orijinal dilinde* izleseniz ve bu dili anlamasanız bile, eğlenebileceğiniz, hikayeyi kavrayabileceğiniz bir film. tabi bu da yönetmenin başarısı. taş gibi film..
dün öğlen seansında -alçıdan yeni çıktığı için uzatmadığım zamanlarda şişen ayağıma rağmen- üniversitemin güzel kampüsündeki canım sinema anadolu'da seyrettiğim, müziklerine hayran kaldığım, keyifli, akıcı, hoş, başrolünde kısa ve acısız filminde kostas rolüyle de izlediğimiz yunan * aktörün oynadığı, bir fatih akın eseri.
bir fatih akin filmi. Hemen hemen her filminde birol unel'e yer veren fatih akin'in bu takintisini simdi daha iyi anliyorum birol unel yine sahaneydi . Sonu tuhaf bitti belkide bitmesini istemedgimden bana oyle geldi . Ugur yucel'i gormek guzeldi. Ama bilmem kacinci sinif dandik komedi filmlerinde yapilanlarin bu filmde yapilmis olmasi rahatsiz etti caktirmadim(adamin gomlek dugmesinin kopmasi ziplayip adamin ilac kutusuna dusmesii bidi bidi.. yapma bunu fatih) neyse bu da nazar boncugu olsun.
uğur yücel'in çok ani filme dahil olarak çok kısa bir rolde çıkıkçı olarak bize göz kırptığı fatih akın filmi. adına yakışır bir soundtrack'e sahip: filmden sonra alınıp mutfakta yemek yapmaya çalışırken dinlenesi, eğlenesi. gönül isterdiki yönetmen artık bu filmle türkiye'de de ismini sağlamlaştırsın, ama gene olmadı beklenen gişeyi yapamadı, pek ilgi görmedi. keyifli bir buçuk saat geçirmek için birebir.
hani bazı filmler aklınızda bir melodi, bir gürültü, bir his, damağınıza bir tat bırakır. soul kitchen "datdata datdata datdata" melodisi üstü krema gibi bir film.
müthiş eğlenceli. oyunculukları göz dolduruyor ,hikaye doyuruyor. birol ünel yine kendine hayran bırakıyor.
süper bir fatih akın filmi. türkiye de gişe yapamamışdır ama gişe yapan yüzlerce türk filmine bedel hatta onların yanında çok bile kalır. film hiç sıkmıyor bittimide keşke uzasaydı deniliyor.
soundtrack albümü de dinlenesi fatih akın filmi. filmi izlerken moritz adamım benim demekten kendimi alamadım. fatih akın ve birol ünelle takıla takıla hafif bir türkleşme olmuş sanki onda da. çekimleriyle, senaryosuyla çok uyumlu bir film. monte kristo kontu göndermesi ise "çak lan fatih" dedirten cinsten.
sevimli bir film, özgün bir senaryoya sahip. almanca olması biraz sıkıntıya sokuyor tabi insanı. oyuculuklar gayet başarılı, uğur yüceli görmek de şaşırttı. *
filmden: Zinos (ADAM) : -hey, bu çalınyı malı burada istemiyorum tamam mı başımı belaya sokacaksın!
ILLias (moritz): -ne var ya ufaklık müzik istiyor, ben de ufaklığı istiyorum.
ayrıyeten illias'ın hapishane arkadaşlarıyla poker oynadıkları sahnede "50 cent'ine oynamaları" olsun, diskodan çıkıp yürürken "dinle, hemen keçi'yi de alıp buraya gelmenizi istiyorum. neresi olduğunu sonra söylerim." diyen illias olsun, her fatih akın filminde olan meşhur "ayrıntılar arası espriler" ve "durum komedisi" olayını şahane yaşatmaktadır. daha ben ne diyeyim. ilk komedi denemesinde şapka, toka, ne varsa çıkarttır.