sozluk emekcisi

entry96 galeri3
    25.
  1. 26.
  2. genel anlamda bakıldıgında sözlüğe hiçbir karşılık beklemeden beğenilme şeysi gütmeden katkı yapan yazar kişisi.
    özel anlamda bakıldığında 7. nesil bir yazar.
    1 ...
  3. 27.
  4. 75. entry sahibi okuma-anlama özürlü kişi: söz konusu entry'nin bir başını okudum bir sonunu okudum çok ırkçıydı demek gerizekalılığın danişkasıdır ki karşıt düşüncelere de saygının olmadığını gösterir. entryi baştan okumanı tavsiye ederim. tek bir noktada dahi bir türkün bir yunana üstünlüğü tasvip edilmemiş sadece türk milletinin dendiği gibi barbar olmadığı bunun için de tarihine bakmak gerekir denmiştir.

    başlıklar da şöyledir.

    1- türk törelerinin barışa bakış açısı
    2- türk piramitleri
    3- atatürk'ün tarih kitaplarının dahi sansürlenmesi
    4- türklerin barbar olmadığına kanıtlar

    bu başlıklar da tarihi belgelere dayanılarak açıklanmıştır. örneğin radagais adlı tarihin en büyük barbarından roma'yı hun türklerinin kurtarması gibi belgelerle.

    burada ecdadını barbar olarak gören ve küçümseyen bir topluma aslında atalarının törelerinde dahi barışın öneminin ne kadar büyük yer kapladığı anlatılmaya çalışılmıştır.

    ancak okuma ve anlama özürlü zayıf zihnin ergen potansiyeline sahip yamalı ruhunla birleşince ister istemez ağzından "hebele höbölö" gibi ifadeler çıkmakta, bu da doğal tabii "cahile gel bir konuşalım anlaşalım demek, eşşeğe anırma" demekten farksız.

    iyi, güzel anırmalar dileğiyle eşşek.
    1 ...
  5. 28.
  6. sizler bizi ''devrimci-atatürkçü-laik' diye fişlediniz. tarih sizi 'satılık ve vatan haini' olarak fişledi... bütün farkımız bu...

    tarık akan
    2 ...
  7. 29.
  8. hangi sebeple çaylak olduğunu merak ettiğim yazar.
    0 ...
  9. 30.
  10. çaylak olduğunu öğrenince üzüldüğüm yazar.
    1 ...
  11. 31.
  12. sözlük emekçisi, sözlük'ün emekçisi geri gelmelidir efenim.
    0 ...
  13. 32.
  14. benim için yitip giden nesillerdendir. artık çok az bulunan ve soyu tükenmek üzere olan varlık, yazar. makaramızı geçelim, sevdiğimiz konularda takılalım, ince göndermeler yapalım, hepsine eyvallah. hatta bazen abartılım ama sözlüğü artık bir süzgeçten geçirme zamanı geldi gibi. sözlüğüm az amına koyalım bir zahmet...çünkü delik deşik oldu, kevgire döndü mübarek!

    sonradan gelen not: normalde bir yazarmış. olsun ben bu entariyi bir genelleme olarak yazdım. az buçuk emek sarfeden ve bu işten keyif almaya çalışan tüm herkes adına.
    3 ...
  15. 33.
  16. 81. entry sahibi geviş getiren canlıya itafen: bir başlık açarım ve öyle olduğu gibi bırakırım. ancak önce gidip savanora gibi bir dümenin nasıl kurulduğunu öğren ya da mustafa kemal atatürk'ün kendi parasıyla devlet kurumlarındaki insanların maaşlarını ödediğini.

    Sana diyecek olduğum tek söz, eski bir türk düşünürden alıntıdır.

    "eşşek anırınca şarkı söyeldiğini zanneder. alim konuştuğundaysa kim bu anıran der."
    2 ...
  17. 34.
  18. emep ulusözlük teşkilat başkanıdır.
    0 ...
  19. 35.
  20. üstüne fazla, gidilen yazardır efenim...
    0 ...
  21. 36.
  22. #14606373

    işkembe-i kübradan kaynak göstermeden sallıyor da sallıyor. doğrudur ya da yanlıştır. tamam stalin de hatalar yapmış olabilir ama bak ben kırım tatarıyım, cezayir başbakanının rte'ye söylediği söz olan "kanımız üzerinden siyaset yapmayın"'ı hatırlatmak isterim kendisine. sizin gibi birkaç tatlı su milliyetçisine kalmadı bizi savunmak. tatarlar sandığınız gibi turancı, yarı türkçü, yarı etnik milliyetçi bir halk değildir.
    0 ...
  23. 37.
  24. stalin ya da bir başkası. orta asya türkleri'ne yapılan işgenceleri biraz araştıran insan bunu bilir. kırım soykırımı'nı da bizzat hayvan vagonlarıyla günlerce taşındıktan sonra sibirya'nın bir köşesine bırakılmış insanlardan dinledim. buraya gelip de ben de tatarım diye nara atmana gerek yok.

    başlığına paylaştım. buraya da yazıyorum. oku da insanlık öğren.

    --spoiler--
    Kırım Soykırımı
    ikinci Dünya Savaşının sürdüğü dönemlerde Kırım Türklerinin acıları katlanarak çoğaldı. Savaş sonunda Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB) Devlet Başkanı Stalin Rus olmayan milletlerin sürgün kararını müzakere edilerek karara bağlanmıştır. Stalin Kırım Türkleri’nin savaş sırasında Almanlarla işbirliği yaptığını iddia ederek top yekûn sürgüne gönderilmesini emreder. 18 Mayıs 1944 gecesi gelen emir’ in ardından 100 binin üzerinde soydaşımız katledilmiştir.

    Stalin’in emri Kırım Türkleri’ne iletilir. 15 dakikada içerisinde, evlerinden hiçbir eşyayı almaksızın, bulundukları şehrin meydanında toplanmaları istenir. Evini terk etmek istemeyenler zorla götürülür. Direnenler, dipçik darbeleriyle hemen oracıkta öldürülür. Sağ kalan Kırım Türkleri hayvan taşınmasında kullanılan tren vagonlarına, âdeta istif eder gibi yerleştirildiler. iki ay süren bu zor yolculukta çok sayıda insan öldü. Ölüm sebebi susuzluk, hastalık, açlık, havasızlık, ve pislikti. ilk göç ettirilenler eşler, çocuklar ve yaşlı insanlardı; erkekler savaşa devam ettikleri için onlar daha sonra göce tabi tutulacaklardı. Dayanamayıp yolda can verenlerin gömülmesine bile izin yoktu , cesetlerini dışarı çıkartamazlar yaşayanların arasında çürürdü, ancak kısa molalarda demiryolu hattı üzerine bırakırlardı. insanlar havasızlıktan boğuluyor, bir çokları da akıllarını kaybediyordu.

    Kırım Türkleri Ural, Sibirya, Kazakistan, Özbekistan, Orta Asya’nın binlerce kilometre içlerine naklediliyorlardı. Sürgün işlemleri tamamlanınca hayatta kalmayı başarabilenler ulaştıkları yerlerdeki kötü şartlar altındaki hayata dayanamadılar. Açlık, sıtma, verem ve diğer hastalıklar sebebiyle ilk altı ay içerisinde de yarısı ölür, kalanların ise bulundukları yerleşim alanının dışına çıkmaları yasaktır. izinsiz çıkanların cezası yirmi beş yıl mahkumiyetti. Eğitim görmeleri engelleniyor, kültürlerini korumalarına izin verilmiyordu. Kırım şivesiyle konuşanlar, şarkı-türkü söyleyenler cezalandırılıyordu. Adeta açık hava hapishanesi şartlarında yaşamaya mahkûm edilmişlerdi.

    Bütün Türkleri ayrı ayrı yerlere sürerek aralarındaki iletişimi koparıp direnişi kırıp parçalamaktı amaçları. 1956 yılına kadar bu zor koşullar altında yaşamlarını sürdürerek, ülkenin ahalisi içinde erimeyerek milli benliklerini korumayı bilmişlerdir.

    Sürgünün ardından Kırım’ın Arabat bölgesinde bir köyde, 150 civarında Türk’ün unutulduğu anlaşıldığında Stalin’den gelen emir şöyleydi “Bunların işini 24 saat içerisinde bitirin !” Emir yerine getirildi: Bebek, ihtiyar ve genç... köy halkı, küçücük bir tekneye dolduruldu. Tekne, kıyıdan bir-kaç mil açılınca batırıldı. Karadeniz’in hırçın dalgaları soydaşlarımıza mezar olmuştu.

    Kırımlıların dışında aynı akıbete uğrayan diğer milletler şöyledir, Kalmuk, Çeçen-inguş, Volga-Germen, Kabartay-Balkar, ve Karaçaylılar da sürgüne tabi tutulmuşlardır.

    Sovyet Hükümetleri tarafından Kırım Türkleri ve diğer halkların halen bulundukları yerler, ısrarla gizli tutulmaktadır ve dünya kamuoyundan da büyük bir maharetle de yıllarca gizlenmiştir.

    5 Eylül 1967 tarihli kararname ile Kırım Türklerinin itibarının iade edilmesine karar verildi. Bundan cesaret alan Kırım Türkleri, kitleler halinde vatana döndüler ama bunun aldatmaca olduğunu ve yerleşme izinlerinin olmadığını, görünce tekrar geri dönmek zorunda kaldılar.

    Kırım Türkleri’nin millî mücadelesi, kitle hareketine dönüşmüştü. Miting ve protesto toplantıları düzenlendi. Toplantılara katılanlar ağır şekilde cezalandırıldı. 23 Nisan 1978 günü Musa Mahmut isimli bir Türk, soydaşlarına yapılan haksızlığı protesto etmek için kendisini yakarak intihar etti. Kırım Türkleri’nin efsaneleşen lideri Abdülcemil Mustafa Kırımoğlu hapse mahkûm edildi. Moskova gösterilerinden sonra, SSCB’yi yönetimi, Kırım Türkleri’nin haksız yere suçladıklarını anlamış “vatana ihanet suçlarını” kaldırmıştır.
    Sovyet hükümetinin Kırım Türklerini vatanlarından uzak tutmak için gösterdikleri gayretlerin hepsi boşa çıkıyordu. Onlara sunulan “yeni vatan” seçeneği kabul görmemiş anavatanlarına dönme kararlılığından asla taviz vermemişlerdi.

    1990 yılının Temmuz ayında VATANA DÖNÜŞ’E izin çıktı. Kırım Türkleri’nden bir grup, 2-3 ay süren çileli yolculuktan sonra ata yurduna dönmüşlerdir. 1944’de ayrılırken üzerlerindeki elbiselerden ve gönüllerindeki vatan aşkından başka hiçbir şeyleri yoktu. Dönüşte; ceplerinde diplomaları, altlarında arabaları, cüzdanlarında az veya çokça bir paraları vardı, meslek sahibi olarak dönmüşlerdir. 15 dakikada terk ettikleri evlerine Ruslar yerleştirilmişti, hükümet de ev ve toprak vermediği için birçoğu vatana döndükten sonra aylarca naylondan yapılmış çadırlarda yaşadılar. imkânı olanlar kendi evlerini kendileri inşa ettiler. Olmayanlar, zor şartlar altında, fakat vatanda olmanın huzuru içerisinde yaşamaya çalışıyorlardı. Sürgünden dönenlerin sayısı 260.000 civarındadır. Daha bir o kadarı dönüş izni bekliyor ve imkân arıyorlar.

    SSCB'nin dağılmasından sonra Kırım, Rusya Federasyonu ile Ukrayna arasında çıbanbaşı olmuştur. 1774 yılında Osmanlı imparatorluğu’ndan koparılan Kırım Türkleri, bugün Ukrayna sınırları içinde bağımsızlık mücadelesi devam etmektedir. Dönüş yapan Kırım Türklerinin 50-60 bin kadarı Ukrayna vatandaşlığı hakkını elde etmiştir. Bugün büyük bir bölümü ise, Özbekistan vatandaşı durumundadırlar. Efendi değiştirerek yeni esaret zincirleri takmak değil, milli istikbale kavuşmaktı amaçları. işte bu yüzden son Kırım Türkünün de anayurduna dönmeden, Kırım’ın gelecekteki durumunu belirlemek zor görülüyordu.

    Kırım Türkleri; büyük önderleri Gaspıralı ismail Bey’in söylemi ile: “Dilde, fikirde ve işte birlik” sağlayabilirlerse, arzuladıkları çözüme ulaşabilirlerdi.

    Tarihte olduğu gibi ve halende devam eden Türklere karşı yapılan katliamlar incelendiğinde bütün belgeler karşılaştırıldığında esas katliamlara kimlerin maruz kaldığı çok net görülecektir. insanların eşitliğine ve halkların kardeşliğine dayandığını iddia eden Sosyalizm bu şartları ne yazık ki Slav ırkı için geçerli sayıyor.

    Kırım da, Balkanlar da, Kafkaslar da, Azerbaycan da, Irak da, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşanan katliamlar gerçek bir soykırımdır. Soykırımların baş aktörü kim olursa olsun, Emperyalizmin sahnelediği bu oyun yayılmacı ve istilacı politikaların çirkin bir yüzü ve büyük bir insanlık suçudur. istilacı sömürgen anlayış, çıkarları uğruna ırkları yok etmekten çekinmez. Ulus Devletlerin bu gerçeklerin ışığında ve zaman zaman ülkemize yapılan dayanaksız suçlamaların karşısında onurlu bir politika izlememiz gerektiğine inanıyoruz.

    (alıntıdır)
    Kaynak: Kırım’da Türk Soykırımı
    Dr. Necip Hablemitoğlu
    --spoiler--

    ayrıca kimsenin kanı üzerinden siyaset yapmıyoruz! biz unutturulmaya çalışılan tarihi hatırlatıyor ve onların haklarını arıyoruz!
    0 ...
  25. 38.
  26. ben diyom ankara sen diyon bir tarafım kara sözünü akla getiren yazar. sen git nazilerle işbirliği yap sonra günümüz çakma devrimcilerinin başvurduğu yol olan ajitasyona sığın. bir de üşenmemiş copy-paste yapmış, sanki hiç duymadığımız fikirlermiş gibi, ah bir de şura çakma entellerle dolmasa. sanki spor olsun diye sürüldü o adamlar. kurunun yanında yaş da yanar kardeşim, o insanların acılarını kullanıp kendinizce ramboluk yapmayın buralarda. şu sscb'ye gösterdiğiniz tepkinin onda birini rusya federasyonu'na, ukrayna'ya ya da rus çarlığı'na gösterseniz belki gözümde samimiyetiniz olur ama nerede. anti komünizm yapacağım diye zıbırtlıyorsunuz adeta.
    0 ...
  27. 39.
  28. 89. Entry sahibi vicdan yoksunu insanımsı yaratığa itafen: yüz binlerce insanın yaşı ve suçu ayırt etmeksizin hayvan vagonlarıyla günlerce havasız ortamda taşınması ve bunun sadece bir varsayım üzerine yapılmasını savunabilmek de ancak kalpsiz birisine yakışırdı.

    ben solcu değilim. ben sağcı da değilim.

    ben mustafa kemal atatürk'ün dediği gibi sadece "akılcıyım."

    veya deniz gezmiş hakkında arkadaşı deniz çamlıbel'e anlatıldığı üzere " yeri gelir lenin'i yeri gelir mustafa kemal'i " savunurum. çünkü nerede doğru nerede yanlış var fark ederim.

    yüz binlerce kişinin ortada hiç bir kanıt yokken olduğu gibi katledilmesi kadar aşşağılık bir şey olamaz. bunun nazilikten zaten bir farkı yok. kendi halkına dahi ibadet hakkı tanımayan bir lideri savunmanın da anlamı yok. ayrıca komünizm dünyaya hiç bir zaman gelmedi.

    karl marx'ın dediği gibi

    "kapitalizmin son pisliği yaşanana kadar komünizm dünyaya gelmeyecektir."

    ayrıca komünist manifestoyu okumayan ergen vicdansız şunu da bilsin ki komünizm tek bir ülkede olmaz bütün bir dünyada olur.

    bu cahil internette biraz dolaşırsa o günleri yaşlı başlı dedelerinden dinleyebilirler. 3 gün boyunca nefes alacak boşlukları olmadan yolculuk edip tren durduğunda herkezin teker teker yere yığıldığını, içlerinden çok azının hayatta kaldığı ve savaş sonrasında da geri döndüklerinde mallarının mülklerinin satıldığını yerlerine rusların yerleştirildiğini de böylece öğrenebilir.

    ve copy-paste yaptım bunu da zaten şehit dr. necip hablemitoğlu'nun makalesi diyerek yaptım başkasına ait makaleyi baştan mı yazacaktım kusurlu beyin?
    0 ...
  29. 40.
  30. --spoiler--
    ayrıca komünist manifestoyu okumayan ergen vicdansız şunu da bilsin ki komünizm tek bir ülkede olmaz bütün bir dünyada olur.
    --spoiler--

    tam süper zeka kendisi. öyle böyle değil. evladım zaten tak diye bir anda olmaz bu işler. evet şu anın koşullarına göre komünizm bir ütopyadır ama bir türlü dönemin şartlarını değerlendiremediğiniz için yanlış okuyorsunuz olayları. herkes kendi ülkesinin iyiliğini düşünür, hiç kimse sütten çıkmış ak kaşık değil, anlamıyor ki adam. sanki nazilere yardım edenler elma şekerleriyle ayaklandılar sscb'ye, he anam he. öyle zannedin daha siz. bizzat kırım'a gitmiş bir adam olarak ne olduğunu bilirim. evet yanlışlar olmuştur ama burnunun dibinde örneğin ilber ortaylı gibi avusturya doğumlu (o zamanlar nazi almanyası'na bağlı) bir adam varken nazilere yardım edilmediğini düşünmemek gerek. kırım'dan kaçırılan tatarların çoğu kuzey italya ve avusturya'ya kaçırılmıştır. öyle internet başında pineklemek ile olmuyor bu işler bizzat yerinde git gör. ayrıca hakaretlerin de zerre sikimde değil haberin olsun.
    0 ...
  31. 41.
  32. 91. entry'e itfen: hakaret değil kendine ait tanımın onlar. bir suç işlenmişse eğer bunun suç olduğunu söylemek insanlık görevidir. ancak insanlıktan çıkmış bir mahlukat bile bile savunur yüzbinlerin katlini. kaldı ki nazi almanya'sına yardım ettiklerine dair herhangi bir kanıt da yok dememe rağmen süper beyinsiz bunu doğal olarak da anlayamamakta çünkü algıları ergen ruhunun kirliliğiyle tıkanmış durumda. ayrıca nazilere yardım ettiler desek dahi bu kendi bağımsızlıkları içindir.

    herkez de bağımsızlığını hak eder. eğer stalin yönetimi orta asya türkleri'ne baltık ülkelerine kendi dillerinde eğitim hakkını, camiilerinde veya kiliselerinde ibadet hakkını vermiş olsaydı zaten nazilere yardım etmezlerdi.

    artık seninle uğraşamayacağım. kalbin komünist olduğunu söyleyen ama yanından bile geçememiş mahlukatların tezekleriyle ısıtılıyor belli, bizim kalbimizse doğruyu savunmanın verdiği vicdani huzurla ısıtılıyor.

    kaldı ki daha tek kelime doğru düzgün konuşmaktan aciz olduğun bir insanın internet başında pineklediğini de söyleyemezsin. herkez istediğini yapmakta özgür. sadece şunu bil, sen bir komünist bile değilsin.

    komünizm insanlık adına çıkmış bir rejimdir. öldürmek adına değil. bir komünist babası dahi olsa cinayeti savunmaz.

    şimdi sana hakaret etmiyorum tanımını söylüyorum. ömer seyfettin'in "nadan" hikayesini git bir oku. orada kendini bulacaksın.


    --spoiler--
    herkes kendi ülkesinin iyiliğini düşünür
    --spoiler--

    demişsin. unutma ki kırım türkleri'nin bir ülkesi bile yoktu. çünkü kültürel hakları ve ülkeleri sosyalist olduklarını söyleyenler tarafından ellerinden alınmıştı. komünizm bir ülke hareketi değil bir insanlık hareketidir.
    1 ...
  33. 42.
  34. http://www.cafrande.org/?p=20564

    madem bana inanmıyor gelsin bunu okusun.

    cinayeti savunuyormuşum. ulan 2 saattir ne diyorum hala anlamamış adam. bak kardeşim yanlıştı ama yapılmak zorundaydı. kötü olaylardı hepsi ama yapılmazsa naziler sscb'yi içten çökertecek, ardındaki hedefleri türkiye olacaktı. yahudilerden ve çingenelerden sonraki alternatif köleler türklerdir. adolf amca evet gerçekten bir sevgi pıtırcığıdır ama stalin tü kakadır. anlıyorum sizi evet. sscb dünyayı büüyk bir beladan kurtarmıştır. ayrıca bağımsızlığımız bir kukla devlete kaldıysa vay halimize. hiç mi vichy fransası'ndan ders çıkarmadınız be kardeşim?

    yukarıda verdiğim kaynağı da beğenmeyip "taraflı bu yeaaa" derse sana kaynak değil kaymak lazımdır.
    0 ...
  35. 43.
  36. anlama özürlü arkadaşım son kez söylüyorum bir kez daha yazmayacağım.

    eğer sovyetler o insanlara kültürel özelliklerini koruma hakkı verseydi, örneğin türkçe isimlerini çocuklarına verebilmek veya türkçe eğitim alabilmek ibadet edebilmek gibi zaten böyle bir şeye gerek kalmayacaktı ayrıca yardım ettiklerine dair bir kanıt da yok.
    o insanlar yardım edecek dahi olsa bunu zaten istemezlerdi. sovyetlerin zaten nazilerden bir farkı yok bugün bunu orta asya türk ülkelerindeki rus nüfusa bakarak veya baltık ülkelerindeki sovyet nefretine bakarak da anlayabilirsin. ya da en önemlisi baltık ve orta asya halklarına uygulanan ruslaştırma politikası kapsamında verilen eğitimi de araştırıp anlayabilirsin. hiç bir sebep yokken iki bölgedeki halklarında mallarına el konuldu ve sürüldüler. liderleri, din adamları ve öğretmenleri, yazarları hepsi sibirya'ya gönderildi. hala gelip burada vicdansızlık gösterisi yapıyorsun. aynen devam et. sana bir kez daha bişey demeyeceğim zaman kaybından başka bir şey değilsin.
    0 ...
  37. 44.
  38. tamam ben de son kez yazıyorum. bu anlama kapasitesiyle zor gözüküyor çünkü. diyorum ki; onların çoğu amerikan pompalaması siktiriboktan efsaneler. türkçe isim veremiyorlarmış; ulan sovyetler birliği'nde her türlü üst kademeye gelmişsin, istediğin gibi isim koyabiliyorsun, bir bak bakalım isimlere mustafa abdülcemil, ismail, hiçbirinin ismi maksim ya da aleksandr değil dikkatini çekerim. sultan galiyev gibi bir adam çıkmış sscb'den hala amerikan destekli medyanın sıçıntılarına inanıyorsun. istedikleri gibi ibadet yapabiliyorlardı, istedikleri gibi kuran okuyorlardı. asıl hedef hristiyanlardı. her insan stalin miydi kardeşim yapmayın gözünüzü seveyim. baltık ülkelerinde sovyet nefreti varmış, hiç litvanya'ya letonya'ya gitmemiş olsak yutacağız. adamlar eski günlerini mumla arıyorlar mumla. sanki domino oynuyorsunuz anasını satayım ikide bir düzen değiştirip. asıl benim sana sabretmem büyük başarı.
    0 ...
  39. 45.
  40. yazmaycaktım tutamadım. ama gülemeden de duramadım.

    --spoiler--
    hiç litvanya'ya letonya'ya gitmemiş olsak yutacağız.
    --spoiler--

    letonya'da ablam 3 yıl okudu. ve o baltık ülekeleridneki nefreti ben de buraya getirdiği arkadaşlarından bizzat dinledim. özellikle beyaz rusya'da ders kitaplarından fıkralarına kadar herşeyiyle sovyetlerden nefret ediyorlar. bu nefret sovyetlerle birlikte ruslara da karşı. ve orta asya ülkelerinde bir çok din adamı başta olmak üzere devlet adamları da sebepsiz yere tutuklandı. bunun kanıtları tarihi belgelerde zaten var. ayrıca orta asya'daki şehir adları dahi ruslaştırıldı ki sen gelmiş çocuklarına istedikleri isimleri verebiliyorlardı diyorsun. işte asıl buna gülerim biraz tarih oku. daha bugün tkp li arkadaşlarımla görüştüm onların yarısı olsan keşke * ayrıca orta asya ülkelerinde resmi dil dahi rusça idi. sadece dağılmdan önceki bir kaç yıl içinde özbekçe, kırgızca adı altında türkçe'nin farklı ağızları resmi dil ilan edildi. ve şehir adları da yeniden türkçe'ye çevrildi.

    herşeyi güllük gülistanlık yazmışsın öyle olsaydı sovyetler berlin duvarını örmek zorunda kalmazdı. insanlar batıdan doğuya göç ederdi. ya da istanbul boğazından gemileri geçerken mürettebat denize atlayıp kıyıya yüzmezdi. 1970 lerin milliyet'ini arşivden oku haberleri görürsün :D:D

    yazık yemin ederim bu ülkede herkes kendince bir tarih uyduruyor. kazakistan'ın %40 nın rus olması dahi sovyetlerde emperyalist uygulamaların olduğunu gösterir. çünkü rusya'da hiç bir yerde türk nüfusu %40 değil. bugün aynı şey bir başka komünist olduğunu söyleyen ülke çin tarafından doğu türkmenistan'da yapılıyor. 60 yıl önce bölgedeki çin'li nüfus %1 iken %40'a çıkmış durumda.

    Bölge halklarının dillerindeki bozulmalar da emperyalizm ve asimilasyon çabalarının bir sonucudur. orta asya türkleri için en başta latin alfabesi uygun görülmüş ama daha sonra kiril alfabesi seçilmiştir. neden mi? çünkü türkiye'de kurulan yeni cumhuriyet de latin alfabesini kullanmayı uygun görmüştü. aradaki kültürel bağları koparmak için yapmaları gereken alfabeyi yeniden değiştirmeleriydi.

    inanmayacaksın çünkü algıların kapanmış bugün şu toplumların haline biraz bakan bunu anlar zaten. ama devam edelim.

    j. stalin bunlarla da kalmayacaktı. bölge halkını kendi bağlarından daha da koparmak için, gılgamış, şeyh şamil, manas gibi destanları tarih kitaplarından kaldırttı. dede korkut hikayeleri dahi damga yemişti. sayısız düşünür j. stalin ve komünist parti hayallerine, ruhuna uygun olamdığı için ya öldürüldü ya da sürüldü. Türkistan genel valisi Dukhovski Rus harbiye nazırına yazdığı mektupta "Türkistan'da resmî organ olarak bir Müslüman idaresinin kurulmasına müsade edilemez. Çünkü böyle bir hareketin bütün müslümanlaı birlik halinde biraraya toplaması mümkündür" diyordu. j. stalin'in türk köylerinin katli mektubuyla birlikte bu mektup da resmi şekilde yayımlandı arşiv numarasını da biraz daha cehalete devam edersen vereceğim. tüm bu çabaların sonucunda çoğu insan kendi dillerindn vaz geçip rusça'yı benimsedi. Cami, mescit ve medreseler eski kalıntı denilerek yokedildi. 1929 yılma kadar Türkistan 14.000 cami. mescit ve medrese vardı. Halen bunların hepsi ya yıkılmış ya kapatılmış depo, ahır, garaj, kulüp ateizm müzesi veya oturma yeri haline getirilmiştir. 1929'da dinî yazıların basımı ve yayımı kanunla yasak edildi, 1936 yılına kadar polis Kur'ân-ı Kerim'leri topladı ve büyük bölümünü yaktı.

    bu sadece islamiyete karşı değil hristiyanlığı da karşıydı. bütün dinlere savaş açmışlardı. güya insanlık adına yola çıkmışlardı.

    sana Türkistan' ın meşhur sesi Dedehan Ağaoğlu'nun esir Müslüman Türklere hitaben yazdığı "UYANIN" adlı şiirini hediye ediyorum.

    Ben yeter yav haddın aştı sebr-u taket kalmadı.

    il ulusta din-u iman-u diyanet kalmadı.

    Feyz feragat kork letafet ne melahat kalmadı.

    Kozgalıng (uyanın) ey ehli mümin yavga karşı kozgalıng...

    hala devam edeceksin dimi * eee ne de olsa cahile laf anlatmak sanattır. benim de sana sabretmem büyük başarı ama benim amacım sana laf anlatmaktan çok şu nickaltına gelenlerin neyin ne olduğunu görmesi...

    ee hala amerika'nın uydurduklarına inanıyoruz. ya da tarihi belgelerin ve sosyolojik göstergelerin ortaya çıkardıkları sonucu anlatıyoruz da anlamak istemeyenler böyle söylüyor.

    bu yazı aşağıdaki isimlerin anısınadır. orta asya'da öldürülen ve sürülen aydınların bazıları.

    -------Maşrık Elbek-Sancar Asfendiyar. Kaygısız Atabeyoğlu, Ahmet Baytursun, Sultan Hocam, Feyzullah Hoca--------
    0 ...
  41. 46.
  42. troll ve am göt meme yazarımsılarının sol frameyi mahvetmesinden duyduğu nefretin etkisiyle mümkün olduğunca bilgi içerikli entryleri insanlık yararın adına sözlüğe ekleyen kişidir. yaptığıyla sol frameyi daha fazla acı çekmekten kurtarır ve aptal başlıklar daha seyrek görürünür.
    0 ...
  43. 47.
  44. hala vıcık vıcık ajitasyon derdinde. madem konuyu başka taraflara çektik oradan devam edelim;

    çok meraklıysa kendisi onurlu baltık ülkelerinin vatandaşlığına geçebilir. ama dikkat etsin litvanyalı neo naziler onun türk olduğunu duyduğu an dürtebilirler. adamlar sadece ruslara, komünizme değil almanlar ve amerikalılar hariç her ülkenin insanına nefret duymaktalar. bu bütün doğu bloğu ve eski sovyet ülkeleri için geçerli. olaya sadece sovyet nefreti şeklinde bakarsan algıda seçicilik yapmış olursun güzelim.

    hala bana milliyet gibi siktiriboktan, aydın doğan gazetelerinden kaynak veriyorsun ya sana hakikaten kaymak lazım arkadaş. 2 saattir ne diyorum amerikan destekli medyaya, harun yahya sitelerine inandığın sürece sana laf anlatılmaz. evet doğu türkmenistan anlıyorum seni. türkiye'de pkk ne sorun çıkarıyorsa, çin'de de uygur örgütleri sorun çıkarmaktadır. rabiya kader değil mi zaten george w puşttan medet uman.

    kırım tatarları bazı milletler gibi vıcık vıcık duygu sömürüleri yapmazlar. onurlu ve gururludurlar. hiçbir şekilde film ya da belgesel çekmedik, kendimizi acındırmadık. her daim dik durduk. ismail gaspıralı'yı ve diğer tatar aydınlarını ağzına alırken önce bir abdest al sonra gel, olur mu? öyle bizim sizin gibi ağlayıp zırlayan tatlı su turancılarına ihtiyacımız yok, rahat bırakın bizi.

    ayrıca istatistikler illa doğru olmak zorunda değildirler. tut ki doğru, rus çarlığı'nı, rusya federasyonu'nu eleştirmeye götünüz niye yemiyor? varsa yoksa sscb. dediğim gibi çok fazla amerikan filmi izliyorsunuz, dokunuyor valla bak. onu da geç insan yediği kaba sıçmaya meraklı olursa nüfusu da azalır, gerekirse dizginlenir. ona bakarsan çoğu lider bazı etnik grupların sesini kesmeye çalışmıştır neden dengeyi sağlamak için. sizi sevgi pıtırcıkları sizi.

    hadi sana tek kelimem var şimdi: kaybol!
    3 ...
  45. 48.
  46. sana tek diyeceğim bugün kazakistan'ın %40 ı russa orta asya ülkelerinin dilleri ve kültürleri asimile olmuşsa baltık ülkelerinde hala bir çok yerde kendi milletleri azınlıksa ve kültürlerine yeniden kavuşmanın mutluluğunu yaşıyorlarsa, bugün fıkralarında bile rusların kalleşliklerinden bash ediyorlarsa, bugün orta asya cumhuriyetleri arasında sovyetlerden kalan hesaplaşmalar varsa işte asıl emperyalizm budur. senin halkların kardeşliği yaftanı yesinler. komünizm fikrine söylenen sözler değil bunlar sovyetler gibi komünizmi kullanıp da yanından geçmeyenler için.
    Bu sana anlattıklarım herhangi bir medya kuruluşunun sıçması değil bizzat devlet arşivlerinde olan mektuplar ve belgeler. 1929 yılında dini yazı yazılmasını yasaklayan kanunu biraz insan olmayı başarıp araştırsan zaten bulursun.
    1936 yılına kadar kur'anların polis tarafından toplanıp yakıldığını da anlarsın.
    Ama bunu anlama özürlü olmayan birisi yapabilir. Ayrıca baltık ülkelerinde nazi var demişsin asıl buna güldüm. o bölgeden bizzat arkadaşlarım var ve sölediklerinle alakası bile yok senden 10 kat insanlar. ben oraya gitme niyetinde de değilim ama insan olamadığın için çok istiorsa gitsin diye bir köpek gibi havlamışsın. Öncesinde de baltık ülkelerinde güya sovyetleri arıyorlar demiştin. tam tersine kurtulduklarına şükrediyorlar, bunu türkülerinde ve fıkralarında rahatça görüyoruz. eğer sovyetler iyi bir yer olsaydı insanlar boğazı geçerken sulara atlayıp kıyıya yüzmezdi yada berlin duvarını sovyetler değil batılı ülkeler örmek zorunda kalırdı. saplantılı beynine iki dakika da olsa özgürce düşünmeyi öğret ve gerçeği gör.

    sovyetler dağılmadan önce orta asya türkleri kendi bölgelerinde iktidarı ele geçirdiklerinde ilk yaptıkları dillerini resmi dil ilan etmek ve şehir adlarını yeniden türkçeleştirmek olmuştu. ama dağılıştan bir kaç yıl öncesine bile başlarına kendi kültürlerinden tek kişi geçmemişti. aşşağıya da sovyetlerin dil politikasını yazıyorum insan olmayı başarırsan oku.

    Sovyetlerin Dil Politikası:
    1-Tüm dillere eşitlik
    2-Rusçanın ortak üstün dil olması
    3-iradi çift dillilik
    4-Ana dillerin ihmalinin açıklanması
    5-Rusçanın yabancı dil olarak eğitim sistemine girişi şeklindedir.

    tüm dillere eşitlik ama sonrasında rusça ortak üstün dil. :)

    şimdi gelelim montaigne'in tartışma adlı denemesinden yapacak olduğum alıntılarla sana asıl insanlık dersini vermeye:

    "platon bu yüzden tartışmayı zayıf insanlara devlet adlı ütopyası'nda yasaklamıştı."

    hangi yüzden mi? montaigne burdan ne konuda mı bash ediyor?

    tartışmayı kişiselleştirmekten bash ediyor. sen saygılı ve insan olabilecek birisi değilsin. hayatın boyunca sadece havlayacaksın. tek yaptığın ağzından salyalar saçarak karşındakini sindirmeye çalışmak olacak. daha demokrasinin bile var olamadığı mafyanın ve dikdatörlerin hüküm sürdüğü sözde halk-kardeşliğinin olduğu bir emperyalist imparatorluğu savunuyorsun. gerçekleri göremeyecek kadar kör ve cahilsin.

    montaigne'den devam edelim:

    "bu kişiler tartışmazlar, karşısındakilerle cenkleşirler, konuyu saptırırlar ve tartışmada amaçları fikir alıp vermek değil karşıdakine üstünlük taslamaktır, tartışmayı kişiselleştirir ve cenkleşmeye devam ederler."

    kısaca montaigne burada senin hemcinslerin olan insan-köpeklerden bash etmiş. sana diyeceğim:

    önce insan gibi konuşmayı öğren. sonra da insan olmayı öğren. sana olgular üzerinden konuşuyorum senin tek dediğinse şunun bunun medyası. , ben sana mektupları var diyorum. 1929 kanunu var diyorum. öldürülen sürülen aydınlar var diyorum! kendi destenları dahi tarih kitaplarından kaldırıldı diyorum! sen hala şunun bunun sıçması diyorsun. asıl sıçma kendinsin. ayrıca benim kırım türklerini acındırdığım falan da yok tarihi unutturmaya çalışanlara karşı hatırlatıyor ve yapılanların hesabını sormak isteyenlerin grubuna dahil oluyorum,kimseyi acındırmak gibi bir amacım olmadı sadece acılarını paylaşıyorum. ama bunu insan olan anlar senden bunu bekleyemem köpecik. sovyetleri de hala sosyalist zanneden bi mal görmemiştim.
    daha da havlamalarına karşılık vermeyeceğim, cahillerle asla tartışmayın ben hiç yenemedim diye gazali boşuna dememiş. buraya kadar sürdürmemin tek sebebi de okuyacak olanların ne malların olduğunu görmesiydi.

    şimdi benim de sana tek kelimem var; iki dakka insan ol!

    hadi havla bakalım. :)
    0 ...
  47. 49.
© 2025 uludağ sözlük