bazen geliyor insanın içine böyle bir öfke kabarcığı.
entryleri okuyorsun, başlıklara bakıyorsun, ardından "bırahın da şunu eyicene bi dövüyüm." diye geçiriyorsun.
olmuyor değil; ama sanal ortamın neresinde kıstırıpta halledeceksin. eskiden okul çıkışı felan vardı da tutardık kapıları.
şimdilerde msn'den kaçsa facebook, ordan kaçsa yahoo.
sanal alemin delikanlılığı da yok mınısıki.
tehtit ediyorsun, ailenle ilgili konuları açıyor. adres istiyorsun alay ediyor.
çok geniş bu sözlük yazarları, dövülme korkusu yok.
söyleceklerini bir tartışma ortamında, gerçek insan kişilerine söyleseler, bilirler karşıda oturanlardan en az ikisi kafasıyla karşılık verecek. susarlar o yüzden. cengaverlikleri sözlükte tutar. savururlar akıllarına gelenleri, kusarlar içlerindeki nefreti, öfkeyi, yalnızlığı, bastırılmışlığı.
afrikada bir kısım yerli halk bütün gün akarsu yataklarında toprak elemekteler. ortama yüz kilogram çamurdan bir tane elmas parçası çıkarıyorlar. ama değiyor. çamur da değerli bir hal alıyor dolayısıyla. elmasları bulmak lazım.