öyle yalnızım ki.. sürekli seni okuyup, sana yazıyorum. beni çok etkiliyorsun ama, her şeye potansiyel başlık gözüyle bakıyorum. senden öğrendiğim şeyleri de vakit geçirmeden yapıyorum. misal daha bugün mini etek giydiği halde ahlaktan bahseden kız oldum, mini etek giydim çıktım sokağa, sonra ahlaktan bahsettim orda burda.. mini etekle sokakta gezerkenki psikolojimi açmak istiyorum, bir ara amcanın tek peşimden geldi ama gayet sakindim. bu sıcakta ne giyeyim be sözlük? hem etek bana çok yakışıyor, neyse.. önce bir kütüphaneye uğradım, ordan bir arkadaşa...sonra birilerini bulmak umuduyla her zamanki yerimize gittim, kimse yoktu. biraz dinlenip bir kola içeyim dedim, oturdum. yan masada 20-25 yaşlarında bir bayan ve bir erkek oturuyordu, masanın üstünde bir poşet, bir çanta, bir de başörtüsü vardı, ablanın saçlar da dağınıktı. bizim mekan biraz loştur sözlük, masalar da çok ayrıdır, aralarda dekorlar filan vardır. yanımda biri olmayınca, hazır mini etek de varken bir ahlaksızlık yapayım dedim ve yan masayı izlemeye başladım. abiyle ablanın bardakları boşalmak üzereydi, abla abinin kucağına yattı, abi eğildi ablanın dudaklarına öpücükler kondurmaya başladı. mini etek giysem bile parmaklarına baktım, alyans yoktu. abla doğruldu, ellerini kenetlediler bu kez, abi diğer eliyle ablanın saçlarını okşadı. ben karşımda oturan, benim yaşlarımdaki çocuğa baktım, o da bana bakıyordu ve yan masama. abla abinin sırtında gezdirdi bir elini, sonra kolasını içti. abiye döndü, geç oluyor fatura yatırmaya diye çıtım babam gelmiştir şimdiye, dedi. başörtüsünü alıp tuvalete gitti, abi hesabı ödedi. abla başörtülüydü sevgilisi vardı, ben mini etekliydim yalnızdım. hayatımda bir kere bile cafede, ulu orta sevgilimle öpüşmemiştim. aklıma yine sen geldin sözlük, bir yazarın vardı, abili bir şey... eve dönerken birkaç esmer vatadaşımız of çekti bana bakıp, ama benden iki adım önde yürüyen çarşaflı teyzenin arkasından da "öcüüü" diye bağırdılar, herkesin kendi tercihi, kendi inancı, kendi ahlak anlayışı var, bunu anlayamıyor olmaları ne yazık. neyse sözlükçüğüm, bu günlük bu kadar...
