"tüm bölümleri izleyecek bir yazarın acaba vizyona giriş sırası ile 4-5-6 1-2-3 mü yoksa direk 1-2-3-4-5-6 şeklinde izlemesi gerekmektedir?"
sorunsalı akla gelir.
- raconuna uyarak 4 5 6 1 2 3 şeklinde izlenmesi gereken filmdir. eğer 1 2 3 4 5 6 yaparsanız 3'ten sonra 4'teki efektlerin kalitesizliğini kaldıramayabiliyorsunuz. ha 4'teki efektler de kalitesiz değildir, sadece 70lerde yapıldığı için 2012 yılında sizi tatmmin etmeyecektir. ve evet, 70li yıllara göre teknoloji gayet nefis.
- 5. filmi ingilizce izlemek zorunda kalabileceğiniz seridir. adam gibi türkçe alt yazısı yoktur, tanıdığım pek çok kişi ingilizce izlemiştir. düzgün alt yazısı varsa irtibata geçiniz.
- darth maul'un çift taraflı ışın kılıcını görüp "ohaa herifteki kılıca bak hayvan yaa" deyip ağzınızın suyunu akıtmanız farzdır. sonra lightsaber almaya heves edip oyuncakçı oyuncakçı gezmek de öyledir efenim.
- hiç şüphesiz star wars'ı seviyor olmak, ilerde evlenmek isteyeceğim insanda arayacağım özelliklerdendir.
1-2-3-4-5-6-1-2-3 sırasıyla izlememin sonucunda zevk oranının nirvana seviyesinde dolaştığı tespit edilmiştir. bu yaşıma kadar izlemediğim için kendimden utanıyorum.
kadınların (genelleme yapıyorum) anlamadığı, bazı erkekleri ise olması gerekenden/normalden biraz daha fazla etkileyebilen film serisidir.
ayrıca bilim kurguya uzak hatunlarla izlenmesi işkence olan filmdir. "aşkım bu kimdi?", "bu siyahlı herif neden öyle puhh puhh yapıyor?", "neden onu öldürdü?", "o kim?" ve büyük final; "çok saçma"...
insanlık tarihine eşdeğer olan iyiyle kötünün savaşını ayrı boyutlarda anlatan ve görebilenler için içinde bir çok felsefi anlam barındıran bir başyapıt.
hatırlarım seksenlerin ortasında episode 4'ü ilk kez trt 1'de izlemiştim. o zamanlar ekranın köşesinde trt 1 yazmaz sadece tv1 yazardı. star wars sevgim o zaman başlamıştı. o zamanların türkçe'siyle force'a kudret derdi trt. kudret kelimesiyle de ilk o zaman tanışmıştım.
yine aynı dönemlerde rocky 3'ü izlemiştim yine aynı kanalda. rocky aşkımı da başlatan aynı zamanlardı.
ergen beyinlilerin gidip bir çok fantastik veya bilim kurgu izleyip hepsini beğenen ama konu star wars a gelince "ııyy o ne öyle ışın kılıcı" falan dedikleri film. star wars bir filmden öte bir kültürdür.
beni koyun etkisinden koparıp sinema dünyasına bağlayan filmdir. eski üçleme daha çok hoşuma gitmesine rağmen, yeni bölümlerini izledikten sonra lotr serisinin üzerine koyduğum filmlerdir. mallaşan beyinleri az biraz hayal kurdurmak değil olay, içinde bu dünyadan sadece ruh, disiplin, aydınlık ve karanlık gibi en temel kavramları alıp geri kalan herşeyi baştan aşağı yeniden yazan harikulade bir fantazidir. izlersiniz, bambaşka gezegenlerdesinizdir her hikayede. hissedemeyeceğinizi planlar ve entrikalar içinde bir anda yükselen karanlık tarafı, yepyeni umutlarla içten içe büyüyen aydınlığı görürsünüz.
gökyüzüne baktığında biri daha beyaz, biri daha koyu 2 ay gören Luke Skywalker'ın iradesiyle savaşını izlersiniz, hadi bi büyüsün de Windu'nun kolunu kesen babasını tokatlasın dersiniz. umut yavaş büyür, aydınlık tarafın sırrı da budur, dersiniz. bilirsiniz ki usta yoda, demiştir bi defasında luke'un karanlık taraf daha mı güçlü sorusuna, güçlü değil ama kışkırtıcıdır, force'a kolay ulaştırır, korku, öfkeye, çfke azgınlığa dönüşür ve kendini kontrolsüz bir güç içerisinde bulursun. iyi kötü yoktur, aydınlık karanlık vardır, seçimler ve idealler.
mediklorian seviyesini görünce ağzı açık kalan jedi üstatlar görürsün. düşmanın sessiz sakin büyümesini izlersin, sabırla ve disiplinle büyümesini. bi anda gelişmeyen ama tüm jedi'lar katledilince ağlayan cumhuriyeti görürsün. sonra gezegenleri 5 dk.da yok eden imparatorluğu. karşı doğan umudu beklersin melül melül ooh, büyücek de savaşacak da, önce Hoth'da sonra bilmem nerde. babası ile kapışır kolu kopar sonra gelir bi daha intikam alır. tam babasını kesicek, sidious'un teklifine o güzel cümleyi söyler: -hayır, asla. ben de bir jedi şövalyesiyim, bir zamanlar babamın olduğu gibi.
