bakmak ile görmenin ne olduğunun tam olarak anlaşılabildiği noktadır.
yanlışları dile getirmek, birilerini eleştirmek, doğruları sölemek ya da gerçekleri ifade etmek. bunlar için illa bir partiye mensup olmaya, bir tarafı tutmaya gerek yoktur sanırım.
çünkü aynı ülkenin insanlarıyız. kanunlar hepimiz için geçerli. yapılan zamlardan, kaostan, alınan kararlardan herkes etkileniyor.
olaylara bu açıdan bakılırsa, eleştirmek ile karalamak arasındaki fark da anlaşılır.
ayrıca kişiler bazı seyleri sevmek zorunda değildir ama bu demek değil ki karalayalım, hakaret edelim, benden olmayanı yok edelim.
biraz mantıkla, her konuda ayrımcılık yaratmak yerine, çöüzm üretmek daha hoş olur.
icraat olmadıktan sonra, bir şeyler değişmedikten sonra, konuşmanın, fikirleri dile getirmenin, tartışmanın pek bir anlamı yok sanırım.
dört gündür yapılan araştırmaların sonucudur.
sözlükteki darbeci sayısı; 251 iken,
sözlükteki demokrat sayısı; 246 da kalmıştır.
demokratların 106 sı liberal demokrat iken, 102 si sosyal demokrat, 38 i de çeşitli demokratik akımlara kapılmış kişilerdir.
(bkz: gözünden veri uydurmak)
aklıma eski yunan filozofunun, -panzerus kampfous- öğrencisiyle yaptığı diyaloğu getirmiştir:
- üstad panzerus, darbeci ne demektir?
+ darbe yapan demektir evlat.
- peki kafamıza esene, misal oy verdiğimiz partiye oy vermeyenlere de darbeci diyebilir miyiz?
+ darbe yapmışlarsa, elbette evlat
- peki darbe yapmadıkları halde söylersek ne olur üstad?
+ seni bu okula yazdıran babanı sorgularız evlat, zihni yetersiz bir çocuğu buraya getirdi diye.