özünde iyi, her insan gibi, hatta karmaya kadar gider bu, neyse; ama gösterişte kötü olan adamlar var. hani biraz kulak kabartsan ki yeri geldiğinde yapmıyoruz değil, hikayesini dinlesen belki çok çok hak vericeksin. tabi onun yaradılışından gelen ki bunun da kesinliği yok, belki de evrildi; kısıtlı bir 'hak verme' bu. tamamiyle hak verirsen ondan bir farkın kalmıyor çünkü. zaten dedik ya, kendiliğinden dinlenilebilirliğini de kısıtlıyor bir yerden sonra. neyden mi bahsediyorum ? her dışarı çıktığında, iki adımda bir sokakta görüp durduğun standart adamdan aslında. çoktur bunların nüfusu. her yere nüfuz ederler ve de.
şu coğrafyada doğduğumdan hele hele yaşadığımdan tiksinir oldum arkadaş! ne kompleksli bir milletmişiz yahu! ne geçimsiz, ne saygısız adamlarmışız. kendimize bile olmayan saygımıza değinmeyeceğim. kafam bassın istiyorum ama basmıyor. tiksintilerim var. tiksintilerim midemle ilişkisini kesti artık. beynimden kusuyorum.
faşizmi bilmemesinin, bir kütle olarak kelime anlamından çok uzaklarda bir yerlerde olmasını geçtim, çok önceleri faşizme yenik düştüğünü bilmeyen, bir yerde faşist denilince sanki alakası yokmuş, zıttıymış, çok fena bir hata etmişiz diyerek, o aslında onun tam aksiymişcesine sana bana çemkiren adamlar var ya hani; işte onlar bu adamlar ve bu adamlar, çok kötü adamlar hacı. tam sopalıklar. ama elimize sopayı aldıkmıydı onlardan ne kadar farkımız kalıyor, bir yerde vitamininin yüzde kaçı ölüyor bunu henüz matematik bilimi çözemedi. fizik de olabilir, bilemiyorum. kimyayla da alakalı olabilirmiş gibi geldi şimdi..
cidden bazen sorguluyorum varoluşu falan. hayır ne için ki bu dert, tasa ? sen benim varlığıma kendi sözde 'doğruların' doğrultusundan bakıp yaşama hakkımı ölçüp biçme gafletine düşüyorsan benim de sana diyecek çok fazla lafım olmamalı esasında. ama ne iştir bu anlam veremiyorum. veremeyince de geveliyorum bir şeyler. beyin var, düşünüyor. biri düşünmeyince nasıl kızıyorsun, işte bak bazen aynı bokun lacivertiyiz. burada gene karmaya kadar uzanır muhabbet. neyse zaten lost sikti attı karma algımı da..
hacı şimdi yok ulusalcısıymış, kemalistiymiş ki bu da ayrı bir başlığın konusu uzun uzadıya içine enjekte olunacak, efendim ne bileyim işte, milliyetçisiymiş falan.. milliyetçiliği iyi bir şeymiş gibi göstereniymiş.. yok işte ırkçılıkla milliyetçiliği birbirine karıştıran malmış.. şlkdsfjglksjdfgşldj. he canım öyle.
sen nasıl bir dünya yaratmışsın kendine öyle !? kürt ve ermeni alışıldık mefhumlardı. şimdi çilekeş ve cefakar roman halkına da indi faşizmin tokadı. ya böyle konuşunca da çok sosyalistim ayağı çekiyormuş gibi oluyor ki ben hemen söyleyeyim, ondan da tiksiniyorum kankha. sosyalizm, halkların kardeşliği höböröte.. bunlar da çok yavan geliyo, bi' hazım sorunu yaşıyorum bu tarafta da. yıl ikibinon ve 'samimiyetsizlik' bu denli işleyince damarlara ağır geliyo bu ayaklar da hacı, oluru yok. kan almıyor. kolay şeyler değil bunlar. sen ne kadar inan söylediklerine ama zaten iş dönüp dolaşıp aynı yere geliyo: 'söz değil icraat'.
tüm buralarda dolanıp durmamın özünde bir şey mevcut: kalıplara sıkıştırılmış bir dünya tahayyül edemiyorum. tahayyül edemediğim şeye inanmak konusunda uzmanlığım da yok, hatta gâyet amatörüm. artık bu coğrafyanın insanına güvenim sıfır bile değil. eksileri sayamıyorum, matematiğim asla iyi olmadı.
o değil de erkin baba ne haklıymış. aziz usta ne doğrucu davut'muş kanka ya. adamların hâlâ kıymetini bilemiyoruz ona yanıyorum. şimdi birileri var ya hani ellerinde sopalar genç-yaşlı, kadın-erkek, çoluk ve çocuk demeden döşeniyorlar bizim kuduz karabaş misâli. onlar çok iyi biliyor şu 'kan çekilmesi'ni falan. işte ondan oluyor banada. böyle bir uyuz oluyorum. kuduruyorum aynı onlar gibi onların şu içine girdikleri ölümcül hatalar silsilesini gördükçe.
evet en basit ifadeyle 'hata' yapıyorlar. bu hatalar ki sonuçlar eğer inanıp uğruna didindikleri, canlara kıydıkları o diğer dünyalar, efendim işkence -eğlence- merkezlerinin gediklileri, ilk bileti kesilenleri kendileri oluyorlar da haberleri yok. ki benim fikrimce göze kulağa en iğrenç gelen mahlukâtlar onlar oluyor bir diğer hayatlarında. hani bedel ödenen taraf. böyle şimdileri kendilerinin iyi becerdikleri gibi o zaman da onlar bir takım ayaklar altında ezilip gidiyorlar. hem de ovırenovırıgeyn. bu reenkarnasyon ya da benzeri bir şey değil. kefaret gibi bişi. benim 'tahayyül'üm sadece. hani içimde bir faşonun kış uykusunda olmasından da değil. öyle betimledim sadece. dramatik yazarlık falan sevdiğim şeylerdir..
neyse bu ucu açık, ortası muğlak, götü boklu yazıtın sonuna gelirken isteyen 'gelecek' dediğimiz 'manifesto' olarak alsın, isteyen kaba etleriyle ilişkilendirsin; no problemo.
sosyalist geçinen konkilere de antrparantez, 'samimi' olana kolay inanıyorum. ciddiyetinize dair saptamalara girişmedim. hani zamanında onu da yaptık, yaramıza basılınca biraz işi kinciliğe dökerek, önyargı denen sikimsonik olgudan hareketle. ama insan istemeyegörsün, bir küçük iletişim memuruna emri verdinmiydi beni o yüce gönlüne inandıramaman için hiçbir neden yok.
insan önce 'insan' olacak arkadaş. kısa şu hayat, ölüm felan.. sonuna kadar okuyup sabredene bir bira sözüm olsun. birayı ısmarlayamasam da emesen'den bi' '(b)' gönderiveririm, sorun değil.
Beni acınası yazar olarak gören yazarmış... Neden? bana kelime oyunu yapmaya çalışıp ta döt olmasından mütevellit nickaltıma buyurmuştur... halbuki ben sokakta bir köpek görsem acırım da haline, acımam böylelerine...
önce bir tanım siki aradan çıksın da; ulusalcı, kemalist, milliyetçi, faşist, yobaz, chp'li, akp'li, tkp'li, solcu, sağcı, liberal, neo-liberal, pankçı, metalci, rap'çi, hiphop'çı, teen pornocu, gugıl'da keyt mos apsikört yazıp aratan adam, yeşilaycı, kızılaycı, ttnet personeli, karamehmet sülalesi ve tüm kendini genç hissedenler tarafından benimsenmeyen, alayı tarafından da benimsenmek istemeyen orta parmakçı.
şimdi insanlar öyle garip ki düşünmeden edemiyorum. ne kadar garip olduklarını her farkettiğimde daha fazla şaşırıyorum buna. hele bi' insan koşulluysa bir şeye, fikrini akıl süzgecinden geçirmek yerine diretiyorsa inandığında, bu en tehlikelisi.
insanları seçim yapmaya zorluyor insanlar. din seçtiriyor, ırk seçtiriyor. sen türk doğdun, türk öleceksin ve sen diğeri, sen de kürt olarak. aksi mümkün olamaz. bir kimse çıkıp 'ben türk değilim', ya da 'ben kürt değilim' diyebilme hakkına sahip değil.
zaten ırk da ne ki ? ırk ne lan ? bu kadar mı uzaklaştık insan olmaktan ? medeniyetler gelişip her bir alanda daha da şeffaflaşmaları gerekirken tüm bu zevzeklik neden ? insan olmak için 'insan olmak' dışında neye ihtiyacımız var ki sığınıyoruz dinlere, ırklara ? bunlar için birbirimize düşman olup çıldırasıya nefret etmek niye birbirimizden.
ırkım yok diyorsa biri 'sen şu musun, bu musun' diye sormak neden. yok yahu işte ırkım falan. türk'ünün de, kürt'ünün de, ermeni'sinin de, çerkez'inin de, zaza'sının da yakınından dahi geçmiyorum. insanım ben. sizin kirli, salyalı, kanlı pardesülerinizi giymiyorum ve sizin kendi çapınızda duyduğunuz 'onur'lara inat, ben de bundan onur duyuyorum.
zorla nüfus kağıdıma 'uyruğu tc' yazıyorsunuz, istemiyorum. doğal hakkım. dini kısmı koyuyorsunuz bir de, islâm yazıyorsunuz; zerre sikimde değil ne yazdığınız, cehennemin dibine kadar.
zorla ortaokul tarih kitabı koyuyorsunuz önüme, okumuyorum. sizin yazdığınız tarihi kendiniz okuyun. ben okumuyorum. sizin tarihinizle de, sizle de ilgilenmiyorum.
zorla askere alıyorsunuz, gitmek istemiyorum. yapmıyorum ulan askerlik. zorla mı ? zorla. amına koyayım, yeni bir mehmet tarhan olmaktan da korkmuyorum. sizin dayattığınız algım dışı her bir şey için kendimden utanıyorum.
hele sizi geçtim, hadi koca koca aamlarsınız; daha ufacık çocukların beyinlerini yıkıyorsunuz, olabilir. o gencecik beyin alıyor ya onu, komünizm denen sistemin henüz k'si ile tanışmamış cimcimeler, aklım çıkıyor yerinden. korku kaplıyor bedenimi. 'ben faşistim' nidaları yankılanıyor beynimin içinde. dar geliyor her yer. dayanamıyorum, boğuluyorum.
ve tam da o dakika, komünizm demişken, komünizmi sadece 'karıları da paylaşalım' diye özetleyen kan dondurucu kitleye karşı dimdik durup, ekonomik bir sistemden daha fazlasını bekleyen, mustafa kemal'in adını ağızlarına pelesenk eden bu 'kimileri'ne, onun hayranlık uyandıran dehası ve ileri görüşlülüğünden hareketle; 'MÜSTEMLEKECiLiK VE EMPERYALiZM YERYÜZÜNDEN YOK OLACAK VE YERLERiNE MiLLETLER ARASINDA HiÇ BiR RENK, DiN VE IRK FARKI GÖZETMEYEN YENi BiR AHENK VE iŞBiRLiĞi ÇAĞI HAKiM OLACAKTIR.' alıntısını 1933 yılından 2010'a taşıyorum.
şu dünyada herkesin eşit şartlarda yaşayıp emeğinin karşılığını alması kadar 'onur' dolu başka hiçbir şey yokken kendi kendimize yarattığımız kimliklerin üzerine savaşlar yapıp şahsi menfaatlerimizi ilgilendiren sonuçlar için, kaybedilen canlara 'şehit' gibi statüler ekleyerek insanların gözünü boyayan, bir ottan farksızlaştıran derin anlamlar yüklüyoruz ya,
sizi siktir et, size gelene kadar; ben kendimden utanıyorum.
nefesini ensemde hissettiğim kişi, biricik follower'ım, taşakçı dostum, kardeşim hatta lan bu adam benim.
nick altına birazcıkta olsa göz atma fırsatı buldum bugün, insanlar hakkında kötü şeyler söylüyorlar farkettim. ama eksilemedim kimseyi, duygusal davranmadım. belki haklılardır lan diye düşündüm.
o sikişken ağzının içinde sivri bir dil taşıyorsun çünkü. bana bile çoğu gereksiz yere olmak üzere tonlarca kalay çektin. sinirlenince yanlış işler yapıyorsun dostum. kendine hakim olmalısın, öfke kontrolü olayına falan girmelisin belkide kim bilir?
herşeye rağmen, kalender ve taşaklı çocuksun. öpüyorum gıdıktan.