ilgi çekmek için atatürk kartını seçen yazar.. nick altı dolmaya başladı, başardı...
siyasal islam ideolojisiyle olaya bakan insanlar tabiki vahdettin için vatanseverdi diyecek. vapurlara binip de ülkelerine kaçan ingilizler de zaten korkak değil, müttefikti diyecek. sonra ben objektifim aslında diye de yanına ekliyecek. kocaman bir kahkaha atmamıza da sebep olacak tabi hiç kuşkusuz bu kişi/kişiler. kurtuluş savaşına girmemek içi mücadele veren vahdettin değildi di mi? ingilizlerin satın aldığı bu keçi bıyıklı stoper. kendi tahtını koruyacak ya nolursa olsun bu millete..
ulu önder atatürk'ün türk ulusuna hediye ettiği türkiye cumhuriyeti için neler feda ettiğini de yazardım burda ama sayfalar almazdı.
fikirlerinden nefret etsem bile, son derece takdir ettigim, $ahsima gore sozlugun en iyi ve en degerli yazarlarindan. ne hakkinda konu$tugunu bilmekle beraber, fikirlerini savunabilecek kapasiteye ve hatri sayilir derecede bir bilgi dagarcigina sahip.
açıklama yapmak icab etti; pkk'lı falan zanneden gerzekler zuhur etti zîrâ... mârifet de kabahat da bireysel olsa da bir nebze ilintili olduğundan belirteyim; ordu kavramı ile sorunum yok; ordunun özüne dönmesi özlemim var, alenen belirteyim müşir gaziosmanpaşa'nın birinci yaverinin torunu olarak...
bende'nize öyle âdi atıflar yapılması çok itici, çok rahatsız edici geldi; ego şişkinliğinden ziyâde bir haksızlık durumu bu çünkü... okuyun ve anlayın evvelâ 'bir kısım' müfterî sözlük...
kimilerince haksızlığa uğramış yazardır. zira pkklı filan değildir. ordunun osmanlıda olduğu gibi yeniçeri kıyafetleri içinde ve mehter marşı eşliğinde "iki adım ileri bir adım geri" ilerleyerek nemçe illerine tekrar seferler eylemesi tek dileğidir.
ha, birde enderunu tekrar kursak çok hoş olacak ama, hey gidi hey nerede o eski günler.
yazıların merâmını birebir algılama derinliğindeki(!); ecdâdından bîhaber ve bigâne ve hattâ 'iki ileri bir geri' galât-ı meşhuruna; yalanına mal bulmuş mağribi gibi 'ihihi' diye sarılıp atalarıyla dalga geçecek seviyede(!), velhasıl algı evreni evi kadar olan az beyinlilerce az tesirli ironilere mâruz kalan adam.
hâmiş: atasına küfreden sıfatsızın at kadar kıymeti yoktur.
çabuk sinirlinen, ucuz ironiden hiç mi hiç haz etmeyen nadide yazar.* severiz sayarız, şark köşemizde bir gün kavuğuyla beraber baş köşeye teşrif etmesini isteriz. devlet-i ali böyle buyurdu deyu..
yazar. osmanlı soyundan. genelkurmay başkanlarına bölücü falan demiş. bir insanın soyadıyla dalga geçmiş, sanki onun elindeymiş gibi soyadını seçmek. her neyse. rahatladın mı, tatmin oldun mu? diye sordum kendisine, yarım sayfa hakaret geldi sonra. tepeden bakmalar, uyuşuk beyin, apolitik imâları... sadece o takip ediyor gündemi, sadece o araştırıyor. bir entrysinde taraf'ı kötülüyor, öbüründe taraf'ı eleştirmeyi bir suçmuş gibi gösteriyor. anlayamadım doğrusu.
a'ların üzerine şapka koyuyor, araştırdım, çoğu yanlış. mâruz değil mesela, maruz. ecdât değil, ecdat. "böyle konuşup, böyle yazabilen birinin uludağ sözlük'te işi ne lan?" diye düşünüyor insan.
o entry silinecek formata göre; çünkü hakaret var içinde bariz. silinirse giderim demiş. ama o gitmeyecek. biliyorum.
(bkz: çapımız çevremizden büyük)
vâdettiği üzere; bu millete posta koyan zevata dair samimi, gerçek(çi) yazısının 'hakâret' gerekçesiyle silinmesi üzerine sözlüğü bırakan yazar.
beynimizi ve vicdanımızı kullanan bir toplum; gerçekten özgür, gerçekten demokrat ve insan merkezli; yani her anlamda iyi, huzurlu, güçlü, sinerjik bir ülke olmamızı sağlayacak zihniyet dönüşümünü gerçekleştirmiş bir toplum olacağımıza dâir ümidi ise az da olsa sürüyor...
"iki şapka koyalım 'a' harfine, bir de parantez içinde ünlem kullanalım, cühela takımını mest edelim."
düsturuna sahip yazar.
yahu içeriği boş olduktan sonra üç kelimede bir parantez içinde ünlem kullanarak edebi bir tarz mı yaratılır ey dost? her 'gerçekçi' yazışta, '(çi)' kullanmak da ne ola ki? bunlar ancak ve ancak cühela gerici takımın hoşuna gidecek mesnetsiz yazılar olmaktan öteye geçmez.
cumhuriyetçilik, cumhurun sesini duyurmanın yanı sıra onu aydınlatmaktan geçer, halkın cehaletini kullanmaktan değil.
biz "halk böyle istiyor" söylevinden hareket etseydik zamanında; şimdi manda da olurduk, eyalet de olurduk, sömürge de..
333. dereceden büyük üstad ünvanlı yazar. çok yalancıdır aramaz sormaz, sözünü tutmaz, kaçar gider arasan zor bulursun ama her zaman dostluğu değişilmeyendir.
sultan vahdettin'in atatürk'ü memleketi kurtarmak üzere samsun'a gönderen kişi; hülasa bu toplumun gerçek kurtarıcısı, insanına ataları misali sahip çıkan müşfik lider olduğunu 'gören' yazar... kafa konformizmi hoş şey tabii. fantastik resmi tarih? kurmacalarına vahiymişlercesine itibar etmek işine gelirdi; aslolan gerçek(çilik), etik, vicdani duruş ve duyuş olmasaydı tabii...
25 ağustos 2009 genelkurmay başkanlığı açıklaması 'ndan sonra etekleri tutuşmuş, nedenini anlayamadığım bir şekilde paniğe kapılmış olup; içi boş olmasına rağmen cümle kurma kapasitesine sahip yazardır.
