spiker yorumcu uyumundan bahsediyorum. koordinasyon da diyebilirdim ya da uyum da. ama bunu beğendim mına koyim! gerçi doğru yazıp yazmadığımı da bilmiyorum neyse sktir et!
karadenizdeyiz.. o dört mevsim yağışlı, yemyeşil coğrafyanın samimi ve bazen de gözü hiçbirşey görmeyen insanlarının köyündeyiz.
kadın, komşu tarlanın sahibiyle kavgaya tutuşuyor. şu da var-kimse üstüne alınmasın- bi kadınla bi erkek kavga ederken suç kim de olursa olsun kavgayı körükleyen hatta abartırsam sansasyönel boyuta getiren kadındır abicim. bizde yalan yok hacı!
kavgaya tutuşan eşini gören dayım, geliyor kavgayı üstleniyor. o sıra kavgadan dışlanan teyzem gidip evin duvarındaki çifteliyi getiriyor kocasına veriyor. garibim koca da yapıştırıyor komşusunu vuruyor. al sana sansasyon! bu dediğimiz yaşanan şeyler olm, valla geçen gazetede çıktı!
e niye bunu anlattım? burdaki uyumu görüyor musun? kadınla erkek arasında, kelimelere dökülmeyen o senkronizasyonu!
erdoğan arıkan: evet gökhan gönül tekrar servete dönüyor. servet, gökhan zana baktı ve topu ona verdi. gönül kendini gösteriyor. ömer üründül: milli takım oyunu kuramıyor erdoğan. bu dakkalarda emrenin defansa yaklaşıp top istemesi, sorumluluk alması gerekiyor. hücumda da nihat yalnız kaldı, zaten nihatın tipi, pivot forvet olmaya müsait değil! erdoğan arıkan: sabri kafasını kaldırdı, sol tarafta arda kendini gösteriyor..
yukarıdaki örnekte net bi şekilde gördük. spiker yorumcuya pas atmadı, yorumcu maçın gidişatından hallenerek söz aldı kendi kendine. anlatacakları bitince de spiker sanki kimse konuşmamış gibi maçı anlatmaya devam etti. sizin uyumunuzu skeyim lan!