fakirlerin bolca yaptığı eylemdir. zaten sıcak su nedir fakirler pek bilmez. küçüklüklerinden beri hep soğuk suda duş aldıklarından fakirler için artık bu bir ritüel halini almıştır ve vazgeçilmezdir. bu sayede vücudun direnci korunur ve gevşeklik önlenir.
metabolizma hızlandıran duştur. zira vücut ısınabilmek için ekstradan kalori harcayacaktır. oda sıcaklığının bile bir iki derece düşürülmesi kalori yakımını hızlandırıyor.
ramazanın yaza gelmesinden mütevellit uzun yaz günlerinde oruç başa vurmuşken yapılan muhteşem eylemdir. yoktur böyle bir rahatlama böyle bir serinleme. şeytan iç be yaaaa nolcak der ama dinlememek gerekir.
zap suyuna paralel koşmalardan oluşurdu sevdalarımız. güneşin yakıcılığında çığlıklar atardık karşı kıyıya. siyaha çalan tenlerimiz birbirine hasret, daha bi yanardı sudan yüzümüze parlayan güneş ışığıyla. burnumuza kadar ulaşıp dudaklarımızı görmeye gücü yetmeyen ter damlaları yeri boylardı koşmaların eylemsizlik kanunuyla. ve bilinmeyen ivmesiyle kalbimizin. dayanamayıp atardık kendimizi soguk zap nehrine. üşümek nedir bilmezdik. derin dalgalı sularda ölüme inat yüzerdik. bir yanda güneşin cehennem yakıcılığı, bir yanda zap suyunun cennet ırmağı. ben soğuk suyu tercih ettim. kim cehennemi ister ki?
şimdi heryerim apartman dolu. ankaranın bilinmez yollarında. karanlık sokaklarında. dar yolun sağ tarafında 5 katlı bir apartman oturduğum yer. gene yaz. gene sıcak. zap nehri yok beni serinletecek. ve soğuk suyun aksine tepesinde koskoca güneş enerjili iğrenç tuğladan çatısı var apartmanın. duş var ama. çok ta kötü sayılmaz belki de. şansımı denemek istiyorum. giriyorum duşun altına. soğuk suyu açıyorum. gözlerimi kapatıp zap nehrini hayal ediyorum. benimle beraber koşan hayali sevgilim yok karşı kıyıda. terimde ise çocukluğumun masum kokusu yerine çok çalışmışlığın verdiği yorgunluk kokusu var. herşey çok farklı. duştan akan su ise rahatlatamıyor beynimi. dalgalı akıntılarda yüzmek istiyorum. buz gibi sularda.
moskovada merkezi isitma sistemi ile butun sehire 24 saat sicak su saglayan sistemin yilda 10 gun bakima ve tamire alindigi zamanlarda gerceklestirdigim eylem.
10 seneden beri yasadigim yerde ise bir gun dahi suyun elektirigin kesildigini bilmem, medeniyet boyle bir sey iste.
yaz okulunda kaldığım bir bucuk aylık süre zarfında sık sık gerçekleştirdiğim eylemdir,kesinlikle tavsiye edilmez,sonrasında ben gibi bir ay boyunca faranjitten yatmanız olasıdır.
" sikerim öyle aşkın ızdırabını ", dedirten bir eylem. yaz kış vucuduma değdiğinde " aha sıcak" dedirten suyu tercih eden biri olarak, dünyada cehenneme benzettiğim bir duş türü.
ilk girdiğinizde nefesinizin kesildiği, ve akciğerlerin üzerinde büyük bir baskı hissettiğiniz, serinlemek için (daha çok yazın yapılır kışın göt yemez, zaten kışın serinlemek diye bişey yok) ya da elektrikler gittiğinde, çok terli veya cenabet olduğunuz için yapmak zorunda kaldığınız ekşın'dır. (bkz: bugüne dek yaptığınız en büyük çılgınlık)