özel dersanelerin "tecrube kazandırıyoruz" diyerekten maaş vermediği gibi insanın iliğine kadar sömürdüğü öğretmenlik mesleğinin ilk yılıdır. bazı dersaneler bu süreyi iki yıla kadar uzatabilmektedir.
arada kalmaktır.
özellikle henüz mezun olmadıysanız ve formasyon aşamasında staja gidiyorsanız öğrencilere nasıl davranacağınızı bilemezsiniz.
arada fazla yaş farkı yoktur, ortama dahil olasınız gelir ama sizi inceleyen staj hocanız vardır.
öğretmen gibi davransanız, dahil olmak istediğiniz matrak bir ortam varken otorite anlamsız gelir.
bir şeye kızıp "evladım n'oluyo" deseniz önce kendiniz püskürürsünüz kurduğunuz cümleye. "n'oluyo olum" deseniz hiç olmaz.
stajyerlerin suratındaki saftirik ifade bundandır, üstlerine gitmeyin.
tecrübeyle de sabittir.
ders bounca en arka sırada oturulmasından ötürü öğrencilerin dönüp dönüp sırıtarak bakmasına maruz kalınan, rehper öğretmenin ağız kokusunun çekildiği, kanımca lüzumsuz, bir aktivitedir. ne yani öğretmenlikte burdan edinilen engin tecrübeler mi aktarılıyor?
uzun saçların kestirilmesini, traş olunmasını ve de tabi takım elbise giyilmesini gerektiren durumdur. saçlarını uzatabileceğin tek yer üniversite iken, daha birinci sınıfta kesmeni istemeleri okul bırakmaya iter insanı. ama el mahkumdur. kısacası stajyer öğretmenlik seni kısa saçlı bir headbanger yapar.
gelelim işin pozitif yanına. mesleğe başlamadan öğretmenlik tecrübesi edinmenin en iyi yoludur. çok da zevklidir ayrıca. girilen sınıfların seviyesi biraz düşükse derste yaşanan bazı öğrenci hataları gözlerinizden yaş getirecek kadar güldürür siz öğretmen adaylarını. kendinizden önceki neslin öğretmenliğini görmenizi ve örnek alacağınız yanlarını seçebilmenize olanak sağlar.
becerebildiğiniz kadar sömürün stajyer öğretmenliği. sömürün ki mesleğe daha hazır başlayasınız. unutmayın, evlatlarımız sizlere emanet. *
çok tırsılan bi konudur
ilkokul ve lise yıllarımda hep gelip arka sıralara otururlardı ve nedense her onlara bakışımda onlarında bana baktığını görürdüm her konuştuğumda bana bakarlardı birine her vurduğumda görürlerdi önümdeki kişinin sırtına vurup suçu yanımdakine attığımdada görürlerdi.bana attıkları o ezici bakışları unutamam.
Özel dershaneciliğin nasıl bir sömürü düzenine tekabül ettiğini ispatlayan ucuz hatta çoğu zaman bedavaya çalışan genç öğretmen. Son tahlilde görüyoruz ki az para vermek için çaktırmadan derse de sokulmaktadırlar. Etüt adı altındaki eğitimin doğasına hiç uymayan çalışmlarda genç öğretmenler hazır bulunurlar efendim.
Saatte 180 km hızla ilerleyen ideallerinizin bir duvara toslayıp paramparça olup olmayacağını tecrübe edebileceğiniz ilk amatör öğretmenliktir. Zira 1.sınıfın 2.yarısında okulu bırakıp giden arkadaşlar görebilirsiniz ve 4.sınıfın 2.yarısında da ikinci bir staj dersi ile " emin misin kardeşim , bak çok geç olmadan bırak git " edasında son bir uyarıya kulak verirsiniz. Hala bir yerleriniz kaşınıyorsa ve ben birilerine öğretmek konusunda manyak olmak istiyorum düşüncesindeyseniz hayırlı uğurlu olsundur. Bunun dışında resmi okullardaki stajerlik hava gazıdır. 6 aylık bir eğitim ve sınav ile rahatça manyaklığınızı tescil ettirebilirsiniz.* Eh tabi ki bir de kazanmanız gereken kpss sınavını unutmayın.
başımdaki dert. nefret ettiğim, her okula gittiğimde kendimi okuldaki en ezik varlık hissetmeme sebep olan. öğretmenlerden birkaç tanesini pataklama hayalleri kurmama sebep olan. cebimde bir kutu xanax la dolaşmama sebep olan.