üniversitelerin hazırlık sınıflarında uygulanan sınavdır. girersin karşında 2 yada 3 hoca önüne bazen bir resim verirler ne görüyorsun anlat genelde 2 kişi girilir o arkadaşınla ingilizce muhabbet ettirilir filan da filan.
haftaya muhattap olcagim sinav. aslinda hic korkum yoktu bu sinavda fakat vurdumduymazligimdan dolayi hocanin bana seni sozlude terleticem demesi beni korkuya itti. umarim benim icin kotu gecmez.
Çoğunlukla 2 ya da 3 öğretmen eşliğinde yapılan bana kalırsa writing listening midtermlerinden çok daha rahat geçen sınav.
(bkz: vizeye midterm deme yavşaklığı)
Kesinlikle üst sınıflardan duyulan efsanelere inanmamak gerekir. Aptallık edip bütün topicleri ezberlemeye kalkmak hocanın sorduğu en ufak farklı soruda sizi dumura uğratır. Sakin olup sadece bildiginiz kelimeler ile (antik kuntik kelimeler düşünmeden) basit bir gramer ile cümleler kurup geçilmelidir. Arada takilinca iiiim şey mey yerine what i say gibi kalıplar kullanıp artı puan toplanabilir.
Bir takım kurnazliklar vardır tabi. Sizden önce giren arkadaşın kartı hafif kıvrık birakmasini söylerseniz o çıktıktan sonra bilinen karta ve sorulara hazırlayabilirsiniz bir nebze.
her sey iceri girene kadar guzeldir rahatsindir arkadasin cevaplar once sorulari ezilir buzulur morarir.sira sana gelir biliyosundur ama istedigin cevabi veremezsin bireysel bolum gecer boyle.ardindan bi task verirler ne diyo la bu napcaz biz seklinde bakarsin hocaya(gozleri cidden guzeldi) dedigi sey lets start olur.bocalarsin kalirsin hocanin takdirine gecmis olsun genc.
Unutmuyorum bir speaking sınavı bir topic seçtim ve bi halt anlamadım. iki tane orta yaşlı kadın vardı. La dedim ne desem ne desem. Üniversite hazırlık finali bilemezsem sıçtım. Dedim kusura bakmayın sizin gibi iki güzel kadının karşısında konuşurken zorlanıyorum. (ingilizce olarak) sonra alakasız bir şekilde o gün başımdan geçenleri abartarak anlattım. Topic ile ilgili gram birşey demedim. Zaten konuyu anlamamıştım. Kadınlar öyle hoşuna gitti ki bayağı muhabbet ettik. Manitamı falan anlatmıştım ne alakaysa yarım saat konuştuk. Millet dışarda kuyruk oldu. Tabi 100ike geçtim. Velhasıl kanımızda var. işime gelince bir yolunu bulurum.
ielts speaking sınavına girecekseniz çok kolay olan sınavdır. Genellikle hayata dair basit sorular sorarlar. En önemli bölümü task2 kısmıdır. Benim gibi uzun uzun konuşmayı sevmeyenler biraz zorlanabilir. Sınav için fazla gerilmenize gerek yok, sınavı yapanlar da sizi rahatlatacaktır zaten.
Hazırlık sınıfının korkulu sınavıdır. Sınıfa girersin, iki hoca karşılar ve welcome, whats your name? Diye bir soru yönlendirir. Halbuki bu kazığın ucuna işarettir. O sandalyeye oturduğunuzda ses kaydını açmak için hoca bir tuşa basar, işte o an heyecanlanmaya başlarsınız. Diğer hocayı göremessiniz, çünkü sizin arkanızda sizin verdiğiniz cevaplara göre puanınızı verir. Boncuk boncuk terlersiniz ve hocanın her sorduğu soruya can you repeat your question diye cevap verirsin. Gerginsindir, aslında bu gerginlik bilmediğin için değil. Ses kaydı, sınıfta sadece senin oluşun, ambiyans falan cidden sıkıntı.
Hazırlık sınıfı çömezlerinin kalbini pıt pıt attıran sınavdır.
Ben hazırlık sinifindayken ingilizcem bu kadar mikimmil değildi tabiki. Sınav olmadan önce bol bol diziler izlendi replikler ezberlendi. It's gonna be okaylar sonrasinda i gonna kill you lar efendime söyleyim not everthing that isn't true is a lie falan. Lakin hocanın karsisana oturuyorum hoca bana what would you do if you didn't choose this job? Diyor. Şimdi ben bu insafsız hocaya ne diyim? i gonna kill you olmuyor, ele. Not everthing isn't true is a lie da olmuyor eldekini kullanmak zorunda kalip it's okay desem cık hiç olmaz. hoca bana ben hocaya çok bakismali heyecanli dakikalar yaşamışlığım vardır.
Sonuç olarak bu sınav insanın kendini kötü hissettiği yegane sınav olabilir. Hele ki dönemin ilk sınavı ise. Ama sonralardan iyice açılıp benim gibi mikimmil olabilirseniz avustralya erkeklerinin size olan tutkusundan bahsedip hocalari çatlatabilirsiniz.