günde verimli şekilde maksimum 35 hasta bakılabileceği düşünüldüğünde kendisinden 90 ile 120 civarında hasta bakması beklenen doktordur.
suçu yanlış yerde, doktorda aramak yerine esas sorumlulara yönelmek gerekmektedir.
son 20 yılda istanbulda ssk'lı hasta sayısı (polikliniğe başvuru sayısı olarak) 25 milyon artmış iken son 25 yıldır istanbul'a hiç ssk hastanesi yapılmamış olmasının hesabını vermesi gereken doktor değildir.
doktor hatalı olabileceği gibi onu hataya sürükleyen sistemi ve koşulları düzeltmedikçe karşıdan laf ile peynir gemisi yürümemektedir.
çok isteyen var ise 120 gönüllü bulup bir odaya kapansın ve sabah 9'dan öğlen 4'e kadar konuşsun bu insanlarla ve gün sonunda ne halde olduğunu görelim. (sadece konuşmak, havadan sudan yani)
sağlık sisteminde en göz önünde olan doktora suçu atmak işin kolayına kaçmaktır.
bu davranışın bedelini doktorlar hayatları ile ödemek zorunda kalmaktadırlar.
örnekleri;
istanbul tıp fakültesi'nde prof. dr. göksel kalaycı'nın vurularak öldürülmesi,
gümüşhane'de tabanca ile vurularak öldürülen doktor,
ok meydanı ssk hastanesinde vurulan doktor,
konya'da gözüne yumruk yiyerek gözünü kaybeden doktor,
izmir'de sille tokat dövülen doktor.
her ne olursa olsun ödenmesi gereken bir bedel var ise bunu ödeyecek olan sağlığı paralı hale getirip zenginlerin ulaşabileceği pahalı özel hastanelerin önünü açan ancak yoksul halkın sağlığının korunması ve sağaltılması için hiçbir şey yapmayan sağlık bakanlığıdır.
ödenen bedeller artık yeter dedirtmiştir.
pilot kalemini sık sık değiştiren doktordur. zira basit bir imzası olsa da, her gün o kadar reçete yazıp imza atmaktan kalem dayanmaz bu doktorlara efenim.