Bye bye love
Bye bye happiness
Hello loneliness
I think I' m gonna cry
Bye bye love
Bye bye sweet caress
Hello emptiness
I feel like I could die
Bye bye my love, goodbye
bi gün tv de zap yaparken* bi başörtülü kızın program yaptığını gördüm karşısında da bi adam sohbet ediyolar.. açıkçası kızın tipine giyimine kuşamına bakmak için seyretmeye başladım.. ama kamera hep adamda konuşuyoda konuşuyo..
öylede enteresan konuşuyo ki sakallı falan, adam dediğime bakmayın hafif gençten biri 28 falan vardır işte..
her neyse adam nefes almadan konuşuyo hala.. artık kızı bırakmış bu hafiften genç dediğim adama takılıp kalmışımdır.. bu nasıl biri ya bilmediği bişey yokmu bunun diye dinlemekteyim.. konular arasında öyle bağlantılar kuruyor ki.. ağzım açık.. oha nidalarıyla izlemekteyim.. en sonunda bi es verdi.. veee.. kamera kıza döndüü.. ben tabi yalvarıyorum kıza noolur ismini söyle diyee..
kız.. evet "ssg" diye söze başlamısınmı. tabii kısa süreli bi şok hali..*
şaşkınlığımın sebebi ssg nin bu kadar bilgili birikimli oluşu değildi tabii..
öyle naif.. öyle farklı konuşuyodu ki.. bir de dersin ki adam sabah akşam dinden diyanetten bahseden biri.. o tarz konuşan biriydi..*
velhasıl o gün bu gündür ayrı bi sempatim vardır bu hafif gençten kocamaan adama..*
çaylak olmasının kendilerininde belirttiği üzere ekşi sözlüğün eski havasının yokolması sebebi ile "napalım, napalım" diye düşünen sivri zekalı ssg ve yandaşlarının "haa buldum ssg sen çaylak ol herkes bizi konuşsun" babındaki atraksiyonudur.
sözlüğün yegane sahibi ben olucam bide çaylak olucam he ? yok yemezler. kerizmiyiz lan biz ?
istediklerini aldılar bütün klonlar onları konuşuyor bende dahil afferin ssg ve saz ekibi.
bizde bir laf vardır; "sonradan gelen çok para ve şöhretin sonu ibneliktir." derler. nedeni ise; zamanla hayatın her şeyini tadıp, yaptığın hiç bir şeyden zevk almamaya başlamak olarak gösterilir.
bu yazdıklarınla, sende o sona doğru yaklaşıyorsun , dikkat et ssg.
ağa ve maraba yola çıkmışlar. ağa atın üstünde, maraba yayan.
şakacı ağa yolda inek dışkısı görmüş:
-bu dışkıyı yersen ata sen binersin, ben yürürüm.
maraba dışkıyı yemiş, ata atlamış, ağa bu işi içine sindirememiş. biraz ileride bir dışkı daha görmüşler, ağa:
-ben bu dışkıyı yiyebilir miyim?
-yiyemezsin
-yersem ben ata sen yay kabul mü?
-kabul.
ağa dışkıyı yemiş ve ata binmiş, uşak yaya. ilk yola çıktıkları gibi devam etmişler. bir süre sonra ağa uyanmış:
madem birşey değişmeyecekti biz bu bku niye yedik?
yavaş yavaş idol olma yolunda ilerleyen insan. ssg'nin elinde limonla bir fotoğrafı vardır. o pozu verirken aklından neler geçiyordu merak ederim, artık ubermensch kıvamına gelmiş biri, başka metafor mu kalmadı da sözlüğü 6 yaşında birine tarif edermişçesine elinde limonla poz verdi anlamadım. o fotoğrafı gördüğüm anda bende bir hayal kırıklığı olmuştur açıkçası. acaba çıplak poz veripte sonradan pişman olan mankenler gibi hissediyor mudur kendini merak etmekteyim.