özellikle resim, müzik ve heykel gibi alanlarda dönemin siyasi yansımalarını derin bir biçimde barındırır. sanatın, toplumlar üzerindeki etkisinin, ne denli kuvvetli olduğunun göstergesidir. devasa heykeller, komünist parti propagandası için sürekli kullanılan afişler ve marşlar, halkın gözünde sistemin yücelmesini sağlamış, aidiyet duygusu ile güçlü bir yapının parçası olma hissi kazandırmıştır.
fikir taşımakla kalmayıp, fikir propagandası için çalışan sanattır. devletin resmi ideolojiyle paralel bir çizgide yol aldığı için, hangi görüşte olursa olsun devlet himayesine girip, bir otokontrol olmadan serbest gelişenlerin aksine kesinlikle bir fikir taşır ve yayar.
evet sansürsüz, denetimsiz sanat kendini geliştirir, ortaya daha özgün eserler koyabilir. özgürce üretilip sunulabilen eserler, bir ülkede her konuyu cesurca işleyebilen özgür ve bağımsız bir sanat ortamı yaratılması en azından köstek olunmaması kesinlikle şarttır ve gelişmiş bir ülke olmanın da önemli şartlarındandır. bir ihtimal yozlaşma da getirebilir beraberinde ama herşeye rağmen özgürlük diyoruz tabi ki. ancak sanat eserleri üzerinde devlet denetiminin olması sovyet kızılordu korosunun sanatsal düzeyini düşürmez ya da buena vista social clubın küba yönetiminin denetim kurulundan onay almak kaydıyla müziklerini üretebilmesi ve bu müziğin dünyanın bir yanından milletleri büyüleyebildiği gerçeğini değiştirmez.
devlete bağımlı olmak,özgür olmamak için sosyalizm ülkesi olmak gerekmez. malum en şatafatlı kapitalist düzenlerde de iktidar yalakalıkları, iç politika yalamalalıkları ve cep doldurma amaçlı sipariş sanat festivalleri o çok özgür ülkelerde malumun resmidir. insan her yerde insan iktidar her yerde iktidardır sonuç olarak. yani mükemmel sistem asla mümkün olmayacak.
devlete bağımlı olmak,özgür olmamak için sosyalizm ülkesi olmak gerekmez. malum en şatafatlı kapitalist düzenlerde de iktidar yalakalıkları, iç politika yalamalalıkları ve cep doldurma amaçlı sipariş sanat festivalleri o çok özgür ülkelerde malumun resmidir. insan her yerde insan iktidar her yerde iktidardır sonuç olarak. yani mükemmel sistem asla mümkün olmayacak.
devlete bağımlı olmak, özgür olmamak için sosyalizm ülkesi olmak gerekmez. malum en şatafatlı kapitalist düzenlerde de iktidar yalakalıkları, iç politika yalamalalıkları ve cep doldurma amaçlı sipariş sanat festivalleri o çok özgür ülkelerde malumun resmidir. insan her yerde insan iktidar her yerde iktidardır sonuç olarak. yani mükemmel sistem asla mümkün olmayacak.
onca sene bi "ben böyle sanatın içine tükürürüm" çıkartamamıştır (acaba?)
(aslında şunu yazıp geçecektim bu bile yeterdi buna ama can sıkıntısı işte ne yaparsın)
diyeceğim şu; her devlet rejim ne olursa olsun sanatı baskılar. en özgür sandığınız o sanatsal etkinlikler bile görece kısıtlamaya tabidir. bu da pek tabii bir durumdur. kim ister ki kendisini yeren bir sanatı? en çok islam ülkelerinde (tamam islam ülkesi yok islam coğrafyası diyorum tamam) görmekteyiz bu durumu (buraya geleceğim yine). işin zücü kısmı şudur aslında tamam sansür koyacaksın anlıyoruz devletsin bilmem nesin ama bi zahmet koyduğun sansürün altyapısı biraz kuvvetli olsun. sansürün bile bir mantığı vardı bir zamanlar. şimdi anlayan anlamayan önne gelen sanatın içine tükürüyor.
niye islam ülkelerinde sanat sansür görür? size kafadan şunla cevap vereyim:
"şu resimlerin sahipleri var ya! kıyamet günü azab olunacaklar. onlara: "şu yaptıklarmızı diriltin" denir."
bu aslında olayın komple özetidir. vurmalı çalgılar dışındaki çalgıların pek hoş karşılanmaması konusuna girmiyorum bile. burada islam'ın sadece sanatta değil toplum içerisindeki hemen hemen her olguda tutucu ve dar bir alana sıkışıp kaldığını görmemiz gerekiyor. böyle bir dinin olduğu coğrafyada sanatın gelişmesini beklemek pek de mantıklı değil zaten. şiir dışında o da belirli sınırlar içerisindemutlaka.
gelelim sovyetlerde sanata az önce dediğimiz gibi sovyetlerde de sanat sıkıştırılmış bir durumdaydı ama asla ve kat'a günümüz islam coğrafyasındaki ve ortaççağ hıristiyan coğrafyasındaki gibi saçma bir bağnazlıkla karşı karşıya değildi. misal siz sovyetlerde rejim karşıtı sanat yapamazdınız elbette ama bunun dışında hemen hemen bütün fikir temellerinde sanat icraa edebilirdiniz. nerden mi biliyorum? dizga vertov'dan, şostakoviç'ten, şolohov'dan, mayakovksi'den, reşid behbudov'dan ve aklıma şimdi gelmeyen nice sanatçıdan biliyorum. bu adamların kalibresinde sanatçılar malesef islam coğrafyası şu an asla çıkartamaz. istisnalar müstesna olmakla birlikte elbette islam coğrafyasının pek değerli sanatçıları mevcuttur en basitinden bi abbas kiyarüstemi bile bir şey ifade etmektedir ya da amin maalouf elbette isim çok ama asıl anlatmak istediğimi anladınız sanırım. sovyetler birliğindeki sanatı hor görmek için sanırım bayağı kasmak gerekir. o da kolay değildir. tabi bir rönesans değilse ortadaki mevzu...