gitmeyin. bu saatten sonra taşıdığı farklı bir anlam vardır. popüler kültürün bir parçası olmuştur. emperyalist bir işletmedir. entelektüel olmanın atkı takıp pısırık bir ibne olmak sananların, zenginlik hayranı ve kendini zengin sanan orta gelirli özünden kopmuş tiplerin, çok havalı bir ortam olduğunu sanan ergenlerin, etrafında güzel kızların olduğunu sanan abazanların, fotoğraf çektirme meraklısı aptalların ve iki insan arasında mühim olanın karşılıklı konuşmak olduğunu bilmeyip bir ortam olsun yeaa diyen yaşama amacı olmayan gençlerin sıklıkla uğradığı bir mekandır. ha bunun dışında çok yoruldum bir oturalım kahve içelim diyen insanlarda yok mudur? vardır tabi lan sırf size gözlem yapmak amaçlı starbucks a gitmedim.
paranızı yerli mal için harcayın.
yine de gidecekseniz, kahve isimlerini, içeriklerini karıştırabilirsiniz.
elemanın sizi ezmesine izin vermeyin. türklerin diyarında onlar kahveyi türkçe'ye çevirsin, suçlu siz değilsiniz.
ama gerçi sizin gibi özentilere, fazla para ödemenin kalite olduğunu düşünenlere ben de ne diyorsam sanki...
aynı marka dışarıda maksimum 2,5 iken, bu dükkanlarda oluyor sana 5 veya 6 tl.
x markasına, dışarıda satıldığından daha fazla para ödemek mi kalite?
neyse, bir gün arkadaşımın teklifi sonucu buraya gittik.
arkadaşım ve oradaki eleman arasında şöyle bir diyalog geçti:
+buyrun, ne istemiştiniz?
-ben 2 macchiato alayım. bir tanesi karamelli olacak. bir tanesi de şekersiz olacak.
adam bize doğru eğildi ve o bilgiç(!), o aydın(!) kafasını sallayarak, dalga geçerek şunu dedi:
+macchiato zaten şekersiz olur.