bugün

komik olayların yaşanabildiği tecrübe kazandıran olaydır.
belediyedeki stajımın onuncu gunuydu. çalışanlarda film potansiyeli oldukça fazlaydı ve bende bunu değerlendirmeyi düşündüm.

işe bulunduğum departmandan başladım. departmandakilere sattıktan sonra git şurada müşteri çıkar dediler bana ve bende gittim. pazarlamacı edasıyla * hemen muhabbeti kurdum; şu film var bu yeni çıktı çoşturuyorum, bu arada bi adam girdi içeri; kısa boylu, bıyıklı, temiz yuzlu bi adam. adamın elinde birde telsiz vardı. sonra yanıma gelip eğildi "sen benim kim olduğumu biliyor musun" dedi bende dönüp "hayır" diyip işime devam ettim. "neyse o zaman bana da şundan getir" dedi tamam dedim, sonra adam çıkdı odadan. ardından herkes kahkahalarla gulmeye başladı bende merak ettim kim olduğunu sordum; zabıta müdürü dediler.
garanti bankasi nda staj yapiyorum. fotokopi korkusu vardi hafif icimde ama adamlar daha da kurnaz cikti. operasyon bolumunde basladim staja dediler ki; ingilizcen nasil? cok sukur ic guveysinden hallice. yurtdisina da ciktik, kaptik zenci konusmalarindan azicik.

dedilerki; bizde yabanci musteriler var onlardan adres teyit belgesi istiyecegiz sen bi zahmet iste, ya getirsinler yada faxlasinlar.

bende basladim aramaya ama how r u demiyorum anadinmi! zenci brother lardan ogrendigim samimi give me five bro lu girisler yapiyorum. e tabi bekledigim omuz isareti gelmedi hic, hemen sizde kimsiniz tripleri, telimi nerden aldiniz sualleri ama bende belge yokki ifadeleri... tel kapatirken kiss siz elvedalar... sonuc olarak listenin uzerindeki ismin yanina arti veya eksi.

bu haftada kredi bolumunde idim...

kobi uzmaninin yaninda otururken bi anda adamin masasinin sorumlusu oldum. gunun 3 saati doktorda, 2 saati mutfakta 1 saati wc de. maasin yarisini bana ver ozaman ulan!

ama bu sayede islem yapma , vadeli vadesiz hesap acma, kapama gibi cok seyi yapmayi ogrendim. baska subelerden okul kayitlari icin aradiklarinda portfoy uzmani ile gorusecektim dediklerinde ise buyrun dinliyorum diyorum... stajyer ile konustuklarindan hala habeleri yok. bazen ole sapalak sorular soruyorki degil stajyer, bakkal hasan daha iyi cevaplar.

son olarak bankayi teftise gelen gotten bacakli adam!!!

okuyorsan beni iyi dinle.

got.n kalkmis olum afedersin. ne o goz ucuyla bakislar, bolge muduru tripleri. tekrar diyorum seni gidi gotten bacak. oh rahatladim.
öğrenciliğimin kıymeniti anladığım zaman diliminin adı.
her seferinde daha da yapmam dememe karsin kendimi icinde buldugum sürec. *
daha ilk günden ömür çürütendir. lan daha ilk günümüzden bu kadar yüklenilir mi, şu ana kadar doğru dürüst kimseyi muayene etmemişiz, maketlerle uğraşmışız formalite anamnezler almışız. yok o değil, bu daha kolay diye pediatriden geçiş yaptık daha beter çıktı anasını satayım. başım ağrıyor lan.
ogrencının zorunlu tatlı belasıdır. maksatının ısı ogretmek olmasına mutevellıt; ısın, aslında hakkaten ogrenılemeyecek garıp bısı oldugunun anlatıldıgı, ogrencı yaz toplama kampı tadındakı mekanlar butunene verılen addır.
staj yapilacak yerin tanidik olmasi durumunda dert edilmemesi gereken surectir.
stajdaymis gibi gozukup evde yatmak...
keyfe keyif katmak... *
bu şeyin mesleğe hazırladığı iddia edilir ve bu yüzden yazın öğrencilerin eğitilmesi için x iş yerinde vakit öldürmeleri gerekmektedir.bu vakit fotokopi çekerek ayak işleri yaparak geçer.Kısaca stajyerlerin yedikleri şeye denir bu meret. * * * *
başlarken cok bişey öğrenileceği hevesi ile başlanıp, ikinci gün sonunda bu ne amk bı cacık yapmıyorum dememe sebebiyet veren.. zorunlu değilse keyfi yapılması önerilmeyen, kimsenin sorumluğunu vermeyeceği sadece ayak işlernin yaptırılacağı, benim gibi torpille bulunduysa fotokopi bile çektirilmemesi sonucu ezıyete donusen, zımbırtı durum...
yararlı olucağı sanılan bir çeşit eziyettir. birkaç gün iyi geçer mesela. sayıldığını zamanla kaynaşacağını düşünürsün.
- bir dakika bakarmısın x hanım

birkaç hafta sonra
- şey al şunları fotokopi çek.

farklı masalarda yemek yersin. sinirlendiklerinde kendini kum torbası gibi hissedersin.
ay saymana neden olur. "oh be 4 ay kaldı. 4 ay daha sabret kızım." 4 ay!!?
iyi yanıda vardır tabiki.
okulunu özlersin.
o "hadi bugün çok sıkıcı dersler var kaçalım lan", dediğin okulu...
bir mütercim-tercümanlık öğrencisi için sıkıcı olabilecek hadise.
bir haber sitesi için günde bir çeviri yollamam gerekiyor, toplam 75 çeviride stajım bitiyor. lakin daha 40 çeviri oldu ve ben çok sıkıldım. haber bul, haberi çevir, haberi yolla. hayır elime iki kuruş para geçse bari...
staj için parasız işçi bulma yöntemi diyenleri saygıyla selamlıyorum.
tıp öğrencileri için parasız çalışmak. üstelik gece nöbetli filan. az buz değil tam gün çalış üstüne tüm gece çalış ertesi sabah dinleme filan yok haaa! yeinden mesahi. fıçı diyolar buna.
en boktanı muhasebe bölümünde yapılandır.
bir grup kompleksli kadrolu zevatın ''aman işi öğrenip de beni geçer'' kıskançlığından dolayı düşmanmış gibi davranmalarını çekme sanatı.
herkesin fotokopi çekmeye taktığı olaydır. fotokopi çekmeden nasıl çektireceksin ayrı mesele ama çekmeye niyetli olanları da son kanun vurmuştur. zorunlu staj hariç hiç bir firma kabul etmiyor.*
mezun olabilmek için yapılması gereken mecburi çalışma süreci.
dönemsel staj isimli bir şekli de olan, meslek için ön bilginin edinildiği deneme sürecidir. kapitalist üretim ilişkileriyle birlikte uzun dönemli, yaz dönemli olarak şekillere girmiş düşük ücretle ve güvencesiz işçi çalıştırmanın yollarından biri olmuştur.
bedava iş yaptırılacak körpecik iş gücüne sahip olmanın resmi adı.
lise son sınıfta basıma gelen olaydır. 18 yasında bir cocugun kullanılması adına "mesleki eğitim" adı altında ezme faliyetleridir.
(bkz: angarya)
(bkz: kölelik)
(bkz: staj defteri)
meslek ve sağlık liselerinde okuyan arkadaşlarımdan edindiğim izlenime göre bayağı zor birşey. yok sigorta poliçesi, yok raporu, yok günlüğü. yazık be.
zorunlu değilse yapılması mantıksız eylem. o kadar gereksiz ki.. o kadar olur.

genelde hırslı kızlarımız yapar; "sen çok iyisin mezun ol seni alıcaz hemen" gazıyla çalıştırılır sonra da mezun olunca "hadi len" tepkisiyle karşılaşırlar.

not: meslek lisesi şu bu vs tarzı staj gerektiren işler hariçtir.
açılın ben stajyerim/@maddox
genellikle fabrika da yapılan 30 iş günlük işe gidip gelme süreci. öğrenciye faydalı olduğu söylüyorlar. ( muallaktayız)
şimdi geçen sene 30 gün yaptım. bu 30 günün 3 haftasında beni ambarda görevlendirdiler. bu süreç boyunca 1800 adet yedek parçanın fotoğrafını çektim+ excele köprüledim bu fotoları. geberdik ama. neyse bu sene de aynı yere kısmet oldu. sordum ustaya yaptığımız işe yarıyor mu? diye... bizden sonra bi karışıklık olmuş ( beceriksizlikten) yaptığımız çalışmayı silmişler.
ben bunu duydum, bir güzel saydım, sevdim içimden...... ( belim bile ağrımıştı)
özet geçeyim: stajda bişeyler yaparsın faydalı oldum sanırsın... ama böyle sıkip atarlar adamı...