- illa ki bi şey seyredilmeli, kişi o seyrettiğine dalıp alet üstünde kıçından ter damlattığının farkına varmamalı.
- kablosuz klavye yanda olmalı (her an space'e basıp durdurup, geri almak ve sonraki maddede anlatılacak kullanım için).
- msn plus kurumu zaruridir, seyredilen her ne ise sağ alttan "hedegül yeni bir sohbet başlattı" uyarısı üstüne seleye oturup klavye kucağa alınabilir, cevap yazılır (on parmak klavye kullanımı şarttır elbette).
bütün bunları yerine getirirseniz ve günde iki üç film, dizi ve belgesel izleyen bi insansanız.. ee bilmiyorum bi işe yarıyor mu.. bi ayı geçti, günde bin kalori yakıyorum diye gösteriyor aletin zamazingosu ama göbek hala tüm haşmetiyle hazır ve nazır duruyor. du bakalım bi ay daha geçsin hele..
"daha kucuk popolu izmir kadinlari icin hepimiz el ele" ya da herhangi bir baska kampanya dogrultusunda izmirde her *yesil alani spor salonuna donusturen belediye baskanlari nedeniyle acik havada, 5 kurus para odemeden, en geliskin aletler sayesinde yapimi cok kolay aktivitedir.
spor yapmak rutine bağlandığında, 2-3 ay sonunda vücutta hissedilen değişim insanı motive eder ve "bu zamana kadar sporsuz nasıl yaşamışım" diye düşündürür. ayrıca spor yapmak için mutlaka kilo problemi olması gerektiğini düşünen, spor yapan zayıf insanlara "aaa senin ne ihtiyacın var" diye soran zihniyete de şöyle seslenmek isterim.
spor, hem vücudu hem de ruhu güzelleştirir, güzelliğin de sonu yoktur. yani güzel vücuda sahip kişi, spor yaparak daha da güzelleşir ve bunu kalıcılaştırır.