tarihin, insanlığın en zor günleri. avrupa'nın göbeğinde katliam: gözlerinin önünde annesi öldürülen çocuk, çocuğu öldürülen anne, tecavüzler, işkenceler, ikinci dünya savaşından kalan keskin nişancıların antrenman yapar gibi keyifleri için insan öldürdüğü yer srebrenica.
sözüm ona medeniyetin beşiği avrupa'nın tamda ortası. seyirci kalmış herkes gözler önündeki bu drama. medeniyeti sadece kendi insanları için sananların durdurmak için yıllarca beklediği savaş. savaşta değil aslında, savaş olması için karşılıklı savaşanların olması lazım. ama burada silahları nato tarafından elinden alınmış müslüman bosna halkı; onlar öldürelen, sıraya sokup kafalarına tek tek sıkanlar ise insan olamamış sırplar.
osmanlı'nın barışı asırlarca sağladığı topraklar: hristiyanın, müslümanın, yahudisinin birlikte yaşamayı başarabildiği topraklar. yönetimde her dinden her milletten insan olan bir devlet. dengeler değişti, masumu kollayan güç ortadan kalkınca, içinde insanlık olmayanlar yaptıklarının bedeli olmadığını görünce vahşiliklerini ortaya çıkardılar.
avrupanın gözü önünde gözlerin oyulduğu bir katliamdır. sadece buna değil tüm katliamlara sessiz kalamayanların yüreklerinde bir yüktür ağladıkça boşalmak isteyen.
sırp katliamlarından herhangi biridir. örneğin kosovada bir köyde 8 yaşından büyük tüm erkekleri öldürdükleri günler de vardır ancak tarih yazmamaktadır. bu gün o köyde sadece dullar, kadınlar, kızlar ve o gün 8 yaşından küçük olan erkekler yaşamaktadır. *
Bu katliam sonunda katledilen binlerce insan dışında, hala sonlarının ne olduğu bilinmeyen (?) 4000 kişiden söz edilir. yugoslavya bu kayıplar için hata payı demiştir.
"seher vakti ölenlerin kanları soğumuştur azize
tüm duruşlarım ağrılıdır şimdi,
şimdi gün karanlığa durmuştur
bosnalı bir çocuğun gözleridir yüreğim
vurulmuştur"
nazi katliamıyla ilgili çekilmiş tonla film varken, hakkında çekilmiş birkaç filmden başka birşey olmayan katliam. he gerçi tüm dünya film izler gibi izledi zaten bi daha bi daha çekmeye lüzum yok deniliyorsa o da ayrı bir bakış açısıdır, saygı duyarım. *
Sırpların bölgede görev yapan hollandalı askerleri rehin alıp avrupa'yı bir hava saldırısı veya başka bir askeri müdahelede bulunması halinde bunları öldürmekle tehdit ettiği olaydır. Görevi gereği ölümü zaten göze alması gereken birkaç yüz asker yerine binlerce masum insanın ölümü tercih edilmiştir avrupa tarafından ve sırplar bu katliamı gerçekleştirirken birleşmiş milletler öküzün trene baktığı gibi bakmıştır.
edit:bunu kötüleyen canlar o dönem hollanda ordusu'nda mı görev aldı anlamadım ben şimdi.bana inanasın yoksa ufacık bir araştırmaya girişirsin, anlarsın olayın böyle geliştiğini.Çok enteresansınız yahu!
kamyondan indirilen 6 7 bosnalı (aralarında çocuk yaşta olanlar çoğunlukta ) çayırlık bir alana yürütülüyorlar. elleri arkadan bağlı hepsinin. daha sonra tek sıra halinde yürütülüyorlar sırp askerler tarafından. tek sıranın en önündeki vuruluyor ve yere düşüyor ardından sıradaki ve sıradaki derken 5 ceset üst üste yığılmış vaziyete geliyor. sona kalan iki bosnalı genç vurulmuyor. daha önce kazılmış olan çukura taşıyıp atıyorlar cesetleri. sonrada muhtemelen diri diri atılıp gömülmüşmüştür o iki genç de.
psikolojik gerilim filmi anlatmıyorum ben. ben buna bilgisayarım aracılığıyla şahit olduğum anda insanlığımdan utandım...
bir soykırım olmasına rağmen "katliam" denerek yapılanlar yumuşatılmaya çalışılmıştır.uluslararası hukukta soykırım ile katliamın farklı anlamlara geldiği ve katliamın, soykırımın hafifleştirilmiş hali olduğu göz önüne alınırsa, sorumluların yargılama esnasında gerekli cezayı almayacaklarını düşünüyorum.
annem annem seni hala rüyamda görüyorum
ablam, abim her gece sizi rüyamda görmeye devam ediyorum
ancak yoksunuz, yoksunuz, yoksunuz...
sizi arıyorum, arıyorum, arıyorum...
nereye gitsem sizleri görüyorum
annem, babam niye yoksunuz?
bosnam sen annem benimsin
bosnam sana anne diyeceğim
bosna annem srebrenitsa ablam
tek başına kalmayacağım.
lanet olsun! lanet olsun!
dün katledilen filistinlileri, bugün hunharca soykırıma uğrayan uygur türklerini izleyen türk ve islam alemi peygamberimizin (s.a.v.) ''Sizden biriniz bir kötülüğü gördüğü zaman, onu eli ile değiştirsin, gücü yetmezse dili ile değiştirsin. Buna da gücü yetmezse kalbi ile buğz etsin. Bu da imanın en zayıf halkasıdır.'' hadisini unutmuş gibi hareket etmekte nedense. ve srebrenitsa da bunlardan biri. bu konudaki duyarlılıklarını ve samimiyetlerini çok iyi bildiğim birkaç adamı söylediklerimden hariç tutuyorum.
insanın yüreğini dağlayan bir katliam olmasının yanında baş sorumlusu ne general ratko mladic'tir, ne de hollandalı bm barış(!) güçleridir. bosna'daki bm barış gücü'nün lideri olan fransız general bernard janvier, 1995 yazının kavurucu sıcağında srebrenica üzerindeki baskısını iyice hissettiren sırp güçlerine yönelik nato'nun hava saldırısı yapma girişimini 2 kez reddetmiştir. bundan güç alan o alkolik şerefsiz de* önce 6 temmuz'da bölgeyi top ve havan yağmuruna tutmuş, 10 temmuz'da da daha büyük bir saldırıyla bölgeyi kontrolü altına almıştır ve gerisi malum. insanlık tarihinde kapanmayacak yaralar açılmıştır. dolayısıyla bu katliamın gizli sorumlusu tamamen o şerefsiz fransız generaldir. bu heriflerden hiçbir zaman dost most olmayacağının da acı bi şekilde bir kez daha kanıtlanmasıdır. birileri bugünlerde doksanlarda çocuk olmak başlığının altına zevzek zevzek "ay tarkan ay burak kut ehihi" şeklinde şeyler yazamıyor, herkes o dönemleri iyi olarak hatırlamıyor.
dünya üzerinde görülmüş en acımasız, en şerefsiz katliamlardan biridir; evet nazi kamplarını da gördüm, beni bu kadar etkilemediler. hiçbir şey beni "sırp askerinden hamile kalan kadının ben bunu doğuramam diyerek intihar etmesi" kadar etkileyemedi. böyle bir olayın sokak kavgası gibi lanse edilip kimsenin kılını kıpırdatmaması... hiçbir şey dünyanın bu kadar pislik bir yer olduğuna inandırmadı.
sırp ordusunun srebrenica'ya girdiği gün ratko mladic televizyona: "bu dahî türklerinden aldığımız bir intikamdır. bu günü yüce sırp halkına armağan ediyorum" demiştir.