim abdestimi aldım ve masaların arasına kabe desenli seccademi sererek namaza durdum. neyse kıldım falan, hemen ardımdan o gül kokulu, kaslı ve gayet seksi genç arkadaş gelerek namaza durdu.
gittim ve masama bi kahve daha söyledim geldi. genç arkadaş namazını kılarken bi anda o kız yine belirdi ve mini eteğinin altından kırmızı tangasını sıyırdı ve gencin önüne fırlattı namazı bozulsun diye. yetişemedim, yetişsem havada yakalardım tangayı. genç arkadaş, tangayı gördü fakat namazını bozmadı. töbe töbe dedi ve namazını bitirdi.
aldım seccademi rulo yaptım, kızın yanına polat alemdar adımlarıyla ilerleyerek saçından yapıştım ve rulokat gibi seccademle patır patır vurdum. sandalyelere çıkıp çapçap pavır rencır diye bağırıp üstüne atladım. zıplayıp zıplayıp kafalar soktum. bi arkamı döndüm ki polisler gelmiş, kızdan şikayetçiyim memur ber ırzımızı inceledi diye haykırdım ve götürdüler komser arkadaşlar.
o an starbucks'ta bir anda hasbi rabbi çalmaya başladı hafiften. arka fonumuz gayet iyiydi. genç arkadaşla göz göze geldik ve gözlerimiz adeta tango yapıyordu. ağlayan gözlerle birbirimize baktık ve ikimizde bir anda hüngür hüngür gülmeye başlayarak birbirimizin beline elimizi atıp maniler söyleyerek çıktık ve ak partinin icraatleri hakkında konuştuk...