Adrien Brody, Sarah Polley, David Hewlett, Brandon McGibbon, Abigail Chu gibi oyuncuların rol aldığı korku-gerilim-bilim-kurgu türündeki film 2009'da gösterime girecek.
2009 amerikan yapımı Korku, Bilim-Kurgu, Gerilim türlerindeki filmdir. barollerde Adrien Brody ve Sarah Polley var. ikisi de ellerinizden öper. fena değiller.
--spoiler--
dün izledim filmi. genetikten, tıptan falan anlamam ama bilim-kurgu tarzı filmleri severim. gerçi bunda makineler falan uçup kaçmıyordu ama iki tane Doctor Monroe kılıklı manyak vardı ve bazı değişik yaratıklar yapalım sonra da tren yapalım gibi bir düşünceleri vardı. başardılar da. ilkin iki tane iğrenç yaratık yapan bu ikili güya hastalıkların tedavisi amacını (azgın pezevengler) güder. bu yaratıklarda başarısız olunca yeni ve daha ilginç bir çalışmanın peşine düşerler ve dren adlı taş gibi kızı yaratırlar bazı genetik çalışmalarıyla. ilk başta çok zorluk çıkartan dren sonradan özellikle elsa ile iyi bir ilişki kurar ama dren'in genetik yapısı hızlı büyümesini gerektirdiği için hızla genç bir kadın olur ve ilgi alanı elsa'dan clive'a döner ve clive'a yavşar. sonuç malum ; hayvanlı porno.
sonrasında filmin bitmesini beklerken (ki burada bitse film açısından çok daha iyi olurdu) öldü sanılan dren ilk yaratıklar gibi erkeğe dönüşür ve saldırgan olur. çevredeki diğer erkekleri öldürür.
--
artık burada da erkeklere hakaret edilmiş gibi ama ne yalan söyleyelim doğru şey. hep saldır hep öldür hep tecavüz et. erkeklerin doğası bu gardaş!
--
tabi o arada erkeğe dönüşen dren elsa'ya kayıp trenin son vagonunu oluşturur. filmin sonunda da klişevari bir şekilde kocasının ölümünü tiklemeden dren'in tecavüz (orjinal bir kuyruklu tecavüz) sonucu vücuduna bıraktığı şeyi doğurmaya karar verir ve bunun karşılığında para alır.
kısacası iki tane manyağın genlerle oynayıp ortaya çıkardığı canlılara köle gibi davranıp, kesip (kadın dren'in kuyruğunu kesince iğrendim doğrusu) biçmesini, ayrıca da tikmesini anlatan bir film. filmi çok da ilginç ve güzel bekliyordum açıkçası. ben de hayal kırıklığı yarattı. oyunculuklar fena değildi ama görsel olarak ve senaryo olarak vasattı. genetik tarzı bilim kurgu filmlerinde hoşlanıyorsanız izleyin ama bir allien serisi gibi bir şey beklemeyin.
--spoiler--
--spoiler--
aslında herşey bir şekilde elsanın, normal ve sıradan bir çocuk doğurmak istememesi ile alakalı. annesi bildiğin raporlu deli olan elsa kendisinin de annesinin ona davrandığı gibi çocuklarına davranacağını düşünüyor. sonrasında ilk ouşturulan iki yaratıktan alınan dna lara kendi dnası olduğu söylemeden dna aşısı yapıp dreni yaratıyorlar.
dren çabuk gelişiyor. (bkz: splice/#8850356) görüleceği üzere. ama ayunı entryde belirtilen drenin erkeğe dönüşmesi değil de; ben drenin çocuğu doğururken öldüğü fikrine kapıldım, yani elsaya saldıran drenin oğlu gibi geldi bana, öte yandan diğer iki yaratığın erkeğe dönüşüp birbirlerine saldırmaları da belki de drenin de erkeğe dönüştüğü mesajını vermek içindi. bilemiyorum.
sonuç olarak elsa istediğine kavuşuyor öyle üzgün falan da değil, çocuğu normal olmayacak,
ikincisi de sonu itibari ile çekilebilir durumda.
bir de yaratık maratık diyoruz ama dren, ortalama bir insanın yaptığı herşeyi yapıyordu, nefret sevgi seks düşkünlük öc alma zarar verme umutsuzluk umut herşey vardı, inasndı yani görünümden bağımsız. korkuttu bu şekilde de .
--spoiler--
süper bir konu en fazla bu kadar bok edilir. film hangi tarihte geçiyor belli bile değil. dış dünya iyi görüntülenememiş. sikkom gibi bi film olmuş. aynı zamanda oyuncu seçimleri de öyle. adrien brody denen adamın oynayabileceği tek rol the pianist te verildi zaten. filmin tek bir sahnesi dikkatimi çekti; bay clive in dren le sevişirken ortaya çıkan tasvir, dren bir melek tasviri oluşturuyor sanki ve hatta elsa ya tecavüz ederken de şeytan tasviri oluşmuş gibi. ve sonuç aranılan protein sentezi bir şeytanın döllediği hatun yumurtasında. ding dong, hep mitolojik tanrılar mı tecavz edecekti sandınız.*
--spoiler--
(bkz: sevgiliyi yaratıkla aldatmak)
hocu filmde piyanistte oynayan adam yaratığı kütür kütür götürüp red bull etkisiyle kanatlandırdığında yaratık kuyruğunu adamın götüne sokacak diye bekledim ama olmadı.
--spoiler--
sıradan filmler izlemekten sıkılmış bünyeme iyi gelmiş filmdir. dren beni çok etkiledi birader öyle böyle değil. elsa'nın hasta ruhu, dren'in masumiyet ve canilik arasında gidip gelen hisleri ve Clive'ın çelişkili suratı filmi seyredilir kılmış. Bu filmi sadece yaratık-adam sevişmesi ve yaratığın kadına tecavüzü boyutuna indirgemiş izleyici kitlesi de ilgimi çekti ayrıca.
konu olarak başarılı bulduğum filmdir. ismi deney olunca biraz ön yargılı yaklaştım filme. yine hastalıklı virüs her yere yayılacak ve işte bir kaç kişi hayatta kalacak vs. 21. yy filmi böyle olmalıydı zaten babuş.
gecenin ikisinde , sabahın köründe derse gidicem ama ulan şunu bi izliyim cd aldığım yerdeki adam baya övmüştü (rıfat abi ) diye başladığım ,sonunu malesef ama malesef çok b*ktan bulduğum bir film .
filmin sonunda canavardan hamile kalan kadını hatırladığım anda gene elim ayağım titremeye başladı yahu bu kadar mı kötü bir finish olur .
dün akşam izlediğim, ilk yarısı oldukça enteresan geçen ve hatta sizi sonu hakkında oldukça heveslendiren, ancak film bittiğinde senariste küfrettiren film.
konu güzel aslında. genetik biliminin gittiği nokta açısından, çok da ekmek çıkartılabilecek, hele ki elsa'nın annesi ile ilişkisini de kullanarak, olmadık ve umulmadık finallere taşınabilecek bir konu.
ancak nedense yaratığın gelişmesi ile konu, 5. sınıf fantastik korku filmi kalıplarına sıkıştırılıp, "bu mudur yani?" dedirten kim kime mevzuuna bağlanıyor.
bilimle olan tutarsızlıkların tavan yapması bir yana bunu saçma senaryoyla göze sokarak neyi amaçladıklarına bir türlü anlam verilemeyen, vasatın baya bir altına bilim-kurgumsu film.
dişi olarak büyüyen ve sahibinin becerdiği anda dişilikten dehşet şekilde haz alan, red bull hızında kanatlanan bir yaratığımsı nasıl olur da bir anda cinsiyet değiştirir ve diğer sahibini becerir. bu nasıl bir saçmalıktır senaristler ?
izledim. izlemez olaydım yahu. komşu bahçıvana, bahçıvan hizmetçiye, hizmetçi aşçıya resmen bu ne ya? cinsiyeti değişiyor da ona gidiyor da aman aman. Çok fena.
the pianist ile tanınan adrien brody'nin baş rolde yer aldığı film. dna'larla uğraşıp insan hayvan karışımı bir varlık oluşturuyorlar, bizim adrien karısı vermeyince gidiyor bu varlığı becereriyor hatta o esnada bizim varlık kanatlanıyor zevkten. "hey allahım aklıma mukayet ol" diyorsunuz o sırada.
korku gerilim dense de hiç korkutup germeyen film. ama konusu ve senaryosu kelimenin tam anlamıyla süper. diğer yorumlara bakıyorum da yok bilime aykırıymış yok senariste bok atmalar filan. ulan kimin aklıma gelirdi yaratık yaratıp sevişmek? bence gerçekten ilginç, çekici bir film olmuş. fantezilerime yaratık fantezisi ekledi. ama ne güzel yaratıktı şu dişi olan... şöyle bir olsa da sevişsem..