eşitlik ve mutluluk hayalleriyle inanmaya başladıkları gibi sosyalist bir ülkede yaşamak zorunda bırakılsalar kısa bir süre içinde tövbe ederek geriye kaçacak olan insanlardır. evet kulağa çok hoş geliyor okunduğunda, dinlendiğinde fakat kapitalizm gücünü ne kadar insan kaynaklı olduğu için bir başkasına mutlaka zarar verirse, sosyalizm de aynı şekilde insani duygulara ulaşımı engelleyeceği için insana zarar verir. gidin bir dükkana, işleten kişi size ne gülümser ne de yardımcı olmaya çalışır; kendi dükkanı değildir, parasını alır ve gerisinin önemi yoktur. kişiler hayallerinin peşinden koşamazlar, belki diğer ülkelerde de çoğu kişi hayalleirne kavuşamaz fakat duyulan umut ve olabilirlik her zaman yaşama gücü verir. gerekli olmadığı için sakız üretilmeyen ülkelerinden buraya geldiklerinde bir sakıza veya açlıktan bir yarım ekmeğe bedenlerini satmaya başlar bu ülkelerin zavallı kızları engellenmiş insani arzularının kabarmasıyla. şimdi etrafta topluca bağırıp çağıran bu insanların kızkardeşleri ve arkalarındaki topluluktan aldıkları güçle insanlara vuracak cesareti bulan kızımsı şahsiyetler ileride şimdi kötüledikleri kapitalist ülkelerin birer zevk oyuncağı haline gelirlerse bundan kendi düşünceleri dışında birşeyi sorunlu tutamazlar ki buradab da düşünce özgürlüğünün çokd a savunulması gereken birşey olmadığını anlayabiliriz. bu olayların yakın tarihte gerçekleşmesine rağmen başka ülkelerde de türer sosyalizmi savunmaya başlayan insanlar, ülkeye ve gençliğe hiçbirşey üretmeyerek yalnızca zarar vermenin dışında başka bir işe yaramazlar ve benim onlara tanıdığım özgürlükle bir gün beni özgürlüğümden alıkoymak için konuşmaya başlarlar. en ilginç tarafı bunu kendilerinin ileride ister istemez çürütecekeleri fakat benim demokrasi ve düşünce özgürlüğün yılmaz koruyucusu insanlarımın da mutlaka seslerini duyurmalarını savunarak aslında mantık yoksunluğundan öteye gitmeyen bir sonsuz düşünce özgürlüğü hakları savunucusu kesilmeleri ile gerçekleştirmeleridir.
