şimdi diyelim ki ülkemizde tkp genel seçimlerde en çok oy alan parti olarak bir hükümet kurmayı başarabilmiştir (ne de olsa bu parti her seferinde seçimlere katıldığına göre, serbest seçimler yoluyla iktidara gelip sosyalizmi getirmeyi planlıyor). ee, sonra ne olacak?
bu hükümet, öncelikle ülkemize sosyalizmi getirebilmek için özel sermayelere, mülklere el koyup ülkemizdeki burjuvaziyi ortadan kaldıracaktır. sonra, sosyalizmin kalıcı olabilmesi için ne yapacaktır? tamam, bunun için de diyelim ki hükümet kapitalizmden yana olan partileri kapatsın, yasaklasın. hatta anayasayı sosyalizmi koruyacak, kapitalizmden yana olan partilerin yeniden kurulmasını yasaklayacak bir biçimde değiştirsin. o zaman geriye komünist partiler kalacak. peki ya bu partiler, varsayımımıza göre iktidarda olan tkp'ye karşı muhalefet oluşturabilecek mi?
asıl değindiğimiz konunun çıkış noktası da burası zaten. bu durumda herhangi bir komünist parti çıkıp da "biz sosyalizmi daha iyi uygularız" gibi vaatlerde bulunup sosyalist iktidara karşı muhalefet yapabilecek mi? bu şekilde sosyalist iktidar el değiştirmesi mümkün mü?
Peki bu iyi bir şey midir? öz yönetim açısından yönetimde birlik güven getirir, ama bozulma da olabilir zamanla, bir mobilizasyon sağlanmalıdır. FAkat olan sistemde karşımıza daha çok stalinist öğelerle süregelen bir yapı çıkar. Ayrıca (bkz: mao) , (bkz: fidel castro), (bkz: kim jong il)
buna ayrıca farklı bir ideolojik anlatıma yaslansa da özde şunu diyebiliriz: faşist diktatörlük
muhalefet konusunun da anlaşılmadığı durum. demiş ki şahıs , sadece sosyalist partiler kalırsa kim eleştirecek?
parti içi (örgüt içi) muhaleferi atlamış şahıs. lakin örneğin lenin döneminde troçki aynı partide olmasına rağmen lenin'in icraatlerini çoklukla eleştirmiştir. lenin'de bunları göz önünde bulundurmuştur.
sanılmasın ki muhalefet sadece ayrı örgütlerden gelir. devrimci hemen her örgüt diyalektik tartışmaya inanır. ve mühim bir işe girişmiş her örgütün içinde karşı tez yaratacak kişiler bulunur.