insanın sümükleri akmaya, bazı yerleri donmaya başlayınca otobüs şöfürünü saygıyla anmaktır. otobüs gelip kapıları açtığında içimizden küfür ederiz ama yine de otobüs şöförüne minnettarızdır.
boğaz köprüsü üzerinde bekleniyorsa bu otobüs, anlatılamaz bu deneyimin nasıl birşey olduğu. köprünün çok daha soğuk olduğunu anlarsınız, kafanızı buna yorarsınız.. gözlerinizin kapanmaya başladıpı sırada otobüsünüz yanaşır, akbil basarken mutlu olduğunuz ender anlardandır.
dar gelirli kesimin her gün gerçekleştirdiği eylemdir. allah' ın soğuğunda tıklım tıklım dolu otobüs, bir tıklım daha doldurulur. içimizde büyüyen öfkeyle, dilimizi kemiren küfürle ve donan popomuzla yetişmek istediğimiz yere varma çabamız çelişkili dakikalar yaşar. hep bu işkenceye değer mi diye düşünürüz; işçiyizidir, emekliyizdir, öğrenciyizdir vs. iki kuruşun hesabındayızdır. bu yüzdende mecburiyetler elimizi kolumuzu bağlar.