sabah, servisi beklerken bakkal önündeki hayvani kuyruk dikkatimi çekmişti. bütün kapıcılar bakkal amcanın çevresini sarmış, adeta kordona almışlardı ihtiyarı. pek bi anlam veremeyerek bindim servise. okulun oraya gittim orada da aynı manzara. bakkalın önü tıklım tıklım, ana baba günü. giren, elinde rulo şeklinde bi gazeteyle çıkıyordu. meğerse pringles adındaki, hepimiz için hayal olan o cipsten veriyormuş bu gaste. hurraaa diyerek daldığım sırada yarım saat bekledikten sonra sıra bana geldiğinde bakkalın o pis sırıtışıyla karşılaştım. evet, bitmişti. ama gazete değil, pringles. halimi gören o şerefsiz bakkal "al evladım gasteyi okursun sen de" diyerek bir adet star gazetesini hibe etti. ilk başta içimden saydırdım. lakin iç sayfalarındaki resimleri görünce sinirim bir nebze olsun geçti. çok işime yaradı o fotolar çoook.
(bkz: bir günlük olarak uludağ sözlük)
Babamın gazete bayii sahibi olmasından ötürü evimize iki koli pringles gelmesini sağlayan gazete promosyonudur. hayvancasına yediğim pringlesların tadı hala damağımda. daha sonra bu koli koli 500lük pepsi olarak devam etti.
o günü 3-4 gün öncesinden kardeşimle planlamıştık.sabahın 06.30unda kalkıcak ve ilk gelen gazetelerden birini alıp pringlesımızı yiyecektik. fakat olmadı hain uyku en tatlı anında bizi uyandırmadı. kalktığımda saat 08.05 di.hayal kırıklığı...ama içimde bir umutla kardeşimle beraber mahallenin tek gazete bayiisine gittik.içine sıçim kalmamıştı.filmlerde şok sırasında elindekilerini düşürenler gibi g.t gibi orda kaldım.pringles'ın üstündeki bıyıklı .bneye küfür ede ede eve doğru yol aldım.
(bkz: kahpe dünya)
üç kuruşluk pringles için sıraya girecek insanlara, bundan hayal kırıklığı duyup çocukluğunu zehir edenlere layık bir ilk sayıydı. öyle hatırlıyorum ben. bir de (bkz: yendik mi lan) vardı kimbilir ne oldu o azman?
mal gibi saat 12de almaya gittiğim gazetedir. ulan 12'ye kalır mı o pringleslar. sonra ben üzüldüm diye babam parasını vermişti gidip pringles almıştım. yine de stara teşekkürler, onların sayesinde ilk pringlesımı yemiştim.