33. haftada kadıköyde bir final maçı oynansın da reklam gelirleri, ilgi tavan yapsın diye bazı şeyler inceden inceye işlenmeye başlanmıştır. bülent yıldırım bugün kartların hepsinde doğruydu belki ama inisiyatiflerinin tamamını fb lehine kullandı.
küme düşme mücadelesinin anasının amı gibi sürdüğü lig. bu hafta trabzonspor orduspor'u, elazığspor ibb'ni konuk ediyor. bunlar direkt etken maçlar, diğer küme düşme adayları da çok zorulu maçlar oynayacaklar. ve her bir takım için 1 puan duruma göre "elmas" değerinde. umarım hakemler kimseyi yakmadan, hatasız maçlar yönetirler. işleri gerçekten zor.
bana sorarsanız her şey bir tüpçüyü tff'nin başına getirmekle başladı.
takımları koruyacağım derken, hakemleri korumamakla devam etti.
standart kararlar vermeyerek de sıçtı sıvadı.
ben demiyorum ki hep bir tarafa hatalı karar veriliyor. bence her takıma bu aptalca kararlardan verildi.
mesela meireless olayı, sen nasıl hakeminin arkasında durmazsın. sonra o hakemlerden nasıl benzer pozisyonlarda ya bırak benzer pozisyonu şampiyonluğa oynayan takımların aleyhine bir karar verilmesini nasıl beklersin.
herkes hakemlere yükleniyor amınkoduğumun liginde. ancak hakemlerin yerine koyun kendinizi. o kadar yalnızsınız ki lan. kabadayının teki çıkıp saydırıyor onun bile milyonlarca destekçisi var. sizi maaş aldığınız kurum bile korumuyor. haklı bile olsanız korumuyor.
iki sene önce bir şike dosyası hazırlandı. haksız haklı geçtim de abi bir tane bile hakem ismi yoktu o dosyada. hani ispatlanmayı bırak, adı karışan bir isim bile olmaz mı yoktu oğlum. spor yorumcusundan tut malzemeciye kadar herkes vardı ama hakem yoktu.
hakemler yanlış kararlar verse de tek suçlu o götü boklu büyük takımları korumaya çalışan tüpçünün götünün altından çıkıyor her şey. siktirsin gitsin. adam gibi biri gelsin şu tff'nin başına.
hakemlerini korumazsan, hatalar azalmaz artar. sonra önünü alamazsın her şey elinde patlar.
1-2 tanesi dışında beş para etmez hakemlere sahip olan ligdir. derbilerde genellikle ev sahibi takımı kayırır bunlar, diğer maçlarda anadolu takımının penaltısını vermezler ama karşılarındaki 4 büyüklerden birine hemen penaltı çalarlar.
yine de iyi olan takımın 51 haftayı 49. kez lider olarak kapatmasına engel olamazlar tabii...
insanları futboldan soğutan bir lig haline dönüşmüştür. son 10 yılda gelinen noktaya bir bakın. büyük maçlarda rakip takımlar stada alınmıyor. nefret söylemi hakim ve istisnasız herkesin bir düşman rakip takımı var. futbolcular dahi bu işlere karışmış durumda. koymalar, sokmalar, eline vermeler hırla gidiyor. sözlük aleminde gördüklerime duyduklarıma inanamıyorum. genç nesil bu kadar mı uçlara itilmiş anlamak güç. çoğu futbolu halı sahada görmüş gençlerin futbola bakışı vahim. alt tarafı futbol bu.
öncelerden böyle değildi. çok değil 20 yıl önce büyük maçları iple çeker keyifle maçları izlerdik. dostluğu ön plana çıkarırdık. taş taşüstüne koyar, birimiz maradona olur, birimiz schumaer olurduk. çocukluğumuz maradonalar, rumenige ler ile geçti. ama en önemlisi neşe ile eğlence ile geçti.
vaktimizi daha hayırlı şeylere ayırmanın mantıklı olduğu kanaatinde olarak genç nesillerin biran çnce basketbola ve diğer spor dallarına kayma vakti gelmiştir. bırakın bu iğrenç koyma sokma muhabbetini.
iyice eğitim sistemimize benzeyen ligdir. her gelen milli eğitim bakanının yeni sistem getirmesi gibi her yeni gelen federasyon başkanı yani statü getirmektedir.
keyif almıyorum arkadaş, vallahi almıyorum. şike, teşvik, tape, marka değeri, play off, şu, bu... bu ne lan! mahfettiniz be! bir tek futbol vardı o da rezil oldu.
kendi adıma bu yılı saymıyorum. kimse düşmesin amına koyim! yeni sezona eskisi gibi başlayalım, bi heyecan olsun, kafada futboldan başka bir şey olmasın be!
sonucu önceden belirlenen müsabakaların oynandığı, spordan ziyade endüstriyel futbolun hizmetçisi olmuş, tamamen para ilişkilerine dayandırılan bir oluşum. nefret ettim, evet.
şu ligde marka değeri marka değeri diye tutturanların önce stadları düzeltmesi gerekir. tarla gibi sahalarda futbol oynanıyor ve hâlâ daha marka değeri şöyleydi böyleydi diye konuşuluyor. pardon ama hangi marka değeri?