stalinizm

entry65 galeri2
    37.
  1. insanları öldürme üzerine kurulu bir siyasi tavır. stalin, stanilizm diye bir tez ortaya koymamıştır ama o döneme verilen isim cuk oturmuştur. troçki sonunda haklı çıkmış ve sscb rezil rüsva olarak yıkılmıştır. meğer tüm ülke bir dekordan ibaretmiş.

    edit: eksiliyen vatandaş sovyet dönemi rusyasını oraya gidenlerden dinleyin. naylon çorap için hayat kadınlığı yapan top modellere taş çıkartacak genç kızlar, alkol batağına saplanmış çalışmayan bir halk. hiç bir makinenin çalışmadığı fabrikalar. sürgünlerde katledilen milyonlar. ve sonunda batınca tüm dünya da ayaklar altına alınan rus kadını. övün o ceberrut devleti.
    0 ...
  2. 36.
  3. 35.
  4. hakkında yazmaya gerek yoktur. çünkü böyle bir öğreti yoktur.
    0 ...
  5. 34.
  6. faşist bir düşünceden başka bir şey değildir. buna tepki olarak galiyevizm çıkmış ancak bu düşünceyi destekleyen binlerce kişi öldürülmüştür. (bkz: sultan galiyev)
    0 ...
  7. 33.
  8. 32.
  9. sözünü dinlemeyeni öldür 'ün teorisi.
    0 ...
  10. 31.
  11. bolşevizme karşı kurulup bir kaç on yıllık vaktini bolşvikleri katletmeye adamış öğretidir. günü geldiğinde churcill ile antlaşma yapmaktan hitler'le pakt kurmaktan çekinmemişlerdir. lenin sürgünden döndükten sonra nisan tezlerin' de söylediklerine benzer şeyler söylediğinde ise tren istasyonunda bir çok stalinist lenin'in delirdiğini sanmıştır. *
    0 ...
  12. 30.
  13. aslında stalin basitçe, kapitalizm ile savaşmak yerine kapitalizmden tamamen kopmak arzusu ile bugün hepimizin bilimsel sosyalizm dediği tam olarak, troçkinin "tek ülkede sosyalizm mi olur allahının aşkına" çıkışına yanıt olarak yapıştırdığı "olur amına koyayım hem de taş gibi" argumanıdır. bu oluşlar sırasında kafaları hala liberal ekonomi ve kapitalizme takık kalanların ya da tam olarak çözememişlerin bulunması, proleterya diktatörlüğünün başarıya ulaştığı ve artık sosyalizme geçilmiş olduğunu vs düşünmesi de hatasıdır kendisinin. devrim sosyalizme ulaşmamıştı. ama stalin ulaştı sanıp, sorun çıkınca bunu ajanlara provokatörlere kapitalist enternasyonale bir anlamda da psikopata bağlayıp bir çok yanlış kararlar neticesinde anlamsız kanlar da dökmedi değil.

    bunlar stalinin hataları mıydı yoksa genel bir sosyalizm ve marksizm problemi midir, soruları da o dönemden beri sorulur ve cevaplanır oldu.

    bana kalırsa stalinin bir diktatör olduğunu söylemekten çekinmem. çünkü zaten olması gereken de buydu. sosyalizme geçmeden önce devrimden sonra bir ara dönem olan proleterya diktatörlüğü yaşanmak zorundadır. (bkz: proletarya diktatörlüğü/@jackskellington) ve tarihin tam bu noktasında lider olan stalinin lead edeceği kalabalıklar için diktatör olması da elbette gerekliliktir. bunun için kan dökmüş olması elbette suçlanmalıdır. ama diktatör olduğu için suçlayamayız.

    yani en başında stalinizm muhteşem bir projedir, bilimsel bir sosyalizmdir. leninizmin tam ve eksiksiz bir uygulaması, paris komününün belirttiği proleterya diktatörlüğünün yansımasıdır.

    zamanla elbette stalinin kendi yanlış tespitleri ile ortaya çıkan proleterya diktatörlüğünden çok devlet kapitalizmine dönen bir yapı olmuştur ama bu yapının olmama şansını 2nci dünya savaşı olmayan bir paralel evrende düşünmek lazım. ikinci dünya savaşı baskısı varken devlet kapitalizminin oluşmaması zaten muazzam olurdu. bu minvalde iki aşamada bakmak lazım stalinizme. birinci aşama muhteşem başarılarla ile doludur. ikinci aşama stalinin puştluğu ile dolu.

    stalinizmin başarıları için, uzaya ilk insanın gönderilmesine, alman blietzkrieg karşısında çıkan modüler rus tank fabrikalarına vs bakmak lazım biraz da. tabi stalinizmin hangi kısmına baktığınıza bağlı.

    burada hem liberal hem amerikan karşıtı alllahından takviyeli postmodern arap aşıklarının genel eleştirileri, soğuk savaşta perdeyi indirip izolasyon sağlaması olsa da, en başında dediğim gibi, bu bir izolasyon değil kopuş ve yarışmama arzusudur. yarışmaya tekrar karar verenlerin sıçtığı bok 1991e kadar devam edebilmiştir.

    devrime ihanet etmiş midir?

    bırakın buna; soluk gri bir gökyüzü altında kızıl bayrağın etrafında toplanma rüyasına dalan devrimciler karar versinler.
    2 ...
  14. 29.
  15. stalın; lenin veya mao gibi bir fikir adamı veya ideolog olmadığından olmayan kavram. sscb çark edince, sscb bayrağı altında yaşamış insanların çoğunluğu sscb'i nefretle anınca bazı komünistler suçu stalin'e atmışlar ve ''komünizm iyi ama stalın kötüydü'' fikrini savunmuşlardır. işin özü budur. kısaca suçu komünizme değil stalın'e atanların uydurduğu kavramdır.
    0 ...
  16. 28.
  17. kötünün kötüsü olma özelliği ile devrimler için birebir örnektir.
    yani devrimci çocuklar:

    bir marksistsiniz zaten.
    bir leninist
    bir troçkist
    bir maocu (o da şüpheli..)

    olabilirsiniz ama!!
    sakın ha sakın stalinist olmayın.
    0 ...
  18. 27.
  19. 26.
  20. "dil" konusundaki görüşleri son derece sağlıklıdır; ki genellikle bizdeki marksistler es geçmiştir oraları. şöyle der:

    - dil bir üstyapı konusu değildir. dilde devrim olmaz. sovyet devriminin dili, puşkin'in dilidir!
    0 ...
  21. 25.
  22. 24.
  23. pos bıyık'tan geriye kalan, devri kapanmış yönetim. son olarak, yukarı kore köyü'nde görüldüğü rivayet edilir.
    0 ...
  24. 23.
  25. Tahta ciktiginda ''enternasyonal marsini'' yasaklamayi gorev bilen ve Bolsevizm ile arasinda komunistlerin kani ile cizilmis sinirlar olan sozde ogreti ozde revizyonizmdir.

    Bunun yaninda stalinistlerin en unlu lafi(kac tane mesaj okuduysam hepsinde gordum) 'Stalinizm yok,Leninizmin devami o' uydurmasidir.Stalinizmin gercekte Leninizmin devami olmadigini tarih defalarca ispat etmistir.Kaldi ki Lenin Ekim Devrimi ve Nisan Tezleri kitabinda da asamali devrimi yerin dibine sokmus,yurtseverlere de iyi giydirmistir.

    Kitapta sol yapılarda var olan üç eğilimden söz ediyor ve devam ediyor:

    ''...bu üç eğilimin varlığını görmekten,onları çözümlemekten ve gerçek enternasyonalist eğilim için tutarlı bir biçimde savaşmaktan kaçınan herkes kendi kendini etksisizliğe,güçsüzlüğe sürükler.Bu üç eğilim şunlarıdr:

    1.Emperyalist bir savaşta (ve her şeyden önce güncel emperyalist savaşta) ''yurt savunması''nı kabul eden,sözde sosyalist gerçekte şoven,sosyals şovenler.
    Bunlar bizim sınıf düşmanlarımızdır.Burjuvazi saflarına geçmişlerdir bunlar...(burada bu akımın temsilcilerini yazıyor)''

    ++Cümleler o kadar açık ve zamana ışık tutuyor ki çarpıtılacak ve arkasına sığınacak herhangi bir şey yok!

    Devam ediyorum:

    2.ikinci eğilim ''merkez''denilen ve sosyal şovenler ile gerçek enternasyonalistler arasında duraksayan eğilimdir.Merkez...sosyal şovenlerle barıştan yana olduğuna yemin billah eder.Merkez demek tıka basa iyi niyet dolu küçük-burjuva söz belleğinin,sözde enternasyonalizm gerçekte ÖDLEK OPORTÜNiZM ile SOSYAL ŞOVENLER için gönül hoşluğunun egemenliği demektir.
    Sorunun özü şudur ki;''merkez''kendi öz hükümetine karşı bir devrimin zorunluluğuna inanmış değildir,bunu doğru bulmaz,UZLAŞMAZ BiR DEVRiMCi SAVAŞIM YÜRÜTMEZ,kendini bu savaşımdan kurtarmak için,çok 'marksist' de çınlasa en yavan kaçamakları icat eder.
    Sosyal şovenler bizim sınıf düşmanlarımız,işçi hareketi içindeki BURJUVALARDIR.Onlar bu hareket içinde bir katmanı,burjuvazi tarafından nesnel olarak satın alınmış ve küçük ve güçsüz halkları soymak ve boğmakta kapitalist ganimetin paylaşımı için savaş yapmakta kendi burjuvazilerine yardım eden işçi gruplarını ve çevrelerini temsil ederler.

    ''Merkez'' demek çürümüş bir yasalcılık tarafından kemirilmiş parlamenterizm havası vb. tarafından bozulmuş görenekçiler...(olumsuz tanımlamalara devam ediyor) demektir. ''

    ++Devamında merkezi temsil eden grupları ve iki grubun birbirine nasıl dönüştüğünü anlatıyor.
    0 ...
  26. 22.
  27. 21.
  28. polonya'da işçi sınıfı tarafından yıkılmış yanlış sosyalizm.
    0 ...
  29. 20.
  30. en tipik ve keskin özelliği sürgüne göndermek ve sonrası öldürmektir. halkı kıtlık, açlık ve sefalet içinde bırakarak kontrol altına almak en çok kullanılan yöntemidir. en önem verdiği devrimleri askeri yatırımlardır. halk onlar için santranç oyunundaki ilk piyonlardır. devlet yönetim kademesinin tasvip etmediği hiçbir şeyin var olma hakkı yoktur. herşey devletindir ve devlet için vardırlar.
    0 ...
  31. 19.
  32. 18.
  33. 17.
  34. başlı başına katliam yapan bir ideoloji olarak tanımlamak yanlıştır. stalinizm kötü zamanları iyiye çevirememiş bir ideolojidir. 2. paylaşım savaşı (dünya savaşı dedikleri) zaten çok dramatik bir olaydır. stalin hittler gibi bir kasabı durdurmayı başarmış ancak açlıktan ve sefaletten ölen insanlara gücü yetmemiştir. stalin i değerlendirken (herkesi aynı şekilde) yaşadığı dönemin şartlarını göz önünde bulundurmak gerekir. ama bilhassa stalin dönemi kıtlığı.
    0 ...
  35. 16.
  36. milyonlarca insanın ölümüne sebebiyet veren ideolojidir...
    1 ...
  37. 15.
  38. 14.
  39. sosyalizmin, romantik devrimcilerin iddiasının aksine tek ülkede de yaşayabileceğini gösteren öğreti. zaten tüm ülkelerde devrim olsun hele bakarız diyen romantik solcular, aslında yan çizmektedir, özünde karşı devrimcidir.
    0 ...
  40. 13.
  41. 21. yüzyılda hâlâ stalinizm tartışmalarının içeriği şahsımı şaşırtmakta ve üzmektedir. marksizm eşittir leninizim eşittir stalinizm denkleminin kurulması ve hatta "stalin'i karalayıp komünistim diyen kim varsa bilin ki karşıdevrimcidir, komünizme ihanet eden bir haindir" gibi söylemlere saplanmış türk solunun örgütlü üyeleri ülkemizde tekkeciliğe dönüşmüş örgütçülüğün zayıflığının ve etkisizliğinin en birinci sebebinin de bu katı, dogmatik yaklaşımları olduğunun farkında değillerdir maalesef. günümüz gerçeklerinden, güncel çelişmeleri analiz etme yetisinden yoksun kalmışlardır, hâlâ birbirlerini hain diye suçlamakta, reel sosyalist denemelerden edindikleri bilgiler ve izlenimlerle adeta bir tiyatro oynamaktadırlar. tipik örgütlü bir solcu kardeşimiz kendisini stalin'in bolşevik partisinin neferi zannetmektedir hâlâ ki çok üzücüdür.
    sosyalist düşüncenin itibarını bu kadar kaybettiği, ülkemizdeki ve dünyadaki dengelere müdahale etme gücünün bu kadar azaldığı bir dönemde bütün bunların mantığını anlamak güçtür. etrafına en iyi ihtimalle on bin kişiyi toplayıp, beyinlerini dogmatik düşünce ile dondurup oluşturdukları tekkelerin başında oturanların vebali büyüktür kanımca.
    öncelikle artık dünyada ne stalin var ne trotsky ne de lenin. dünya küresel bir imparatorluğa dönüşmüş ve halklara "yaşayabileceğiniz dünya bundan ibarettir, başkasını umut etmeyin, düşünmeyin bile" şeklindeki küresel imparatorluk ideolojisi pompalanmaktadır. tekrar ediyorum, sosyalizm kitlelerin gözünden düşmüştür ve geriye ya kapkara bir umutsuzluk ya da tarihin tekerleğini geriye çevirmeye çalışan gerici-şeriatçı akımlara kalmıştır.
    peki ey tekkeci, neden marksizm gibi çığır açan bir düşünce akımını veya bilimsel yöntemi stalinizme eşitleyip böylesine sığlaştıralım? neden sosyalizm algımız stalin'in veya lenin'in eylediklerinden ibaret kalsın? peki bu kadar bütünleşmiş bir dünya ekonomisi gerçeği ortadayken, proleterya küreselleşirken, uluslarası bir devrimin yolu açılmışken, "durun! biz stalinistiz, tek ülkede sosyalizm peşindeyiz!" mi diyeceksiniz?
    ben trotskist değilim. ancak bu trotsky'nin sovyetler birliği üzerine analizlerini okuyamayacağım, haklı bulamayacağım anlamına gelmemektedir. çünkü stalin'in oluşturduğu devlet aygıtı öylesine çökmüş, gerisinde öylesine rezil bir enkaz bırakmıştır ki sosyalist düşüncenin şu günkü güçsüzlüğünün, itibarsızlığının başat sebebi budur.
    peki nedir bu stalinizm? stalinin ortaya koyduğu bir düşünce sistemi olmadığını yandaşları da zaten söylemektedir. stalinizm, pragmatik bir görüngüdür. 20. yy'da sosyalizm adı altında uygulananlarının genel adıdır. bir kategorizasyondur, kavramsallaştırmadır. "aslında stalinizm diye bir şey yoktur" söylemi cin fikirlilikten ibarettir. var olan bir şeyi laf ebeliğiyle yok saymak, var olanı yok etmez. stalinizm, proleterya diktatörlüğü adı altında bürokrasinin diktatörlüğünü kurmuştur. stalin'in bizzat kendi muhaliflerini yok etmek adına, toplumu daha kolay yönetmek adına yarattığı terör, bütün demokratik hakları yok etmiştir. kitlenin parti üzerindeki denetimi bazı göstermelik mekanizmalara bırakılıp gerçekte yok edilmiştir. sözde "sosyalizm düşmanlığı" gerekçesiyle yaratılan polis devleti bizzat halkın kendisine hayatı dar etmiştir. bunlar anlı şanlı sovyetler birliği'nin gümbür gümbür çökmesinin en baş sebepleridir. bürokrasiye sovyet devlet aygıtının yaptığı "kıyak"lar yeterli gelmediği andan itibaren kendi elleriyle kendi sistemlerini yok etmişlerdir. rusya gibi zengin bir ülke küresel kapitalizme eklemlendiği anda bu bahsedilen bürokrasinin yaşam standartları astronomik derecede iyileşmiştir çünkü. bütün bu yapının geriye tükmenbaşı gibi ruh hastası psikopatları, nazarbayev gibi diktatörleri ve yeltsin gibi satılmışları bırakması sürpriz değildir. bunların yanı sıra, stalinizm, ispanyol ve yunan iç savaşlarını küresel çıkarları uğruna sabote etmiştir. ispanya'da sırf stalinizmi reddettikleri için bir çok devrimciyi yapayalnız bırakmış, ispanya'yı franco'nun ellerine bırakmıştır. ikinci dünya savaşı sonrasında sırf alman işgalcilerle işbirliği yaptıklarına inandığı için ülkenin etnik yapısıyla oynamış, bir çok halkı vatanlarından sürüp yollarda telef etmiştir. neyse, bu icraatlar saymakla bitmez.
    stalin yandaşları bütün bunları hep "somut koşullar" bahanesiyle açıklamaktadırlar. peki bugünün somut koşulları nelerdir? stalinizm öylesine çökmüştür ki sosyalist düşüncenin itibarını bitirme noktasına getirmiştir. bugünün somut koşulları, stalinizmin hastalıklı yapısını tahlil etmeyi gerektirmektedir. bugünün somut koşulları, "tek ülkede sosyalizm"in imkânsızlığını ve eninde sonunda bürokratik bir polis devletine dönüşeceğini göstermektedir. bugünün somut koşulları, kafasına balta ile vurularak stalin tarafından öldürülmüş trotsky'nin söylediklerini tekrardan, dikkatlice okumamız gerektiğini göstermektedir.
    açıkçası bu tartışmalara girerek zaman kaybetmeyi gereksiz buluyorum artık. bu yazıda kağıda yazıp, katlayıp gemi yaparak suya bıraktığım bir yazı olsun, yüzmeye devam etsin.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük