eski yunanca bir kelimedir. filo'dan ziyade çıkış itibariyle mânâsı; kara ordusu, bölük'tür. üsküdar kelimesinin etimolojik kökeni bu kelimeye dayanır, evrile çevrile üsküdar'a dönüştüğünü anlamak kolaydır; şimdiki üsküdar lçesinin bulunduğu yerler o zamanlar yemyeşil, doğu roma imparatorluğu'nun ordugâhı olan boş bir arazi imiş zirâ...
atatürk hakkında yorum yapmak yerine sağ lobundan (bölgeyi benden iyi biliyorsunuz) süper sallayan satır vuruşçusu. yazar bile değil. anneciğini alıp tayyip'in yanına gitmesini istiyorum.
taraf gazetisi'nin sözlükteki yılmaz savunucusu. nereden geliyor sanıyorsunuz fikirlerine sinen bu kokuşmuşluk hali . sepetteki çürük domateslerden bir tanesi. dahaları da var. hayır sözlükten silersin bunun gibileri gider, ama dışarda böyleleri ile aynı havayı soluyoruz. asıl midemi bulandıran konu o.
henüz 30 giriyi bu yazıyla tamamlayan yeni yetme bendenizin naçizane fikrince sözlükte değişik fikirlere sahip ne kadar çok yazar olursa o kadar tartışma olacak, bilgiden bilgi doğacaktır. çoğunluğun fikrine uymadığı için veya radikal-sıradışı fikirlere sahip olduğu için kimseye kapı gösterilmemelidir. herkes hakarete varmadığı ve kurallar dışına çıkmadığı sürece istediğini yazabilmeli, kaldi ki bizler niye burdayız, arkadaşın elinden tutup doğru yolu gösterebilirdik, evet yapabilirdik, şahsen ben ışık görmüştüm **. kendi iyiliği için dört gözle bekliyoruz.
atatürk'e ingiliz yalakası demek tabuları yıkmak, birilerinin tekerine çomak sokmak olarak algılanıyorsa da çaylak olmasına oh olsun denilecek bir yazardır. bunu böyle algılayanlara da oh olsun denilmelidir.
bu milleti, (s)özünü bilmeyen, 'atatürk tanrı sen de tahtasın' diyen tiranlara 'he abi' diyen az beyinli hadsiz yeni yetmelerin sittin sene sevmeyeceği bir 'funy'. şükür ederim ol ebleh, gâfil, muğlak ve tuhaf zihniyetin teveccühüne mazhar olmayacağım(!) için...
içi dışı bir yazar.
atatürk ve cumhuriyet düşmanlığını, başkaları gibi gizli yürütmüyor. ama ömürleri kısa böylelerinin. belki bir dönem daha. sonra saklanacak delik arayacaklar.
terimsiz yöndemsiz konuşan, yazan; oligarşik; kendini beğenmiş erk delisi hakim kemalist ideolojinin-zümrenin toplum mühendisliği çalışmalarıyla beyinlere 3 yaşı(mız)dan itibâren ahan da cumhuriyetçilik bu' diye ektiği anlamsalllıktan yoksun; kendi faşist erklerini cumhuriyet diye pudralayıp satan; -yiyen de çok büyük bir kesimi bu toplumun a(h) bu yalanı; allah beyin ve vicdan vermişse de ya, yazık- içiboş bu klişe(ker)lerle bilmeden etmeden 'cumhuriyet' düşmanlığı ile suçlanan bir gerçek cumhuriyetçi, bir düş(ünen) insan.
'beynini kullanmayan bizden değildir; insani kalite farkındalıklarda yatar; sağcı solcu olmakta değil' nev'i minik de bir düsturu vardır minik çapında...
o değil de; git oku; özgür ve özgün ol be adam...
beynini kullanamayan; 'akıl tutulması mağdurları' zatların kendi başlığı altına müthiş derin(!) yorumlar yazması ise onun için iyi, benzersiz bir eğlenceliktir...
bu ülke asıl ne fikre meyyal olursa olsun düşünen; yani gerçek milliyetçi, evet en büyük milliyetçilik düşünmektir, insanları bir gün, bir zamanlar olduğu gibi, 'saklanacak delik arayacak olursa' bazı zavallı (c)aymaz kralcıların arzu ettiği gibi, 'ayvayı yiyecektir' kuzey kore misali çok hamâsi, çok yiğit(!) ama çok aç ve sefil siktiriboktan bür ülke olacaktır ayrıca...
ilkokul 1'deki yüce hislerini(!) yitirmemişlerle aynı mekanda olmak da ilginç ve keyifli birşey vesselam...
ek: atatürk'ü, hakkında lehte ve aleyhte okuduğu birçok araştırmayı ölçüp biçmesi neticesinde sevmemektedir, ve gerçeği yalnızca gerçeği aramaktadır; sayın atatürk bir emperyalist ingiliz muhibbîdir; bu milleti pek de ipleyen biri değildir kendi (f)aslında, bunu da benden duy da belki 'acaba' deyip resmi tarih dışında birşeyler okursun sevgili sözlük(çü)...
edit: söz konusu entry silindiği için, entry anlamsızlaştı. squadron, bana konu hakkında açıklama yapsa da, bu yukarıda bahsettiğim olayı değiştirmiyor.
mustafa kemal'a "emparyalist ingiliz muhubbi" yakıştırmasını yapmış sözlük yazarı.
bu bir tanımlamadır ve sadace yazarı bağlar.
isteyen istediği şekilde düşenebilir.
ama düşürken objektiflik kıstası önemlidir.
mustafa kemal tek başına tarihe yön veren bir lider degildi bu tanımlamanın içinde yazara göre olması gereken. o'nun kendi ideolojisine göre söylemesi gereken,bir çok isim daha varken mustafa kemal'a bu tür bir yakıştırma yapması tamamiyle ideolojiktir.
vatan; satmak, almak öyle klavye başından kolaydır.
(bkz: damat ferid)
(bkz: vahidettin)
bu iki örnek siyasi olarak damgalanan,kendini tarih karşında hiç bir şekilde haklı pozisyona düşüremiyecek karakterlerdir.*
ayrıca kendini dinci demokrat diyen bir insan en azından daha objektif olmalıydı, bakış açısını etkisi altında kaldığı düşüncelerden sıyrılarak geliştirmesini bilmeliydi.*
(bkz: dinci demokrat)
(bkz: yeni bir akım geliyor)
atatürk'ün organize ettiği zannedilen kurtuluş savaşı'nın asli teşvikçisi ve sponsoru olan sultan vahidettin'e hain yaftası yapıştırma yüzeyseliğini ancak bir resmi tarih kurbanı angaje zavallının yapabileceği kanaatinde, idrâkinde olan kişi...
din alıp satan kişi de değildir. demokrasi ortak paydası geniştir; dahilinde ateist de vardır, dindar da...
niyet okuyuculuğa, yaftalamaya ne çok meraklısınız vesselam...
