futboldan pek hazzetmeyen biri ve hafif mal oluşumdan başıma 6-7 kez gelmiş hadise. arkadaşların zoruyla hemen her gittiğim maçta başıma gelen durum. ya yanımdakine "olm dün restorandaki rus beni kesti sanırım" derken veya "koca bayrağı tribünün tepesine nasıl astılar" diye düşünürken olur mina koduğum golü. golden sonra 4-5 saniye "neyse siktiret şimdi tekrarını gösterir nasıl olsa" derken yakalarım kendimi.
yalnız yine tribündeyken başıma gelmiş çok ilginç bir hadiseden bende böyle bir maraz olduğundan emin gibiyim.
1989 fenerbahçe galatasaray maçıydı. ben de ne hikmetse tribündeyim. ilk yarıyı galatasaray 3-0 galip bitirdi. ikinci yarı aykut kocaman 0 dan çaktı bir tane. onu gördüm. sonra yine geyiğe vurmuşken tribün yıkıldı. hasan takmıştı bir tane daha. hemen koştu geldi tribünün önüne "abi gördün mü golü" dedi. yalan söyleyemedim "vallahi çükümü karıştırıyordum" dedim. aynı filmlerdeki gibi geri geri koşup bir gol daha çaktı. 3-3. koşup tekrar yanıma geldi, "abi gördün mü" diyerekten, o zamanlar zekiyim tabi "görmedim lan" dedim. koştu geri bir tane daha. 4-3.
konsantrasyonunu bir noktaya yoğunlaştırmakta güçlük çekenlerin yaşadığı bir hadisedir. stada gitmişsin herkes pür dikkat maçı seyrediyor da 90 dakika mübarek, o topu 90 dakika hiç bozmadan takip etmek o kadar zordur ki. sağ sıradaki güzel kıza, sol sıradaki fıstık sarışına bakayım, önümdeki sarhoş amcayı dinleyip güleyim, ilerideki reklam panoları nasıl öyle fırfırlı dönüyor diye inceleyeyim, takımı atakta iken boş boş duran kaleci burnunu karıştırmak istese o eldivenlerle nasıl yapar diye düşüneyim, acaba statta şimdi kaç kişi var diye hesaplayayım, o sırada telefonuna mesaj gelsin, popon kaşınsın, gözlüğün buğulansın, öndeki arkadaki birbirini itsin, tezahürat beynini dağlasın. bu kadar şeyin içinde ben o saniyenin onda birinde olan golü yakalarsam asıl ona şükret sen be. hal böyle olunca televizyonda maç seyretmenin alışkanlığı ile oturur tekrarı beklersin ama stadın ali sami yen ise o skorboardda tekrar gösterilmediği için sap sap beklersin.
Özellikle mahallede bulunan toprak sahanın boşalmasını beklerken izlenen amatör küme maçlarında başa gelen olaydır. insan hiç tahmin edemeyeceği güzellikteki golleri bu sahalarda görebilir.
bilgisayarda üst üste iki , üç film seyrettikten sonrada benzer bir olay yaşarsınız
televizyonu açarsınız bir program seyredersiniz enteresan bir tarafını görünce geriye almak istersiniz geriye almak icinde refleksten sesi kısma tuşuna basarsınız..
(bkz: sadece benmi yaşadım)
buda birşeymi benim çok sevgili bir arkadaşım ile 1986 yılında 10 yaşında iki velet ali samiyene galatasaray (bkz: 14 sene sonra şampiyon olmak) eskişehir maçına gittik şampiyonluk maçı tıklım tıklım stad ilk yarı bitti arkadaşım kalabalığın içinde daldı, hayrola nereye ? dedim
--spoiler--
devre oldu ya karşıdakilerle yer değiştirmeyecek miyiz ?
--spoiler--
bir okul maçını izliyoruz,tabii öyle stadyum gibi de değil,topu takip etmek çok daha zor bir iş. konsantrasyon konusunda pik falan yapmanız gerek muvaffak olabilmeniz için.zaten bir yandan tezahüratlar,bir yandan arkadaşlarla yapılan geyik derken gol olur ancak ben ve bir arkadaşım ne golü görmüşüzdür ne de kimin attığını anlamışızdır. sadece yanımızda bağıranlardan anlamışızdır.
arkadaşım- kızım golü kaçırdık yaa!! kim attı ki?
ben- amaan şimdi yayınlarlar tekrarını
arkadaşım-hıı doğru ya
ve ikimiz aynı anda puhahahaha *