benim için kesinlikle ankara'dır.
askerlik zamanı birebir yaşadım bu lanet soğuğu hatta yaşamak ne iliklerimde hissettim desek daha doğru.
ama benim için ilginçliği şurda nisan ayındayız, gündüz eğitim meğitim, hava cehennem gibi, kulaklar, yüz yanıyor, kararıyor, gipsy olmaya az kalmış gibi düşün.
sonra akşam oluyor, sonra gece, sonra 1-3 nöbeti var gece , 8 tane tankın başına gidip boş piyade tüfeği ile göya onları koruyorum, saçmalığa bak amk*. yaz kıyafetleri hala kullanımda olduğu için kısa kollu çıkıyorsun nöbet yerine; o da ne amk buzdolabındayım sanki, o 2 saatlik nöbet 6 saat gibi geliyor.
koloniyi kurduk aya gittik nöbet tutuyoruz hissi tüm bünyeyi sarıyor, gündüz +300 gece -300 , böyle gece gündüz farkı yerin dibine batsın.
