yazılanları okudukça "amma çok yaşlı varmış yahu millet ne meraklı yaşlı olmaya" diye düşünmeme neden olmuştur. yaşlılık iyi bir şey değildir, misal: şimdiki gençlerin köşesine çekilmiş şirin adam olarak bildikleri evren, demirel gibi kişilerin aktif olarak çalıştığı! dönemleri görmek, pc, playstation ne demek türkiye radyo televizyon kurumu'nu tek kanaldan seyredip dansöz çıkacak * diye yılbaşını iple çekmek, iki aşamalı sınavdan geçip tercihlerimizi sınavdan önce yaptığımız üniversitelerde okumak gibi şeyler yaşamış olmanın neresi güzeldir sorarım size akranlarım, olsa olsa nostaljiktir, acı bir tebessümdür. **
çocukluğu televizyonsuz bir evde geçtiği için kendini şanslı addeden yazardır. babanın eve bir radyoyla (philips) geldiği günü unutamayan, o radyodan necati cumalı'nın ölümsüz eseri nalınlar'ı dinleyen (radyo tiyatrosu) yazardır. evlerine elektrik bağlandığı günü hatırlayan, karartma gecelerini yaşayan, eylül fırtınasını bizzat iliklerinde hisseden yazardır. (hadi dağılın, daha fazla konuşturmayın beni!)
hiç şüphesiz; prettygirl17. o 17 nin, 1917 ye ait olduğunu düşünüyorum. hayır yani, henüz 17 yaşındaki biri için bu derece görmüş, geçirmişlik çok fazla. imkanı yok lan bunun!
kafamı karıştıran tek nokta ise hala bakire oluşu. bisiklete de mi binmedin hiç anasını satayim?
gaz lambasi vardi koydeki evde. sonra, lüküs lambası diye bir sey geldi. sicak yaz gunlerinde seftali tarlalarinin arasinda oten circir boceklerinin sesleri esliginde, Lüküs lambasınin isiginda, radyo tiyatrosunu beklerdik aksamlari.
havada yeni olgunlasmis cardinal seftalilerin kokusu, tadi. butun guzel sesli adamlar, butun guzel sesli kadinlarla guzel seyler konusurlardi hikayelerde. hersey cok yavas, hersey cok huzunluydu o vakitler. hayata kurulmus cibinnikin altinda kac kisi yatardik, sivrisineklerden korkarak?
dedem carsambalari sehirde kurulan pazardan lokum ve Petit beurre getirecek diye beklerdik sabirsizlikla. bir de akide sekeri. iki Petit beurre biskuvinin arasina koydugumuz pembe renkli, yumusak lokumlarin yapistigi dislerimi ayni tadi alabilmek icin yeniden verirdim, oylesine muhtesemdi tatlarin birlikteligi. sonra kosardik dondurmam gaymak'taki gibi bir dondurmacinin, motosikletine ilave ettigi, dudukumsu seyden cikan sesi duydugumuzda uzaklardan dogru. dondurmalar o zamanlar daha mi guzeldi?