köpük basılmış bir leğen kahveye 10 liranın verilmediği hayattır. anneleri halis türk kahvesi yapsa içmeyecek insanların, bir anda kahve delisi gibi kahvelere saldırmadığı dönemdir.
hayır pıtırak gibi her yere açıldı bu lanet kahveciden ve hepsi de dolu. ne kahve meraklısıymışız. iyi ölmemişiz starbucks'sız bunca sene içinde!
ilk starbucks lar açıldığında insanoğlunun elinde markalı bardak gezdirme merakını unutup "tutmaz ulen bu iş türklerin günlük hayatında kahve alışkanlığı yoktur." dedim.fekat gel gör ki yurdum insanı niv york ta yaşadığı hissini yaratmak için mümkün olsa g.tüne özgürlük heykelini bilem sokar.
kıraathaneye gidip iki tavla atıp demli çayın içildiği zamanlardı. çok keyfe keder olunan anlarda orta şeker türk kahvesi söylenir, ardından hesap istenirdi. girişte "paralar peşin kırmızı meşin" demezdi emektar kahvehaneci.