çocuk sahibi olmak için böyle bir yolu seçen kadınlara lanet etmeden önce içinde bulundukları durumu düşünüp değerlendirmek ne kadar da akıllıca olacaktır... özellikle ülkemizde babanın genellikle mutluluk ya da güven yerine, şiddet ve korku anlamına geldiğini düşündüğümüzde bazı kadınların neden böyle bir yol seçmek zorunda kaldıklarını anlamak zannımca çok zor değil.
kaldı ki erkeklerle birlikte olmaktansa oyunu kadınlardan yana kullanmış bir kadın da söz konusu baba rolünü reddettiğinden soluğu sperm bankasında almış olabilir.
leyla kömürcü isimli dizi oyuncusu bayan bunu yapmıştır.ve gerekçe olarak bir erkeğe bağlı olmanın ona göre olmadığını sunmuştur.
bebeği büyüdüğünde bu duruma ne kadar çılgın bir annem var diyecekmiş..
başrolünde patricia arquette' nin yer aldığı medium adlı dizinin bir bölümünde, sperm bankasında çalışan bir kadından hoşlanan ancak ondan ayrılma kararı alan bir adama, kadının lanet okumasıyla işlenen cinayetlerin sebebidir. bölüm, sperm bankası sayesinde baba olan adamın çocuklarının hayatını terörize eden bir seri katili anlatmaktadır.
diğer yandan, yüzyıllardır süregeldiği biçimde, erkek ve kadının sevgisinden bebeğin doğması temel olandır. teknoloji geliştikçe elbette çocuk sahibi olmak konusunda yenilikler ortaya çıkacaktır. ancak bu, sevginin başlayıp devam ettiği yeri gölgelememelidir.
(bkz: aile olmak)
bencilce bir eylem...kadın erkeklere guvensizliğinden bu yolu secmiş olabilir ama bir cocuk baba sevgisine de ihtiyac duyar ve bunun en dogal hakkıdır.babam oldu babam beni terketti denilebilir olması benim babam yok *denilmesinden daha iidir.
ilerleyen zamanlarda cocugun psikolojisine zarar verebilecek bi durum.Cocuk küçükkten babam nerde diye sordugunda öldü denilebilir ama ergen bi genc olduugnda bu durumu acıklamak cok da zor olsa gerek...
-bana babamdan bahsetsene anne?
-senin baban bir melekti yavrum, o kadar hayırseverdi ki, fazla spermlerini oraya buraya dökmez, çevreye saçmaz, bir torbada güzelcene biriktirir sonra onları bankaya verirdi.
sevmeden, sevilmeden, sevişmeden..en güzel aşk sözleri kulaklara fısıldanmadan, bir erkeğin kuvvetli kollarında bulutların üstünde uçmadan..nankörce..aşkı inkar edercesine, alabildiğine tuhaf: ruh derinliklerinden yoksun kişinin, bir can'ı gidip bakkaldan satın almasıdır.
insanın elinde olmayan bir metabolik rahatsızlık sonucu yapılan bir eylem ise lanet okumak cahilikten oteye gidememektedir, her evli ciftin cocuk sahibi olmak istemesinden daha dogal olan bir sey yoktur. ayrıca bir cocugun gercek anne veya babası fiziksel degil duygusal bir olgudur. tabi eger bu feminist bir acıdan yapılan bir eylemse, kisiye saygı duyulmaktan baska cagre yoktur. tabi bunun sorumlulugu o kisiye aittir, bir insanı kendi dusuncelerinden dolayı babasız bırakmak bencillikten baska bir sey degildir.
eğer kısır bir çiftten değil de tek başına çocuk doğurmak isteyen bir dişiden bahsediyorsak;
bir çocuğun; iki kişinin aşkının "meyvesi" olduğu ve aşık olduğun adama benzediği için onu kimi zaman daha çok sevdiğin, kimi zaman işine gelince babana çekmişsin diye suçlayabiliceğin için daha da bi anlam kazandığını düşünücek olursak, biraz yavan kalan bir eylemdir.
anne olmak herkesin hakkıdır, evet. ancak bir anneye sahip olmak da herkesin hakkıdır. anne olmak için illa ki loğusalık yaşamak gerekmez. tek başına çocuk sahibi olucak kadar güçlüysen, kimsesiz bir çocuğu evlat edinicek kadar da güçlüsündür. *
aha da buraya yazıyorum sözlük, "meyve" vericek bi aşka sahip olamazsam eğer evlat edinicem. buraya yazmıştı dersiniz.
ne din'e, ne ahlak'a ,hiçbir kitaba sığmayacak derece de mide bulandırıcı iğrenç olay. şimdi kalkıp e normal ne var bunda hangi devirde yaşıyoruz diyenler çıkar ki çıkmış bile. tüh ulan midemi bulandırdınız.