himmet hülür ve ahmet kalender'in yazarları oldukları ve 2003 yılında yayınlanan kitap. 410 sayfadan oluşan kitabın yaklaşık 250 sayfayı bulan ilk kısmında sosyo-politik tutumlar ile din arasındaki ilişkiler konusundaki teorik tartışmalar ortaya konulmaktadır. eserde bu teorik tartışmalardan sonra konya'da yapılan araştırmanın bulgularına yer verilmekte, nicel veriler hakkında açıklamalar ve istatistiksel analizler sunulmaktadır.
kitabın teorik yaklaşımıyla ilgili olarak şu saptamaları yapmak mümkündür: türkiye'de sosyo-politik tutumları dindarlık açısından analiz eden en kapsamlı ve nitelikli çalışmalardan biridir. siyasal gündemimizin temel konularından biri olan dindarlık ve dini ideolojiler, bu konuyla ilgili literatür ve yaklaşımlara derinlemesine yer verilmekte ve incelenmektedir. eser, dini bir yaşantı sürdüren mütedeyyinler ile dini ideolojileri savunanlar arasında açık bir ayrım yapmaktadır. bu açıdan mütedeyyin insanlara veya dinini yaşayanlara değil de dini temsil ettiğini ileri süren ancak dini araçsallaştırarak içini boşaltan islamcılığa yönelik eleştirel bir analiz ortaya koymaktadır. weber ve frankfurt okulu çizgisinde ortaya konulan bu analizde islamcılığın dini inancın ve değerlerin içinin boşaltılmasında ve araçsallaşmasında oynadığı role dikkat çekilmektedir. böyle bir bakış açısı klasik laik-dindar kutuplaşmasını reddetmekte, bu ayrımın, sekülerleşme sürecini gizlediği vurgulanarak marksist gelenekteki ideoloji eleştirilerinden yararlanılmaktadır. böylece kapitalizm ve kültür endüstrisinin dini alan üzerinde egemenliğini nasıl kurduğu gösterilmektedir. islamcı ideoloji, hem dini alanda meydana gelen bu sekülerleşmenin görülmesini engellemekte hem de bu sekülerleşmeden yararlanmaktadır. bu bakımdan islamcı ideoloji, kutsal bir içeriğe değil dünyevi bir içeriğe sahip görülmektedir. eserde islamcılık konusunda teorik terimlerle yürütülen tartışmayı şu ifadelerle özetleyebileceğimiz kanaatindeyim: islamcılık, islamla aynı şey değildir hatta islamın temel amentüsüyle uyuşmayan, ona zarar veren bir harekettir; islamcılık, dinin kutsallıktan uzaklaşmasının ve dünyevileşmesinin bir aracıdır. islamcılığın islami olmadığı tezini bilimsel literatür temelinde ortaya koyan bu eserde himmet hülür ve ahmet kalender din sosyolojisi alanına cesur ve eşsiz bir katkıda bulunmuşlardır.