sovyetlerde devrim esnasında ne koparabilirim mantığıyla ukrayna'ya saldıran polonyalılar katledilmişler. çok üzüldük. bunun adı devrimi arkadan bıçaklamaya çalışmaktır. bu arada sanılmasınki önüne gelen polonyalılar katledilmiştir. cezalandırılanlar halk değil burjuvazi ve onun iş birlikçileridir.
ikiside teröristleri çok güzel bastırmıştır. tabi burada emperyalist medya diye bir etkende var. emperyalist medya çok sever sevmediği insanlara katliamcı yaftasını yapıştırmayı.
ha burdaki bazı insanların iki yüzlülüğü de pkk'ya karşı mücadeleyi destekleyip teröristlerin öldürülmesine sevinip bu adamlar ülkesindeki teröristleri öldürdü diye bunlara katliamcı demeleri.
dipnot: osmanlı ermenileri sürer ermeni katliamı olmaz başkası sürgün yapar katliam olur, osmanlı öldürür zafer olur başkası yapar katliam olur. sikeyim böyle zihniyeti. *
mao, devrimin işçi sınıfı üzerinden gelmeyebileceğini göstererek lenin'i aşmış bir liderdir. fakat üç dünya teorisiyle birlikte dünya'yı düşman amerika, düşman sscb ve geriye kalan halklar biçiminde ayıran bir teoriyle de batmıştır. bu teoriye göre angola ile almanya aynı konumda ele alınmalıdır! sovyetler ile de amerika aynı konumdadır!
mao'nun bir başka büyük yanlışı ise uzlaşır çelişki diye bir çelişki biçimini marks'ın diyalektiğinin içine adeta bir bomba gibi bırakması olmuştur. marks'ın çelişkiler vardır ve bunların bazıları uzlaşmaz safhaya varır (uzlaşmaz çelişki)teorisine öyleyse bazıları da uzlaşır diyerek uzlaşır çelişkiyi ortaya çıkarmıştır.
bu yanlış bir mantıktır. çünkü çelişki, çelişen taraflardan birinin -ve bu gelişen yeni olan canlı olandır- diğer tarafı kesin olarak yendiği zaman yok olur. fakat uzlaşır çelişki mantığı; çelişkinin, çelişenlerden birinin ötekini yenmese de uzlaşarak yok olabileceğini savunur. bu nedenle diyalektiğin özüne aykırı bir eklemedir.
mao "devrim namlunun ucundadır" demiştir. stalın ise "devriminin de anuna korum lan! sürün alayını sibirya'ya." demiştir. ikiside aynı bokun laciverdine çıkmaktadır.