Çin-Japon Savaşı sırasında, Japonya'nın, Çin ve Mançurya'ya yayılma arzusundan kaynaklanan saldırıları sonucu, moğolistan'a yaklaşması sonrası, rus lider Josef Stalin'in, japonlara karşı Adolf Hitler ile ittifaklık kurması durumudur... Çin-Japon Savaş'ı aslında herbiri diğer ikisine eşit derecede düşman olan üç güç arasında cereyan etmiştir. Chiang Kai-Shek, bir yandan Japonların ilerlemesini önlemeye çalışırken diğer yandan da komünistlerin kökünü kazımaya çalışmıştır. Japonlar, 1930'larda daha kolay ilerleme kaydetmişler, yerleşim birimlerine karşı zehirli gaz dahi kullanmışlardır. 1937'de Marko-Polo Köprüsü bölgesindeki bir olayı bahane ederek tekrar saldırıya geçen Japonlar, 1937'de Nankin, 1938'de de Kanton ve Hankov'u aldılar. Ancak bu savaşlar klasik askeri taktikler ve strateji açısından özel bir öneme sahip değildir. Japonlar'ın Mançurya üzerinden Moğolistan'a doğru ilerlemeleri, onları Rusya ile karşı karşıya getirmiştir. Bu durum Rusya'yı iki cepheli savaşa zorladığından 1939 yazında Stalin'i Hitler ile ittifak yapmaya zorlamıştır. Ancak Ruslar, 1939'da Kolkin'de Japonları yenmişler ve böylece Japon Kara Kuvvetlerinin modern bir güç karşısında başarılı olamayacaklarını ortaya koymuşlardır.
kaynak göstermeden kopyala yapıştır yapan bilgi hırsızlarının, madalya beklercesine yaptığı amme hizmetini entelliğie yormasına vesile olan ortaklıktır.
eğer bir ideolojiyi savunmak için, bir düşünceyi savunmak için başka birisinin düşüncelerini gözün kapalı kopyalayıp yapıştırırsan işte bu araklamacılık olur.
Ancak eğer kanıtı belgelerle sabit tarihi bir olayı daha önceden var olan kanıtlarını ekleyip sunuyorsan işte bu o dediğinden olmaz dingiliz hödüğü demiş bir büyük araştırmacı.
Ulan ne yapmalıyım gidip avrupa müzelerinden fotoğraf mı çekmeliyim...
kaynak göstermekten bihaber zırcahil şark kurnazlarının cümleleri olduğu gibi alıp, bir başına, bir sonuna 3-5 kelime ekleyerek pişkince sahiplendiği tarihi araştırma konusudur.
avrupa'nın ünlü müzesi google'dan çekilmiş fotoğraflar;
Öncelikle bilimsel tartışma ortamının kırıntılardan oluştuğu sözlük ortamını bu kaliteli başlıkla şenlendirdiğin için minnettarım.
Stalin ile Hitler' in müteffikliğine gelirsek, bunun hiçbir ideolojik kılıfı yok. Zaten bunu idaa eden de olmamış, çünkü o dönemin koşulları , Sovyetler'in Avrupa devletleri tarafından tanınmadığı, ve hatta rejim olarak düşman görüldüğü koşullardır. Sovyetler Türkiye dışında hiçbir ülkeyle ittifak içinde olamamaktadır. Ve o günlerde Avrupa ' da faşizm fit yapar, ilk işi de Komünistlerin Komintern ine karşı Antikomintern itifakkını kurmak oldu.
Ve bu süreçte elbette ki Stalin Hitler'in bir gün kendisine saldıracağını biliyordu. Ama o günlerde Hitler' e karşı koyacak gücü yoktu. Fransa , ingiltere gibi ülkelerin ittifakının dahi Hitler ' e karşı zafer kazanamamasından bu kanıya varabilirsiniz. Neyse demiştik ki, Stalin Hitler ' e karşı hazır olmak için zaman ve güç kazanmalıydı, bu sebeple Polonya'nın rusların çoğunluk olduğu bölgelerini ilhak etti Sovyetler. Hitler ile kısa vadeli bir güç toplama alanıydı, Sovyetler 'in önünde iki seçenek vardı:
-Ya Polonya 'nın bir kısmını alarak güç toplayacak ve faşizme karşı savunma alanı yaratacak.
- Ya da , Fransa ingiltere gibi ülkelerin kendisini yalnız bırakacağını bile bile Hitler 'e karşı savaşacak.
- Ya da Polonya 'nın tamamını Hitler ' e teslim edecek.
Kusura bakmayın ama, en tarafsız insan bile birinci seçeneğin en doğru strateji olduğunu görebilir. Bunda emperyalist, faşizmle işbirlikçi bir tutum yok. Benden bu kadar.
kelimesi kelimesine google'da aratıp oradan çıkan 3 tane ansiklopedik site linkini sunarak benim (#7363358) no'lu entry'imde belirttiğim olayı doğrulayıp hala bana çemkirmeye çalışan dingilizlere başka cevap vermeyeceğim, emperyalizmin yön kavramının olmadığını gösteren durumdur.
Emperyalizmin sağı veya solu, ortası veya dibi nesi olursa olsun. Çıkarlar buluştuğu zaman iki kümenin kesişimi gibi aynı paydaları taşımalarının sonucudur.
yazıyı arakladığı site kabak gibi ortaya çıktıktan sonra neyin peşinde olduğunu kendisi de bilmeyen araklamacı gazeteci mal müdürlerinin netten vatan kurtarmasına aracı olan tarihi ittifaktır.
hitler'in hedefi uzun boylu, öküz gibi yarma,sarışın alman erkekleriyle başka ırklara mensup dişileri çiftleştirerek melez bir alman ordusu oluşturmaktı.
stalin'in hedefi ise tamamen yok etmek için eğitilmiş bir goril insan karışımı bir yaratık oluşturmaktı.Bu planın nasıl bir şey olduğunu tam olarak bilemiyoruz ama bu şekilde lanse ediliyor.
sonuç:yukarıdakiler gerçekleşmiş olup bir de üstüne stalin ve hitler beraber olsalardı heralde yüzüklerin efendisi gibi filmleri aratmıyacak sahnelere şahit olabilirdik.neyseki safsata...
hitler'in 1941'de sscb'ye saldırmasına kadar devam etmiş saldırmazlık anlaşmasıdır. almanya avrupa'da işgallere giriştiği esnada, stalin de genişlemek için bu anlaşmadan yararlanmıştır (polonya'yı almanya işgal edince doğusuna da sscb'nin girmesi gibi.). almanya'nın saldırısı ile anlaşma bozulmuş ve iki devlet arasında savaş hali başlamıştır. bu arada, konu bağlamında, savaş sırasındaki ittifak ilişkilerine rağmen sscb ile japonya arasında cephe açılmamış olması da ilginç bir fenomendir.
(edit : japon-sovyet konusu da sonradan imzalanan benzer bir saldırmazlık paktı nedeni ile imiş : (bkz: 1941 sovyet japon tarafsızlık paktı) ).
çok komik bir durumdur. tarihte molotov-ribbentrop paktı diye geçer. ikinci dünya savaşının ilk iki yılı boyunca kardeş kardeş devam etmiştir.
hitler, sonra bir gece rusya'ya saldırmaya karar vermese, bugün solcular için "faşist" kelimesi küfür değil, "kardeş, ahi" anlamına gelecekti. milliyetçiler için de "komünist" kelimesi, "yardımcı, muavin" demek olacaktı.
tabii şimdi ergenlere bunları anlatmıyorlar. çok şanlı tarihleri olduğunu falan öğretiyorlar. yoksa her ikisinin de tarih kitaplarının adı şöyle olurdu;
Farklı görüşlerde olmalarına rağmen güç için Stalin Hitlerle anlaşmak istiyordu. Bir süre müttefik kalan bu ikili Hitlerin hızını alamayıp Sovyetlere saldırmasıyla düşman olarak savaştılar.